Hangi oje yakışmaz ki kız bana

Kadınlar bilir. Gerçi artık kadınlar kadar erkekler de iyi bilir. Ojenin kadın hayatındaki yerini. 

Oje önemlidir azizim hatun cinsi için. Hele bir de aksesuar kullanmayı sevmiyor ve beceremiyorsanız o oje sizin en kıymetli hazinenizidir. İstikbalde dahi sizi bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici ..  Neyse. 

Diyorlar ya erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer. Bu lafın gerçekten de doğruluk payı var söyliyim. 

Yemeğine düşkün bir adama değil bir yemek, çay demleyip yanına peynirli börek bile yapıp koysanız dünyalara değer. Değiyor, gördüm. Hele seviyorsa bir de kahve pişirin, köpüklüsünden bakın neler neler oluyor. Ben sevmeyen adamları bile kahve tiryakisi yapmış insanım. Ha tabi karşındaki adam değilse tek elinle yaprak sarsan yaranamazsın, o başka. Az kadir kıymet bilen biriyse o da kadının kalbine giden yolu biliyordur elbet. 

Şayet benim kalbime giden yol tırnaklarımdan geçer. Ki bence birçok kadın için de bu böyledir. Tırnak nedir ki demeyin dostlarım. Bu hatun kısmısı var ya her ay maaşından belli bir bütçe ayırır el ve ayak tırnakları için. Ucuz da değil ki gavurun manikürü pedikürü. E ben öyle paralı maralı da değilim diyorsanız, işte siz de benim gibi zavallısınız ve kuaföre gidemediğiniz vakitlerde kendi manikürünü kendiniz yapacaksınız. Aldım gerekli alet edevatı. Artık genel olarak kendi manikürümü kendim yapıyorum. Param oldu mu da hop randevu al kuaföre koş. 

Bir de bende normal dışı bir tırnak takıntısı vardır. Hani obsesyon bile diyebiliriz bence. Uzmanlarım yetişin. Neredeyse tüm kol çantalarımda törpüm bulunur. Bir de çok uğraşıyorum ya bu meretlerle onlar da inadına bir o kadar ince ve kırılganlar. Ulan kalbim bile bu kadar naif değil size noluyor. Çok ince bir yapısı var tırnaklarımın ve sürekli kırılırlar, iki bulaşık yıkamayagöreyim. O yüzden hiç uzatamam kendilerini. Deseniz ki git takma tırnak kullan, yoo canlarım onu da tasvip etmem. Ben sevmem orijinallikten uzaklaşmayı. Kırılsa da sürekli, kısaltırım hepsini, düzeltirim. Sonra basarım kalyonu, üstüne de bir oje. Oh mis. 

Bu kırılgan tırnaklar için kalyon diye bir ürün var. Kendileri, tırnak güçlendirici ve koruyucu olarak tanımlanıyor. Şimdi bir de bunların ojeleri var artık belki de önceden de vardı ama ben yeni tanıdım. Ve oldukça iyi tonlar yakalamışlar adamlar. Mesela kırmızının her markada en az 50 tonu vardır. (Grinin elli tonu gibi oldu ya lan, neyse ahlak bozmayalım ) Şimdi reklama girecek ama napayım, benim için kırmızı dediniz mi akan sular durur, o kırmızı da flormarın belli bir numarasıdır. Üniversite yıllarımdan beri o numaranın müdavimiyimdir. Çok sorarlardı Elizab bu hangi numara ben de alacağım diye. Bilmem derdim. Biz de yalan yok hacı. Söylemezdim vala. Lakin şimdi bu kalyon da bir kırmızı üretmiş, akıllara zarar. Bayıldım adeta. 

Geçenlerde kargodan mesaj geldi. Adresinizde size ulaşamadığımız için kargonuz şubemizdedir diye. Dedim ki ne kargosu. Neyse bırakmışlar işte ben aldım eve geldim, yanımda bir arkadaşım var. Bir baktım benimkinden gelmiş. Kutuyu bir açtım içinden ne çıksa beğenirsiniz. Kutu kutu kalyonlar, rengarenk ojeler, oje kurutucular, oje çıkarıcılar. Yanında argan yağları, parfümler, ayrıca saç spreyleri ve saç parfümleri.. Of Allah'ım dedim. 

Tekrarlıyorum baylar, kadının kalbine giden yol tırnaktan geçer. Bakın onca şeyin arasında ben 2 liralık ojelere takıldım. Arkadaşım da dedi, ne kadar ucuzsun lan sen diye. Dünya para parfümler almış herif ben orda kalyonlar için takla atıyorum.  Hay benim canım ben seni yerim yerim. Beyaz elleri olan bayanlara kırmızı yakışır, çok yakışır. Gerçi onlara her renk yakışır. Yeşil olsun mavi olsu siyah olsun.

Övünmek gibi olmasın, bana da yakışır. E o kadar vakit ayırıyorum bu lanet tırnaklara bırakın azcık övüneyim. O kadar uğraşırsam, hangi oje yakışmaz ki lan bana!

Ojeyle..