Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '11

 
Kategori
Seçim
 

Hangi partiye oy vereceğiz

Hangi partiye oy vereceğiz
 

SAFRANBOLU


Pazar günü seçim var. Hangi partiye oy vereceğiz? Hangi parti bizi temsil edecek? Verdiğimiz oyu hak edecek! 

Özü ile sözü bir olan, sadece milleti için, idealleri için mecliste bulunan parti var mı? 

40 yıldır bitirilmeyen, bölücü harekete destek olmayan, gerçek manada çekiç güce karşı çıkmış, Kuzey Irakta ta Barzani’yle- Talabani’yle ilişki kurmamış, uyuşturucu ticaretinin karşısına dikilmiş parti var mı? 

Amerika, İsrail, İngiliz, Alman siyasetinin; Türkiye’miz üzerine oynadığı oyunların karşısına dikilmiş, onlardan talimat almamış parti var mı? 

Devletin delikli kuruşunu boşa harcamamış, yetim hakkını gözeten, amca dayı yeğen ayrımı olmayan parti var mı? 

Partisi içinde gerçek demokrasiyi sağlamış, halkına kendi kendisini yönetme imkânı tanımış, lider sultasına son vermiş parti var mı? 

Bu kadar var mı dan sonra, sorunun cevabını vermek güç oluyor. Hiçbir parti, sütten çıkmış ak kaşık değil. Konuşmak, vaat etmek kolay. Önemli olan vaat edilenleri, iş başına gelindiğinde yapmaktır. Bir zamanlar ülkemizde “ Biz iktidar olursak, onların vaat ettiğinin iki katını vereceğiz.” Politikası yapıldı. Ülkemizde halen, o politik icraatların sıkıntısı yaşanıyor. Şimdi aynı politik ağızlara, devam ediliyor. 

Seçimlerden sonra, ülkemizde ayrılık hareketinin taleplerini sağlayacak, hukuki alt yapı ” Anayasa değişikliği çalışması” yapılacak mı? Şu anda bu Anayasa değişikliğini, isteyenler ile istemediğini söyleyenler; bazı platformlarda bir araya geliyorlar. Suskunluk içindeler, bir araya gelince bu konuda bir şey söylemiyorlar. Yoksa susmak ikrardan mı ileri geliyor? 

Adım-adım, Yeni Dünya Düzeni veya BOP projesinin içinde olan yapılanmaya mı gidiyoruz? 

Bu suskunluklar, mevcut gidişat bunun işaretimi. Devletçi olduğunu söyleyen partimiz, Hakkâri’ye gidiyor. Orada ayrılıkçı hareketin desteğini alıyor. Bu ne manaya geliyor? 

Parti konvoyuna taş atılıyor, bir polis yaralanıyor. Televizyonda açık oturumda, gazeteci zevattan biri; demokrasi gereği böyle tepkilerin olabileceğini söylüyor. TÜSİAD gurubunun etkin üyelerinden birisi, CHP’nin birinci parti olacağını ilan ediyor. 28 Şubat hareketine de” beşli çete” denilen sendikalar ile TOBB, işverenler sendikası destek olmuşlardı. 

Önümüzde CHP- MHP – BDP oluşturduğu üçlü blok ile yoğun bir yüz eskimesinin yaşandığı, bazı icraatların savunulamaz olduğu AKP var. Ülke yararına olan ne var diye baktığımızda, ümitli olamıyoruz. Emperyal talepler doğrultusunda oluşan Liberalizm, serbest piyasa ekonomisi, devletin küçülmesi, milli devletten vazgeçme talepleri; içinde bulunduğumuz konjonktürü meydana getirmiştir. 

Kim kimin yanında, kimin için çalışıyor kestiremiyoruz. 

12 Haziran günü vatandaş en doğrusunu yapacaktır. Tüm siyaset mühendislerinin hesaplarına rağmen, yalancı propagandalara rağmen; millet gereğini yapacaktır. 13 Haziran günü hesabı bozulanların, milletin tasvip etmediği parti yönetimlerinin, görevlerinden ayrılmaları gerekir. 

Oyun kurucuların oyunları, onların isteklerinin gerçekleşmesi, bu tarihten sonrada devam edecektir. Biz ise; particilik yüzünden birbirimizle tartıştığımızla, kardeşimizi hasım bellediğimizle kalacağız. Olmayan demokrasinin, aldatmaca yüzündeki gülücükler ile oyalanacağız. Kapalı kapılar arkasında olanlar olacak, biz seyredeceğiz. 

Tekrar sorumuza dönersek “ Hangi Partiye Oy Vereceğiz.” Buna karar verebildik mi. Bir reklam vardı “ Yok Birbirimizden farkımız. Biz Osmanlı Bankasıyız.” Diyordu. Sizce partilerin birbirinden farkları var mı? Sadece kişiler değişiyor. Neyi yapıp yapmayacakları, uyacakları kalıplar önceden belirlenmiş aslında. Biz ise nefes tüketip, kendimizi oyalıyoruz. 

Mustafa Yolcu 

 
Toplam blog
: 172
: 1405
Kayıt tarihi
: 26.06.09
 
 

1953 Yılı Çorum iskilip doğumluyum.  inşaat mühendisiyim. Ankara'da ikamet ediyorum Yazılarım baz..