Hangi son kaleden bahsettiniz sayın Oktay Ekşi?

TIK, TIK, TIK!

Orada birileri var mı? Ses verin lütfeeeeen!

Yahu ne oluyor memleketimde böyle, bu olup bitenleri açıklayacak bir babayiğit yok mu?

Bunalıma girdim vallahi!

„ Ilımlı olacağız, herkesle kucaklaşmak istiyoruz“ diyen bir başbakanı düşünün!

Sözlerinin üzerinden bir ay bile geçmeden, ülkenin en büyük gazetelerinden en önemli yazarlarından birini memleketten kovsun.

Ne demişti Bekir Coşkun köşe yazısında? Bir hatırlıyalım!

„ O benim Cumhurbaşkanım olmayacak!" ( Benim de olmayacak! )

Sayın Başbakanımızın buna gösterdiği tepki şu oldu: „Bu ülkenin Cumhurbaşkanını benimseyemiyorsa çeksin gitsin!“

Daha dün Süleyman Demirel „ Başı kapalı okumak isteyen Arabistan`a gitsin! “ deyince, Recep Tayyip Erdogan´ın cevabı ne olmuştu, hatırlıyor musunuz? Kim verdi sana bu yetkiyi? Bu topraklarda yaşayan insanları, bu ülkeden gönderme hakkını kimden aldın?

TIK TIK TIK. Orada birileri var mııııı?

« Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu şimdi? » diye sormazlar mı adama ?

Yine Süleyman Demirel`in o meshur sözü geliyor aklıma: „Dün dündür, bugün bugündür.” Iyi anladık, yarının da öbürgün olacağını söyleyen yok ki. Neyse ki, Bekir Coşkun son yazısında ben şurdan şuraya gitmem. Biz hep burada kalacağız diyor. Rahatladım, gidecek sandım Alimallah. Tamam dedim kendi kendime, bizim de Başbakanımızın kafası karışabilir. Zamanında Süleyman Demirel`e verdiği tepkiyi unutmuş olabilir. Bu kadar da yüklenmeyelim adama, derken ikinci gaf: Evvelsi gün Uğur Dündar`ın, Başbakanımız ile yaptığı röportajda ne demişti Türkiye Cumhuriyeti' nin Başbakanı? „Yargının içine sıçmış „ . Sevgili September 1, bloğunda bu konu da şöyle yazmış: „ Bakınız bilmediğiniz, kullanmadığınız bir kelimede, dil sürçmesi olmaz.” Ne kadar dogru! Eline, yüreğine sağlık sevgili September 1.

Neyse olur ya, dil bu. Sürçer de sürter de, bunu da bir şekilde es geçtik. Derkeeen, bu sefer de Oktay Ekşi' ye taktı kafayı sayın Recep Tayyip Erdogan. Mecliste bas bas bağırıyor: « Ne demek bir kale daha yıkıldı? Kimin kalesi bu ? Çankaya milletin kalesi, kimse Çankaya' ya sahip çıkamaz » tarzında oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi söyleniyor. Çok sayın Başbakan, Oktay beyin bahsettiği kale Çankaya değil ki, diyen de yok iyi mi ? Okumayanlara öneririm. Lütfen Oktay Ekşi`nin söz konusu yazısını okuyun. 25 Ağustos tarihli “Son bir kale daha yıkıldı” yazısı. Lütfen birileri okusun şu yazıyı ve bana, evet sayın Oktay Ekşi bu yazıda son kale yıkıldı derken, Çankaya' yı kastediyor desin!!. Aksi halde Recep Tayyip Erdogan`ın ve basın danışmanlarının okuma yazma becerisinden şüphe duyacağım. Yok böyle birşey! Vallahi de yok, billahi de yok!

Yazıyı tam beş kere okudum. Hatta kendimden bile şüphelendim ve ben mi anlamadım acaba diye, arkadaşlarıma da okuttum? Yoooook!!! Adam kesinlikle son kale derken, Çankaya' dan bahsetmiyor. Mesele çok farklı. Konu; Ermenilerin soykırım ( Genocid ) idialarının aksini destekleyen, ABD`li "Mr. Holdwater Kalesini“ kaybetmemizdir. Evet geleceğin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`e sitem ediyor ama, Çankaya o yıkılan son kale değil! ( Bence öyle de ) Oktay Ekşi bundan bahsetmemiş yazısında. Yani uzun lafın kısası, sayın Başbakanımız R. T. Erdogan`ın çok kısa aralarla bu denli gaf yapmasını ve artık Türkiye' ye mal olmuş gazetecileri, hedef almasını şu şekilde özetlemek doğru olur mu?

„ Eveeeeet! Artık son kaleyi de fethettik, cuntayı da biz yaparız, ihtilali de, ya benim istediğim gibi yazacaklar, ya daaaa … „ Dün Bekir Coşkun, evvelsi gün Emin Çölaşan, bugün Oktay Ekşi. „ Vaa mı bundan ötesi? Sıradaki gelsin! „ Yani burada Çankaya' yı tavırlarıyla sayın Başbakanımız, kendi kalesi olarak gördüğünü gözler önüne sermiş olmuyor mu? Avaz avaz bu kale milletin kalesidir derken, tavırlarıyla bunun aksini kanıtlamıyor mu?

Orada birileri var mı ? TIK TIK TIK. Orada birileri olsa iyi olacak!

Okan Tınmaz 26.08.2007