Hangi üniversite hangi meslek

Mevcut eğitim sistemimizde üniversitelerin önündeki kuyruğun artık ucu bucağı görünmüyor. Malum hükümet yeni üniversiteler açtı. Ama bu çözüm mü? Bu, ülkenin genel eğitim politikasından tutun da geleceğimiz adına çok ciddi araştırmaların yapılarak değerlendirilerek karar verilmesi gereken bir durum değil mi?

Her gün yeni yeni değişiklikler oluyor. Öğrenciler bir siteme alışmadan yenisi geliveriyor. Gene bilindiği gibi artık ilköğretim sonrası OKS yerine SBS var. Bu da bir süreci alacak, belki alışamadan yenileri eklenecek veya değişecek. Bizler eğitimin direk olarak içinde olan kimseler iyi takip ediyoruz bu gelişmeleri ne var ki ebeveynlerimiz bu durumu hemen kavrayıp çocuklarına gerektiği gibi davranış gösteremiyorlar.

Bugün ilköğretim sonrasında öğrencilerimizin gidebilecekleri seçenekler oldukça fazla ama en önemlisi öğrencinin kapasitesine uygun, kendi istek ve hedeflerini dikkate alan gerçekçi bir değerlendirme yapılması gerekliliği gerçeğini ihmal ediyor olmamız. Herkes Fen Lisesine gidemez, herkes Anadolu Lisesine gidemez, gitmemeli yani. Anadolu Liselerinin sayısını artırmak da çare değil.

Herkes bir yerde yığılınca orası artık ulaşılmaz oluyor. Tabi toplumumuzun eğitim yanlışları ve ailelerimizin çocuklarımıza inanılmaz yüklenmeleri acı bir tablo. Sınavla bir okula gidemeyen çocuklarımıza "bari meslek lisesine gitsin" yanılgısı çocuk adına bir infazdan farksızdır. Niye mi? Çünkü Meslek Liseleri normal düz liselerin verdiği eğitime ek olarak mesleki eğitim verirler. Bu yüzden bu okullarda sınıfı geçmek sanıldığı kadar kolay değildir. Öğrenci sevdiği, istediği ve ilgisinin olduğu okula gitmeli.

Burada farklı bir konudan bahsetmek istiyorum. Gelişmiş ülkelerde mesleki eğitime akademik Eğitimden daha fazla önem verilmektedir. Çünkü herkes ne yapmak istediğini bilmekte ve Üniversite okumayı bir zorunluluk olarak görmemektedirler. Mesleki Eğitiminden sonra iş hayatına atılabilmektedirler

Bizde ilköğretim sonrası yönlendirmede öğrenci üç koldan eğitimine/yaşantısına devam edebilir. Bunlardan birincisi: Akademik Eğitim: Bu kategoriye Genel Liseler, Fen Liseleri ve bir meslek eğitimi vermeyen okullar giriyor. İkincisi: Akademik eğitimin yanında Mesleki Eğitim veren okullar. Bunlar meslek liseleri, Teknik liseler, Ticaret, Turizm Meslek liseleri vb. Üçüncüsü ise ilköğretim sonrası bir meslek kazanmaya yönelik hayata erken yaşta atılmak için Mesleki Eğitim Merkezleridir.

Akademik Eğitime devam edenler meslek kazanabilmek için mutlaka bir üniversite okumak zorundadırlar. Arz-talep dağılımı çok dengesiz olduğu için üniversite kapısında yığılma ve dolayısıyla da okuyamayanların sayısı da gün geçtikçe çoğalmaktadır. Kaldı ki üniversiteye girenlerin de aşağıda açıklayacağım durumdan dolayı iş bulma ihtimali mesleki eğitimden mezun olanlara göre çok daha düşük olmaktadır.

Dikkate değer bir gerçek:Piyasadaki istihdam edilecek kişi sayısını şöyle sıralarsak yönetici, mühendis, ve kamu alanı %5, Teknik Eleman ihtiyacı:%35, İşçi de %60 olarak ifade edilmektedir. Biz bütün çocuklarımızı bu %5 lik dilime girmesi için çabalamaktayız. Bu da çarpıcı bir yanlışlıktır. Bir başka deyişle Akademik Eğitime devam eden çocuklarımızın %10-20 si -iyimser bir tablo- işe yerleşirken Mesleki Eğitime devam eden çocuklarımızın %60-70leri bir işe yerleşmektedir.

Çare mesleki eğitimin yaygınlaştırılmasıdır. Meslek lisesi mezunlarına yönelik yeni hakların getirilmesidir. Son yıllarda bu alana yönelik sevindirici gelişmeler yaşanmaktadır. Örneğin: Koç holding “meslek lisesi memleket meselesi” sloganıyla eleman yetiştirilmesine katkıda bulunup burs vermektedir ve daha birçok kuruluş mesleki ve teknik eleman yetiştirilmesi için destek olmaktadır. Mesleki Eğitim Merkezine devam eden çocuklarımız sigortalanıp belli miktarda ücret almaktadırlar.

Yanlış bir Lise tercihi yanlış bir üniversite, yanlış bir meslek tercihi yanlış ve mutsuz bir yaşam biçimine dönüşür. Doğru karar verebilmek için mutlaka bir uzmana danışmakta yarar var.