Hangi Yazım Kılavuzuna başvuralım ?

Zamanımızda televizyonlar, kitaplar, dergiler, gazeteler çok, bildiğiniz gibi. Haber spikerleri ne kadar güzel konuşuyor, değil mi? Siz de onlar gibi konuşmak ister misiniz, istemez misiniz? Niçin?

Güzel konuşmak için güzel sözcelere, güzel tümcelere, güzel diksiyona, güzel yazım kılavuzuna ihtiyaç vardır.

Güzel konuşmak için; DİKSİYON KURSLARI var; ancak bu zaman sorunudur, imkân sorunudur. Yine de sorayım; bana veya okurlarımıza hangi diksiyon kursunu önerirsiniz? Herkes spiker, sunucu olamaz; fakat günlük yaşantımızda güzel konuşmak da gereklidir. Bu konuşmak için değindiğim bir şeydir.

Yazı yazmak ise hemen herkesin yaptığı, yapacağı bir eylem, arzudur. Öyleyse doğru yazmacaya ihtiyacımız vardır. Sözcelerin doğru yazılmacası okuyucuları alâkadar ediyor mu?

Yazı yazacak kişileri alâkadar ediyor mu?

Neyse benim için veya okurlarım için yetkili, ilgili kişilerin yardımını istiyorum. Bunun için; hangi yazım kılavuzuna başvuralım?

İnsanlara güzel mesaj vermek için doğru sözceler, doğru tümceler gerekiyor. Bu konuda hakikatten bilgili, şuurlu olmacamız gerekiyor; yoksa bir gün mahcup olabiliriz. Bunun için hem yazdıklarımızı hem de okuduklarımızı yargılamalıyız, sorgulamalıyız; yani ne yaptığımızın, niçin yaptığımızın farkına varmalıyız. Yoksa yanılmak ve yanıltmak gibi bir şey yapmış oluruz. Bu durum kimin hoşuna gider? Ancak hoşnut olucular olabilir; onlara diyecek bir sözüm yok.

Türkçe güzel bir dildir; ancak bazı Türkçeciler, Türkçe’yi ve okumacayı soğutacak yazılar yazmaktadırlar. Sonra da kendileri şikâyet etmektedirler. Ne çelişki, değil mi?

Bazılarının yazıları çok okunuyor, bazılarının yazıları çok okunuyor; fakat bu Türkçe Dil Bilgisi açısından okuyucuların bilgisi, şuuru dahilinde bir şey değildir. Okumaca durumu ya konuya veya yazara yahut ihtiyaca göre değişebilir.

Günün birinde okuyucu Türkçe Dil Bilgisi açısında belirli bir bilgiye eriştiğinde bu farklı olacaktır. İşte o zaman kaliteli yazar, kaliteli okuyucu ortaya çıkacaktır. Şimdilik herkes uykuda. Belki bu sözler uyarıcı olmuş olabilir, bazı okuyucular için ve onlar da doğruyu aramacaya başlayabilir, değil mi?

Ben de doğru bilgiyi, doğru Türkçe’yi arıyorum. Çünkü diğer şeylerin de doğru olmacasının buna bağlı olduğunu düşünüyorum, hissediyorum.

Belki birileri bu konuda bir yol gösterir de, bir an önce yazdıklarımızı doğru yazarız; okuduklarımızı da doğru anlarız.

Doğru ile yanlışı birbirinden her zaman ayırt etmek kolay değildir, bunun için o konuda hakikatten tam bir bilgi sahibi olmalıyız. Bu çerçevede soruyorum;