Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '10

 
Kategori
Deneme
 

Hangisi

Yoksulluktan varlıklılığa sindire sindire ilerlemiş, makam, kariyer ve daha bir sürü iyi şartlara sahip olmuş bir kişi hala erdemli olabiliyor ve geçmiş günlerini unutmuyorsa ben onun önünde şapka çıkarırım. Çünkü o büyük kentte doğmuş, bazı şeyleri hiç çaba harcamadan elde etmiş üniversiteyi ailesinin yanında okumuş yani yerinde saymış bir tipten fersah fersah ötededir, çok azimli ve başarılıdır.

Ancak olay böyle gelişmiyor. Kendini çok iyi yetiştirmek bir hırs gerektirdiğinden ve de hırslı insanlar son derece ihtiraslı olduğundan sel suyu gibi her şeyi önlerine katıp bu yolda her şey mubahtır felsefesiyle ilerliyorlar. Bu süreçde ne etik kurallar, ne dostluklar ne aile bağları (bazen de ahlak kuralları bile ) bir anlam ifade etmiyor. Önemli noktalar hep bu kişilerin eline geçiyor. Acıma, dostluk, saygı ve bunun gibi kendisine istemeden aktarılan gensel özellik taşıyan duyguları nedeniyle davranışları kontrollu olan insanlarsa hep geri planda kalıyor. Bu insanlarda genellikle belirli bir aile kültürüne sahip insanlardan çıkıyor.

Hal böyle olunca yaygın olan davranış şekline ters düşeni çark eritiyor. Yavaş yavaş kişilik erozyonları deformasyonlar baş gösteriyor ya ortama uyuyorsunuz ya da soyutlanıyorsunuz. Ortama uyabilmişseniz başlangıçta sorun yaşamayabilirsiniz. Ama bir kişiyi daha kaybettiği için toplumun sorunları artabilir. Uyamamışsanız zaten sorun yaşayanın kim olacağını tahmin etmek çok da zor değil.

Açgözlü hırslı insanların her şeye sahip olduklarını gözlemek de beni zaman zaman bu konuda fazlasıyla düşünmeye itiyor. İhtirassız olmak eksiklik mi? İhtirasın yoksa hiçbir şeyin de yok mu? bir şeylere sahip olabilmek bozuk bir psikoloji mi gerektiriyor?Hele ki bir de iyi niyetli hoşgörülü kalender kanaatkar biriysen kimsenin iplemediği kıtkanaat geçinen bir kişi olmak zorunda mısın? İyi niteliklerin ödülü bu mu?

Kızgın kaba kavgacı alıngan biriysen seni kızdırmamak ya da küstürmemek için çok düşünceli davranırlar . Ama olgun anlayışlı öyle her şeye kırılmayan kırılsan bile karşıdakinin gözünden olaya bakıp onun da haklı yönlerini görmeye uğraşıp kırıldığını belli etmemeye çalışan biriysen saygı da görmezsin kalbin kırılmasın diye kimse gayret de göstermez.

Olsun bunlara rağmen iç huzuru kimde çok? Doyumsuz insanların elde etmeye çalıştığı şeye sahip olduktan sonra bile hala daha uzaklara gözünü dikmesi elde ettiği şeyin tadını alamamasına ve huzursuz bünyeleri bir ömrün heba olup gitmesine neden olur. Ben ce mekanizma bu noktada kendi kendini cezalandırıyor. Hep huzurlu olmanın ve bu doğrultuda yaşayabilmenin mümkün olması dileklerimle….

 
Toplam blog
: 80
: 640
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

Fizik Mühendisiyim. Ankara'da oturuyorum.Türkiye' radyoaktif kaynak giriş ve çıkışını takip eden bir..