Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '15

 
Kategori
Otomobil
 

Hani benim yerli makam aracım nerede?

Hani benim yerli makam aracım nerede?
 

Türkiye'de kamunun elinde 250 bin makam aracı var ve bunların hiçbiri yerli araç değil. Çünkü bizim yerli otomobilimiz yok.


2014 yılsonu verilerine göre Türkiye’nin nüfusu 77 milyon 695 bin 904. 2015 Mart sonu verilerine göre Türkiye’de trafiğe kayıtlı olan 19 milyon 114 bin araç var. Her ay ortalama olarak 100 bin yeni araç trafiğe çıkıyor. Bu rakamlar, korkunç bir pazarın varlığını ortaya koyuyor. Türkiye gelişmekte olan bir ülke, bizler sosyal hayatı seviyoruz. Arabamız olsun, evimiz olsun istiyoruz. Bunun için yeri geliyor bankalara koşuyoruz, birikimlerimizi toparlayıp araç alıyoruz. Peki ya kimin aracını alıyoruz. Birikimlerimizle kimleri güçlendiriyoruz? Bunun cevabı net. Bizden olmayanları…

Türkiye’nin halen yerli otomobili yok. Bu ifade karşısında birileri ayağa kalkıyor. Türkiye’de üretilen otomobilleri yerli otomobil olarak görüyor. Oysa durum hiçte öyle değil. Mesela Bursa’da Renault fabrikası var. Burada otomobil üretiliyor, Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde bu otomobiller satılıyor. Kazanılan para, Renault’un Fransa’daki merkezine gidiyor. Bu araçları Fransız mühendisler tasarlıyor, Fransızlar pazarlıyor. Biz işçiliğini yapıyoruz, bir de para verip alarak daha fazla kazanmalarını sağlıyoruz.

Yukarıdaki rakamlar Türkiye’nin nasıl büyük bir pazar olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Dünyada her ay 100 bin yeni aracın piyasaya çıktığı kaç ülke var ki? İşte bu büyük pazarı kontrol edenler, çıkarlarını düşünerek Türkiye’nin yerli otomobil üretmesine engel olmak istiyor. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yerli otomobil üretilmesini istediğinde Ford’un Türkiye taşeronluğunu yapan Koç grubunun, buna nasıl karşı çıktığını daha unutmadık. Velhasıl kelam halen daha bu işi başaramadık ve anlaşılan o ki başaramayacağız.

Konu Diyanet İşleri Başkanı’nın Mercedes’inden açılmışken bu yerli otomobil konusunu irdelemek istedim. Diyanet İşleri Başkanı’nın geri verdiği makam aracı herkesin gözüne batıyor ama Türkiye’de kıytırık diye tabir edebileceğimiz küçük ilçe belediyelerinde bile başkanların Mercedes marka makam araçları var. Zaten bu iş neredeyse gelecek haline geldi. Göreve gelen başkanının ilk işi makam aracını yenilemek oluyor. Sadece bununla da sınırlı kalmıyor makam aracı furyası, şube müdürleri, il müdürleri, daire başkanları, bölge müdürleri gibi kamuda her makama, makam aracı tahsis ediliyor. Hizmet alımı yöntemiyle kiralanan araçlarla birlikte devletin elindeki makam aracı sayısının 250 bini aştığı biliniyor.

Oysa Türkiye yerli bir otomobil üretmeyi başarsak, kamu kurumları otomobil alımlarını sadece bu marka üzerinden yapsa hoş olmaz mı? Kendi otomobilimizi üretsek ve devletimiz anayasadaki milliyetçilik kuralı ile hareket etse, kendi milli markamızın pazar sıkıntısı diye bir derdi olur mu sizce? Olmaz. Yani üretsek kazanacağız. Dünyanın en büyük pazarıyız ve sömürülüyoruz. Sömürge olmaktan kurtulmak istiyorsak üretmeliyiz. Üretmediğimiz sürece sömürgeyiz.

 

 

 
Toplam blog
: 11
: 574
Kayıt tarihi
: 12.03.14
 
 

Gazeteci ..