Hani bu adamı tutuklamıştınız?

Gecenin ilerleyen saatleriydi, babaannenin iftar yemeğinden dönmüştük. Küçük prens yorgundu. Uyku hazırlıklarını yaptı ve pijamalarını giydi. Yüzüme muzur ifadeyle bakarak “Büyük yatakta yatsam olmaz mı?” diyince kıyamadım.  

Yatağa uzandık gün içinde yaşadığı olaylardan anlatmaya başladı. Küçük bir sohbetin ardından televizyon seyrederek uyumak istediğini söyledi. Güzel geçirdiği gecesinin keyfini kaçırmamak için “Tamam, biraz seyret” dedim. Birlikte kanal aramaya koyulduk. Ali’ye uygun kanal bulmakta zorlansam da ararken “Leyla ile Mecnun” isimli diziye denk geldik. Seyrederken Ali uyuya kaldı. Eli elimde, mis kokuları burnumda öylece daldı uykuya.

Kafama katılan düşüncelerden kurtulmakta zorlandığım için televizyon seyrederek uyuma fikri bana da cazip geldi ve kanalları dolaşmaya başladım.  

Kanallardan birinde Tokat’ta eşinden şiddet gören ve yediği dayaktan yüzü gözü moraran, darp edilmekten vücudunda oluşan morluklara resimlerde bakmaya tahammül edemediğim 23 yaşındaki Hatice’nin durumunu tartışan bir program olduğunu gördüm. Ali’nin de uyumuş olmasını fırsat bilip sesini kıstığım televizyondan seyre koyuldum.

İki konuk ve program yöneticisinin bulunduğu yayına Hatice’nin eşinin bağlanmasıyla şok yaşadım ki ne şok.  

Hani devlet kadını korumaya almış ve adamı tutuklamıştı? Aklımda koşan sorulara kendim yetişemez hale geldim. Nasıl olur? Bu adamın programa katılmasına nasıl izin verirler?

Cevap hakkı mı doğdu bu caninin? Cevap hakkı dediğin kime verilir?

Programın denk geldiğim bölümüne canlı telefon bağlantısıyla katılan Sinan isimli şahıs, eşini dövüp dövmediğinin sorulması üzerine bakın nasıl açıklama yaptı?  

“Eşimi dövdüm ama sebebi var” utanmadan böyle söyleme cesaretini gösteriyor terbiyesiz adam. Dövmüş ama eşinin ona bu dayağı atması için nasıl bir vesile hazırladığının dinlenmesini istiyor.

Sinirden ne yapacağımı şaşırdım inanın. Dövmüş, insanlıktan çıkacak hale getirmiş kadını ama SEBEBİ VARMIŞ. Cani ruhlu insanlar bunlar.

Nasıl bir sebep insana zulüm ve eziyeti haklı kılabilir? Nasıl bir sebep insanın canına kast etmeyi gerekli kılabilir?

Şaşırdığım kadar korktuğumu da itiraf edeyim. Adam eşini perişan etmiş. Yüzünü gözünü morartmış. Bedenine olmayacak darbeler indirmiş. Ama sebepleri var tabi ki.  

Bu canavar, yaptıkları ortada ve aşikar olduğu halde serbest, elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Televizyon kanallarına telefon ile bağlanıp kendini aklamaya çalışıyor utanmadan.

Peki, kadını koruyacağını söyleyen onca yetkili nerede? Yahu, adamı tutukladım demediniz mi? Nasıl bir tutukluluk bu?

Basılmamış kitapların sahiplerini içeri alıp, ortada suç yokken parmaklıklar ardında tutabiliyoruz da, eşini öldüresiye döven bu caniyi nasıl serbest bırakıyorsunuz?  

Oluşabilecek suçları göz önüne alıp insanları yapabilecekleri eylemler yüzünden hapse atabiliyoruz da eşinin canına kast ettiği gün gibi ortada olan adamı neden tutuklamıyoruz.  

Kimse kadın haklarında ilerleme falan demesin. Bunların hikaye olduğunu bir kez daha dün gece gözümüze soktular.

Adam karısını döver ve sonra televizyon kanalları tarafından canlı yayında sebebi peşin demi koşulur?  

Yazıklar olsun. Bunu bana birisi açıklasın.

Yeter artık. Dün gece bir erkek çocuğu, annesine şiddet uygulayan babasını bıçaklamış. Siz engellemezseniz çocuklar katil olmaya başlayacak. Şuna bir dur diyecek baba yiğit yok mu?

Bu canileri hapse atın, çıkamasınlar ve orada çürüsünler.  

İnsanın içi acıyor. Bir canlıya böylesine bir muameleyi hak ve reva görmek hangi inanca sığar?

Sokaklarda kediler ve köpekler öldürülüyor diye feveran ediyorum. Onları kurtarmak için çaba sarf ederken hem cinslerimin katline nasıl seyirci kalmamı bekliyorsunuz?  

Canın cinsiyeti ve türü olmaz. Canlı canlıdır ve her canlı yaşam hakkının korunması için eşit haklara sahiptir.

Yine söylüyorum, hep söyleyeceğim.  

Kadınlar silkinin artık. İnsanlık onurunuza biraz saygınız varsa kadınlara yapılan her türlü işkence ve şiddet için haykırın.

Devlet koruyacağım dedi, adam dışarıda. Peki kadını kim koruyacak?

Sağlıkla ve mutlu kalın 23/08/2011