- Kategori
- Müzik
Hani gitmesen diyorum…
Resim: Alıntı
Bazı gitmeler vardır hani ölüm acısı gibi koyar insana. Dağ olsanız, dayanak olamazsınız bir cılız zeytin dalına. Bardaktan boşalırcasına zırım zırım yağarsınız da yaz ortasında, derde derman bir gıdımlık su olamazsınız, damar damar çatlayan, Bağdat çölü gibi kuruyan dudağa…
Daha düne kadar dinginliğinde salıncak kurup keyif çattığınız masmavi gökyüzü kabus olur yağarda düşlerinizin üstünüze, siz bir saniyelik görüntü olamazsınız senaryosunu kendi yazdığınız filmin fragmanında. Binbir zahmet, binbir emek, binbir cefa ile diktiğiniz binanızın tüm dahili ve harici kolonları yerle bir olur da kaşla göz arasında, siz sadece seyreder, seyretmek zorunda kalırsınız, uğruna ömrünüzü adadığınız şaheserinizin yerle bir oluşunu. Ve hiçbir devri-harika, hiçbir çelik gövdeli tasarım, hiçbir yazılı ferman yetmez yaşanacakları durdurmaya…
Kahretsin dersiniz. Kahretsin! …
Hani bu binanın duvarları SS “Seni Seviyorum” harcı ile karılmış, SG “sana güveniyorum" sıvası ile sıvanmış, SÖKS “seni ölünceye kadar seveceğim” mührü ile mühürlenmişti…
Hani hiçbir yangın yakamaz, hiçbir tufan yıkamaz, hiçbir afet sarsamazdı? Gövdesi baba kadar sağlam, kucağı ana kadar güvenli, çatısı sevgi sözcükleri ile örülü aşk mabedini…
Hani, gözlerimiz gözcüsü, dudaklarımız sözcüsü, ellerimiz yılmaz işçisi olacaktı bu mabedin.
Hani, yağmur yağsa, fırtına gelip aramıza sokulsa, biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri bizi yaralasa, yıkmayacak, yıktırmayacak, elletmeyecektik gönül sarayımızın koruganlığını. Ne oldu? Ne oldu o saraya?
Biliyorum, ne desek boş, ne söylesek anlamsız şimdi. Biliyorum dönüşü olmayan bir yolun, yolculuğun gönüllü neferleriyiz biz artık. İstesek de, istemesek de gireceğiz, dönüşü olmayan o yola. Ve hiç matem, hiçbir ağdalı ağıt durduramayacak bizi…
“Ah bebeğim, ah...
Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
Dudaklarına sızınca fark edersin.
İçindeki vurgun aşklar mezarlığında,
Ayrılık, ölümden üste yazılınca,
Gideni durdurmaya yetişmez sesin...
Bir inme gibi
Dolanır bedeninde pişmanlıklar,
Neylersin...”
Fakat. Yine de….
Hani gitmesen diyorum.
Hani gitmesek diyorum.
Bu yazı da nereden esti, nerden çıktı? Bahar bahar giyinmişken gökyüzü mavi urbalarını, ısım ısım ısıtırken güneş kıştan çıkan yürekleri, aşıklar tezgahlarını açmış, aşk dokuyorken mayıs tezgahında diyebilirsiniz. Bu yazı çok sevdiğim, zaman zaman silmek için gönlümün, yüreğimin pasını kapağını araladığım gönül sandukamda Deniz Erdoğan’ın şu şarkısını ararken;
sesinde aşk izleri var
yüzünde iklimler kanar
sana yar demeye canım
daha, daha, daha çok var
gidersen ölümüm olur
gitmezsen anneciğin kızar
sana yar demeye canım
sana yar demeye gülüm
daha daha, daha çok var
bir bıçağın yettiği kadar
fiyakalı bir intihar
sana yar demeye canım
daha, daha, daha çok var
bu şarkının videosuna rastlayamadığımdan ve bir başka çalışması olan; Yıldız Tilbe Deniz Erdoğan çalışmasına rastlamamla, kendimi şarkının büyüsüne kaptırmamla...
sen gidince soğuyor yatak gece uzuyor
sensiz geçen geceler beni ihtiyar ediyor
hani gitmesen diyorum, hani gitmesen diyorum
adın yazılı bazı otel odalarında
sürüyorlar sevdamızı ordan oraya
kolay değil biliyorum
böyle öksüz yaşamak
ama en kötüsü gülüm
onursuzca yaşamak
senin her gidişinde sürgün oluyorum ben
en kötüsü aslında gitmeden sürgün olmak
içimi acıtıyor böyle öksüz yaşamak
hani gitmesen diyorum, hani gitmesen diyorum
hani gitmesek diyorum, hani gitmesek diyorum
İşte ister; "sana yar demeye" olsun, "dinlemediyseniz mutlaka bir şekilde dinleyin” ister yukarıdaki yazıya konu olan , “hani gitmesen diyorum” ve diğer parçaları, hepsi birbirinden güzel, değerli.
Bu anlamda Deniz Erdoğan’ın hak ettiği yeri bulamadığını düşünüyorum müzik dünyasında. Bu piyasasından uzaklaşmak kendi tercihi olabilir mi bilmiyorum ama bunun dinleyicilerine yapılmış bir haksızlık olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bana göre benim diyen birçok sanatçıdan çok daha üst düzeyde, çok daha kaliteli eserlere imza atan, müzik yapan, yorumlayan başarılı bir sanatçı Deniz Erdoğan. Umarız yeni bir çalışmaya, çalışmalara imza atarak sürpriz yapar sevenlerine, dinleyenlerine, özleyenlerine.