Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '09

 
Kategori
Müzik
 

Hani gitmesen diyorum…

Hani gitmesen diyorum…
 

Resim: Alıntı


Bazı gitmeler vardır hani ölüm acısı gibi koyar insana. Dağ olsanız, dayanak olamazsınız bir cılız zeytin dalına. Bardaktan boşalırcasına zırım zırım yağarsınız da yaz ortasında, derde derman bir gıdımlık su olamazsınız, damar damar çatlayan, Bağdat çölü gibi kuruyan dudağa…

Daha düne kadar dinginliğinde salıncak kurup keyif çattığınız masmavi gökyüzü kabus olur yağarda düşlerinizin üstünüze, siz bir saniyelik görüntü olamazsınız senaryosunu kendi yazdığınız filmin fragmanında. Binbir zahmet, binbir emek, binbir cefa ile diktiğiniz binanızın tüm dahili ve harici kolonları yerle bir olur da kaşla göz arasında, siz sadece seyreder, seyretmek zorunda kalırsınız, uğruna ömrünüzü adadığınız şaheserinizin yerle bir oluşunu. Ve hiçbir devri-harika, hiçbir çelik gövdeli tasarım, hiçbir yazılı ferman yetmez yaşanacakları durdurmaya…

Kahretsin dersiniz. Kahretsin! …

Hani bu binanın duvarları SS “Seni Seviyorum” harcı ile karılmış, SG “sana güveniyorum" sıvası ile sıvanmış, SÖKS “seni ölünceye kadar seveceğim” mührü ile mühürlenmişti…

Hani hiçbir yangın yakamaz, hiçbir tufan yıkamaz, hiçbir afet sarsamazdı? Gövdesi baba kadar sağlam, kucağı ana kadar güvenli, çatısı sevgi sözcükleri ile örülü aşk mabedini…

Hani, gözlerimiz gözcüsü, dudaklarımız sözcüsü, ellerimiz yılmaz işçisi olacaktı bu mabedin.

Hani, yağmur yağsa, fırtına gelip aramıza sokulsa, biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri bizi yaralasa, yıkmayacak, yıktırmayacak, elletmeyecektik gönül sarayımızın koruganlığını. Ne oldu? Ne oldu o saraya?

Biliyorum, ne desek boş, ne söylesek anlamsız şimdi. Biliyorum dönüşü olmayan bir yolun, yolculuğun gönüllü neferleriyiz biz artık. İstesek de, istemesek de gireceğiz, dönüşü olmayan o yola. Ve hiç matem, hiçbir ağdalı ağıt durduramayacak bizi…

“Ah bebeğim, ah...

Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,

Dudaklarına sızınca fark edersin.

İçindeki vurgun aşklar mezarlığında,

Ayrılık, ölümden üste yazılınca,

Gideni durdurmaya yetişmez sesin...

Bir inme gibi

Dolanır bedeninde pişmanlıklar,

Neylersin...”

Fakat. Yine de….

Hani gitmesen diyorum.

Hani gitmesek diyorum.

Bu yazı da nereden esti, nerden çıktı? Bahar bahar giyinmişken gökyüzü mavi urbalarını, ısım ısım ısıtırken güneş kıştan çıkan yürekleri, aşıklar tezgahlarını açmış, aşk dokuyorken mayıs tezgahında diyebilirsiniz. Bu yazı çok sevdiğim, zaman zaman silmek için gönlümün, yüreğimin pasını kapağını araladığım gönül sandukamda Deniz Erdoğan’ın şu şarkısını ararken;

sesinde aşk izleri var

yüzünde iklimler kanar

sana yar demeye canım

daha, daha, daha çok var

gidersen ölümüm olur

gitmezsen anneciğin kızar

sana yar demeye canım

sana yar demeye gülüm

daha daha, daha çok var

bir bıçağın yettiği kadar

fiyakalı bir intihar

sana yar demeye canım

daha, daha, daha çok var

bu şarkının videosuna rastlayamadığımdan ve bir başka çalışması olan; Yıldız Tilbe Deniz Erdoğan çalışmasına rastlamamla, kendimi şarkının büyüsüne kaptırmamla...

sen gidince soğuyor yatak gece uzuyor

sensiz geçen geceler beni ihtiyar ediyor

hani gitmesen diyorum, hani gitmesen diyorum

adın yazılı bazı otel odalarında

sürüyorlar sevdamızı ordan oraya

kolay değil biliyorum

böyle öksüz yaşamak

ama en kötüsü gülüm

onursuzca yaşamak

senin her gidişinde sürgün oluyorum ben

en kötüsü aslında gitmeden sürgün olmak

içimi acıtıyor böyle öksüz yaşamak

hani gitmesen diyorum, hani gitmesen diyorum

hani gitmesek diyorum, hani gitmesek diyorum

İşte ister; "sana yar demeye" olsun, "dinlemediyseniz mutlaka bir şekilde dinleyin” ister yukarıdaki yazıya konu olan , “hani gitmesen diyorum” ve diğer parçaları, hepsi birbirinden güzel, değerli.

Bu anlamda Deniz Erdoğan’ın hak ettiği yeri bulamadığını düşünüyorum müzik dünyasında. Bu piyasasından uzaklaşmak kendi tercihi olabilir mi bilmiyorum ama bunun dinleyicilerine yapılmış bir haksızlık olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Bana göre benim diyen birçok sanatçıdan çok daha üst düzeyde, çok daha kaliteli eserlere imza atan, müzik yapan, yorumlayan başarılı bir sanatçı Deniz Erdoğan. Umarız yeni bir çalışmaya, çalışmalara imza atarak sürpriz yapar sevenlerine, dinleyenlerine, özleyenlerine.

 

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..