Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '06

 
Kategori
İlişkiler
 

Hani şu dostlarına sırt çeviren sahtekârlar var ya...

Hani şu dostlarına sırt çeviren sahtekârlar var ya...
 

Dünyanın en bedbaht insanı kimdir diye sorarsanız alacağınız cevap gayet açıktır; "Bugünkü yerlerine dostlarının omuzlarında geldikten sonra, onlara sırtlarını dönenler…" İnsan beşerdir. Fıtratında şaşmakta vardır. Fakat vefasızlık asla olmamalıdır.

Zor günlerinde birlikte cefa çektiğine, ikbal günlerinde vefasızlık yapmak insana yakışmaz. Dünyaya yalan dedirten, hatta kahrettiren sebeplerin başında böylesi tavırlar yer almaktadır. Belki insan birlikte güldüğünü unutabilir, fakat birlikte ağladığını unutmaz. Unutmamalı da. Eğer unutuyorsa o et ve kemik yığınından başka bir şey değildir.

Bakınız, Paulo Coelho'nun, "Şeytan ve Genç Kadın" adlı romanında hoş bir bölüm vardır...
..."Yolları oldukça uzunmuş, yokuş yukarı gidiyorlarmış, güneş yakıcıymış, ter içinde kalmışlar, susamışlar.
Bir dönemecin ardında harika bir mermer kapı görmüşler; kapı, ortasında bir çeşme bulunan altın döşeli bir meydana açılıyormuş çeşmeden berrak bir su akıyormuş.
Yolcu kapıdaki bekçiye dönmüş.
'iyi günler.'
'iyi günler,' diye cevap vermiş bekçi.
'Burası harika bir yer, adı ne?'
'Burası cennet.'
'Ne iyi, cennete gelmişiz, çünkü çok susadık.'
'İçeri girip dilediğiniz kadar su içebilirsiniz', demiş bekçi ve eliyle çeşmeyi göstermiş.
'Atımla köpeğim de susadılar.'
'Kusura bakmayın,' demiş bekçi.
'Buraya hayvanlar giremez.'
Yolcu çok üzülmüş, çok susamışmış, ama suyu tek başına içmek istemiyormuş. Bekçiye teşekkür edip yoluna devam etmiş. Epeyce bir sure yamaç yukarı gittikten sonra eski görünümlü küçük bir kapıya varmışlar, kapı iki yani ağaçlıklı toprak bir yola açılıyormuş. Ağaçlardan birinin altında, şapkasını alnına indirmiş, uyur gibi yatan bir adam varmış.
'İyi günler,' demiş yolcu
Adam başını sallamış.
'Atim, köpeğim ve ben çok susadık.'
'Şurada taşların arasında bir pınar var,' diyen adam eliyle orayı işaret etmiş.'İstediğiniz kadar su içebilirsiniz.'
Yolcu, atı ve köpeği pınara gidip susuzluklarını gidermişler.
Yolcu bekçiye teşekkür etmiş.
'İstediğiniz zaman yine gelebilirsiniz,' demiş bekçi.
'Buranın adi ne?'
'Cennet.'
'Cennet mi? Ama mermer kapıdaki bekçi bana orasının cennet olduğunu söyledi.'
'Orası cennet değil cehennemdi.'
Yolcunun akli karışmış 'Sizin adinizi kullanmalarına niye izin veriyorsunuz? Yanlış bilgi vermeleri büyük karışıklığa neden olur!'
'Hiç de değil. Aslında onlar bize büyük bir iyilikte bulunuyorlar. En iyi dostlarına sırt çevirenlerin hepsi orada kalıyor çünkü"

Ebu Müslim-i Horasani bakınız bu konuda ne diyor:

"Onlar zararlarından emin oldukları için; dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman dost olmadı. Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu"

Hani, "Keser döner sap döner, birgün hesap döner" demişler. Döner mi döner. Tarihte böylelerinin emsali çoktur. Yaşayanlar görmüş ve göreceklerdir. Bırakalım bunları da biz yine sadede dönelim.

Sahi hiç düşündünüz mü, siz bu hikâyenin neresinde yer alıyorsunuz? Yani Cennetinde mi, Cehenneminde mi?

 
Toplam blog
: 574
: 922
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Samsun Yazarlar Derneği (Kurucu) Başkanı. 12 kitabı neşredildi. Türk Güreşinin Sembol ismi Yaşar ..