Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Hapishane, beş yıldızlı otel değil

Hapishane, beş yıldızlı otel değil
 

Mersin Akdeniz ilçesi belediye başkanının TV deki sözlerini işitince Allah Allah dedim. Efendim olaylara karışan çocuklar illegal. Semt sakinleri de bu çocuklardan şikayetçi. Camları kırılıyor, mallarına zarar geliyor.

Şaşkınlığımın birinci, sebebi belediye başkanı, adı üzerinde öncelik belediye. Belediye başkanı belediye hizmetiyle yükümlü. Siyaset ikinci planda… Belediye başkanı iç siyasetle bu kadar çok içli dışlı olmalı mı? Fazıl Türk ikinci dönem belediye başkanlığında başarılı denebilecek bir başkan. O yüzden… Diye düşünüyorum. Hele ki kendi belediye sınırları olunca çok fazla görüş bildirmemek lazım. İllaki görüş bildirecekse, kendi bölgesindeki bu çocukların kendi söylemindeki gibi illegal olması? Bunun önüne geçsin. Siyasi söylem yerine icraat… Sokağa başkaları da dökülürse? Neler olabileceğini… Allah korusun…

Kardeşim uzaydan gelmedi ya bu çocuklar? Bizim çocuklarımız değil mi? Yoksa Papua yeni Gine’den gelip sonra yine eylemlerden sonra dönüyorlar mı Papua Yeni Gine’ye? O semtin çocukları. Bu ülkenin evlatları… Onların eline o taşı, havayi fişeği, verip devletin polisine saldırtanlar önce o masumların kanına girmekte…

Birçok ilde havayi fişek ve Molotof kokteyl er DTP binasında ele geçirildi. Ne acı. Mersin’de gözaltına alınan DTP’li yöneticiler… Yani… DTP bu ülkenin meclisinin partisi… Ne diyeyim.

Bu güne kadar susmayı tercih ettiğim konu malumunuz İmralı’daki şahısla ilgili. Sansür koymuştum kendi kendime. Ama… Bu ülkenin meclisindeki parti DTP eğer Molotof kokteyl eri kendi binalarında bulunduyorsa, Koskoca ülkeye ültimatom gibi boyundan büyük laflar ediyorsa, İmralıda’ki dünyanın terör örgütü ilan ettiği PKK lideri, otuz bin kişinin katledilme emrini veren liderine sahip çıkıyorsa ve bu sahip çıkma uğruna kendi yavrularını ateşin önüne atmaktan çekinmiyorsa artık konuşma vakti geldi de geçiyor demektir. Kurban ediliyor o çocuklar.

Abdullah Öcalan’a bu kadar çok sahip çıkılması acaba diyorum kardeşi Osman Öcalan yüzünden mi? Endişe var bu eylemde. Sadece efendim hapishane ortamının rahatsızlığı değil. Kardeşim, hapishane orası beş yıldızlı otel değil. Suçun cezasının çekildiği yere hapishane denir. ABD Usaba Bin Ladini yakalasa acaba? Ya lütfen adamın ne günahı var? Eline silah alıp infaz etmemiş ki. Sadece diliyle otuz bin insanın katlediliş emrini vermiş. Çoluk çocuk, kadın, yaşlı, öğretmen, doktor ve daha bıyığı terlemiş asker katli emri… Ülkenin parçalanma emrini vermiş. Kan dökmemiş ki elleriyle… Yazıkkk… Acıdım şimdi günahsıza! Boşuna ceza verilmiş garibime… Sayın hükümetimiz Dolmabahçe sarayına yerleştirsin, İmralı’nın havası iyi gelmiyormuş… Özel doktoru olmalı, hemşiresi, aşçısı… Yakışırrrrrr……….. Ferah ferah camlar olmalı. Bir de rakı sofrası bol deniz mahsulü… Aman önce bir başkası tatmalı yemeğini tuzlumu, yağı tam mı … J Haydiiii Abbas vakit tamam… Cık cık cık… Sonra ha, Dolmabahçe sarayını verdik birde bir bakanlık falan, bakanlık kesmez başbakanlık… Ne güzel Adalet Bakanı hapishane şartları konusunda bilgilendiriyor… Vayyyyy beee…. Ama size bir şey söyleyeyim mi demin El kaideyi hatırladım da, Ladini bayağı düşündükten sonra hatırladım. Yani… Belki Öcalan’da kendi yerinin sarsıldığını düşünüp… Son kozunu elinde kalanlarla oynuyor olabilir. DTP bu durumda her şekilde kaybetmeye mahkûm. Ülke içinde söz sahibi, olunacak meclisteyken… Bayan DTP’li vekiller bile vekil olmanın rahatlığıyla güzelleştiler… İçlerinden birçoğu hapishane nedir bilirler, aslında Öcalan’ın şartlarının kendi hapishane zamanlarıyla kıyaslanınca… Bilirler… Artık bu son olaylar bir şeye daha son noktanın konması gerektiğini de gösterdi. Vekil dokunulmazlığı…. Parti kapatırsınız. Çözüm olmaz vekil dokunulmazlığı kalkmadıkça. (Açma dedik başbakanımıza şu açılımı. Aslında açamadı da ya neyse…) Deniyor ya Öcalan’ın yeniden yargılanması için…

Geçiniz efendim bunları. Meydan şu an boş diye … Ki meydanı kimse boş sanmasın. Bu ülke şehidine de, toprağına da sahip çıkar. Sabır sadece en büyük erdem. Sahip çıkmanın ötesi o sokaktaki çocukların bu ülkenin evlatları olduğunu da ve kullanıldığını da bilir, provokasyona gelmez. Osman Öcalan dedim de alternatif gözüktüğü için mi acep PKK…ilan etti. Baksanıza-Ben koyu Kürt milliyetçisi olduğum halde ülkenin böyle devamını istiyorum diyor. Koyu Kürt milliyetçisi… Şu an sonuçta görülen aslında iktidar mücadelesi Kürtlerin mücadelesi değil… Harcanan… Çocuklar… Dibin görünmeyen notu: D. M. Fırat Kürt değil Oğuz boyundanmış… Etnik kökeni açmanın ne anlamı varmış. Önce İnsanmış. Bu Sayın Fırat’ın sözleri. Şimdi bu perhiz bu ne lahana turşusu diye sormazlar mı efendim? Yani sizin partiniz bu etnik kökeni deşti. O zaman etnikti de şimdi insan mı önemli oldu? Anlamadım !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Anlamaaaaaaaaaaaaaaaa Bir şeyi de anlamayıver… Dibin ta dip notu; Başta Akdeniz ilçe başkanının bu konular üzerinde siyasi görüş bildirmesini doğru bulmuytorum derken bütün DTP’li belediye başkanları başta Osman Baydemir’in başkanlığında açıklama yapıyor ekranda. —Efendim 11 yıl değil 11 gün kalsınlar bu şartta başbakan, muhalefet lideri, muhalefet parti liderleri diyor. Osman Baydemir’de başkanlıkta kalmayıp daha fazla iktidar istediği sinyallerini söylemleriyle vermekte gibi… ABD ladini, yakalasa diyorum tekrar bende… Ne yapar?
 
Toplam blog
: 334
: 456
Kayıt tarihi
: 26.07.07
 
 

Yaşama değer veren bakış açısıyla biraz antika sayılabilecek düşüncelere sahip bir insanım. Geçmişte..