- Kategori
- Güncel
Hapşırıklı günler!
Çok yaşa...
Havalar bir garip bu sene, bir sıcak bir soğuk herkesi şaşkına çevirdi. kalın giysen de olmuyor ince giysen de. Vücutlarımız da neye uğradığını şaşırdı; eh ben de bundan nasibimi aldım, şiddetli bir nezle ile alt üst oldum. Eskiler, "paçavra hastalığı bu, üç gün sürer, ağzın burnun akar, seni iyice süründürür sonra geçer gider" derdi ve çok da haklıydılar. Daha önce de çokça yaşamışlığım var, eh epey sürünmüştüm bu nezleli haller yüzünden. Ama, dikkat eder, tedbir alırsanız, gerçekten de üç günde geçiyor. Öyle hemen telaş içinde doktora koşmaya, bilir bilmez antibiyotiklere saldırmaya filan gerek yok, baş ilacı; içine, zencefil, havlıcan, tarçın, karanfil katılan limonlu ıhlamurdan gün boyu sıcak sıcak bir-iki fincan içmek. Gece yatmadan da bir fincan içilirse, hem güzel bir uyku sağlıyor hem de atılan terle insan rahatlıyor.
Alışkanlığım olduğu üzere sahil boyu uzun yürüyüşler yaparım her gün, dün de yürüyüş yapmak için çıktım, ne var ki, güneşli havaya aldanıp ince giyinmiştim, rüzgar da vardı, çarpıldığımı eve gelince fark ettim! Sonuçta dün, gün boyu ağzım burnum aka aka, iyice süründüm, ama ıhlamur fincanı hep elimdeydi. Gece yatmadan önce sıkı sıkıya giyindim, biraz hava almak üzere balkona çıktım. Tabi elimde son ıhlamur fincanıyla beraber. Bir yandan, dışarıda, çiçek kokuları içinde mis gibi temiz havayı solumaya, bir yandan da sıcacık ıhlamuru yudumlamaya başladım. Birçok evden hapşırma sesleri geliyordu, bazıları da çok abartılıydı hani! Epey eğlendirdi beni, hepsine, toptan bir " çok yaşa" çektim karanlığın içinden. Fincan boşalınca, bir kez daha temiz havayı içime çekip, iyice oksijen sarhoşu olduktan sonra artık yatayım, dedim. Ve tam içeri girerken, istem dışı ben de kocaman bir hapşırık salladım, kim bilir belki bana da arkamdan " çok yaşa" diyen olmuştur. Siz siz olun, tarifini verdiğim ıhlamuru sofranızdan, hayatınızdan hiç eksik etmeyin. Bol oksijenli sağlıklı günler dilerim...