Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ağustos '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Haram ağaları

Haram ağaları
 

Namus bekçisi HAREM AĞALARI'na yapılanlar hadım ediliyormuş. El sürmesinler diye...


Şu günlerde krizin verdiği zararı telafi etmek için cüzdanlarının kaşıntısından yerlerinde oturamayan haydutların yeni herzeler yemeleri için uygun ortamlar hazırlanıyor. Bu seferki operasyon konusu da gıda! Yani insanların iyice dara girdiği bir ortamda, yaz aylarının yaş sebze ve meyve ile ferahlattığı bütçeleri haydutların tehdidi altında.

Ramazanın yaklaşması ile birlikte birçok esnaf işin ve ticaretin bereketini beklerken, bunların arasına sızan ve görünümü tıpkı esnaf şeklinde olan bu haydutlar; içleri hile ve açgözlülük ile dolu küçük şeytancıklar. Bu yaratıkların hedefindeki en önemli kitle; geçim sıkıntısı ile ay sonunu zor getiren vatandaşlar.

Vatandaşın kıt bütçesini zorlama pahasına sadece yılda birkaç defa yaşayabildiği özel tüketim heveslerini boğazına dizmeyi kendine amaç edinen bu üçkağıtçıların esnaflıkla filan hiç ilgisi yok.

Bunlar; paraya tapan özel bir tarikatın mensubu.

Şekere, tatlıya, peynire, zeytine, ete, süte, yoğurda hile katan bu yaratıkların en çok sevdiği dönemler Ramazanlar, bayramlar, yılbaşları. Ne kadar kalabalık olursa onlar için rant da o kadar yüksek oluyor.

Bu türün hesabında haram-helal yok. Tıksırıncaya kadar yemek serbest! Doymazsan, en başa dönüp tekrar yiyebiliyorsun. Homini gırtlak, ne bulursa mideye indirip, üstüne geğirip, oh diyen haram-ağaları bunlar.

Bu haramzade fırsatçıların aklını başına getirecek hiçbir imkan ve tedbir yok. Ne din, ne iman, ne insaf, ne de haya bunların hesabına etki edemiyor.

Tek bir çözümü kalıyor. Bunların insan olmadığını düşünmek. İnsan şekline girmiş bir yaratığın gülümseyen görüntüsü ile karşı karşıyayız.

Bunların korktuğu tek bir sihir var: Hesap!

Hesabını bilen, aldığı malı kontrol eden, kaliteyi ve tazeliği kontrol eden birini gördüler mi, filit görmüş sinek gibi oluyorlar. Bütün hevesleri iştahları kaçıyor. Hilenin hurdanın yanına yaklaşmayan, bilinçli tüketiciden korktukları kadar kimseden korkmuyorlar.

En önemli türeme mekanları cehaletin kuruttuğu beyinler. Aklın ve bilginin girmediği yere bu yaratıklar girip çörekleniyor. Sonra da, insanı insanlıktan çıkarıyor. Öyle bir ucube mahlukata çeviriyor ki komşu, ahbap demeden hileyi hurdayı kaliteli diye pahalıya yutturup bir de şükür-teşekkür bekliyorlar.

Sanki yaratılışından gelen bir haramlı, uğursuz bir halleri var.

Böylelerinin şerrine uğrayan vatandaş da sopasını çıkartmayıp, adamlık bizde kalsın hesabı sessiz kalınca daha da bir azıyor iyice tavana çıkıyorlar.

Vatandaş da çareyi de arkasından bir beddua okumakta buluyor.

Aklına güzel bir beddua geliyor. Sonra diyorum ki; “Yazık, çocukların ne günahı var!” Ama benim bu ağacın dibindeki meyveden de pek umudum yok. Siz hiç çam ağacından şeftali çekirdeği düştüğünü gördünüz mü?

Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..