Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '13

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Harcayarak kazanılır mı?

Harcayarak kazanılır mı?
 

"Enerjimizi dayanışmalara harcamak hazin." (Murathan Mungan)


Öyle ya! ... Borç yiğidin kamçısı değil midir?

Ancak borçtan kasıt maddi olanı değil manevi olanıdır. Başka bir deyişle burada vefa borcu, gönül borcu seviyesinde kalanıdır makbul olan.

Elin borcunu duyan yiğidimiz “gaza gelir” ve zamanında kendisine yapılmış olan iyiliklerin (!) altında kalmamak için mazoşist bir duygu içerisinde (yani acı çekmekten zevk alan) ve IMF'NİN (Uluslararası Para Fonu) kendisini “kırbaçladığını” hayal ederek bu borcu en iyi şekilde öder. Yok, eğer "başlarım borcuna" şeklinde bir duygu yaşanacak olsa bu takdirde bakınız: Yunanistan'ın durumu (!) …

* * *  

Gelelim “Harcama” durumuna:

Türkiye'de kamu kesimi; merkezi yönetim kurumları, sosyal güvenlik kurumları, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler ve fonlardan oluşur. Adına "Devlet" dediğimiz bu kesim; genel bütçeli kurumlar, özel bütçeli kurumlar ve düzenleyici ve denetleyici kurumlar olarak üç çeşittir. Kamu kesiminin yerel kamusal birimleri "yerel yönetimler" olarak adlandırılır ve en bilinen örneği belediyelerle il özel idareleridir.
 Devletle özel kesim arasındaki ilişki çok yönlüdür. Bu ilişki esas olarak devletin firmalardan ve vatandaşlarından vergi almasıdır.

Giderleri ise piyasadan mal ve hizmet satın alması karşılığında yaptığı ödemeler, çalışanlarına maaş ödemeleri, yatırım ve transfer harcamaları ile faizlerden oluşur.

Devletin gelirleri, giderlerini karşılayamaması durumunda, finansal piyasadan kısa ve uzun vadeli borç alarak da özel kesimle ilişki kurar.

*

Şimdi bu en özet verilere göre; “Bir ülkede harcama yapabilen üç kesim vardır” diyebilir miyiz? Elbette diyebiliriz.
 Bunlar,

1. Dış kesim,

2. Özel kesim ve

3. olarak da Kamu kesimidir.
 

Özel kesimdeki firmalar, tüketicilerin satın alma gücü olmadığında mallarını ve hizmetlerini satamazlarsa ne olur?

En basit anlatımla, çalışanlarını işten çıkarır ve üretim için harcama yapmaz.
 

Bu durumda ülkede kıt-kanaat oluşan gelir, dışarıya akarsa, yani iç talep sorunundan dolayı geri kazanılamazsa ne olur?

"Büyüme yavaşlar, ihracat azalır ve ithalat artar."
 

Ekonomi kötü görünüyorsa, hane halkı zorunlu harcamaları dışında harcama yapmaz.

Demek istediğim, bir ekonomide hem yabancı sermaye hem de özel kesim harcama yapmıyorsa, geriye kalan tek kesim olan devlet bu boşluğu doldurmak zorundadır. Aksi halde ekonominin sekteye uğraması kaçınılmazdır.

Harcayarak kazanmak için doğru olan; borçlanan devletin borcunu da ödemek istemesidir. Kendini daha çok çalışmak ve kazanmak zorunda hissetmesidir, bu yönde girişimde bulunması veya samimi girişimlerin önünü açmasıdır, tıkamak değil!

 
Toplam blog
: 276
: 1102
Kayıt tarihi
: 19.11.12
 
 

Evli, 2 evlat babası, 1965'te doğdu, inançlı, müziksever, insansever, yurtsever, iyi yüzer, ünive..