Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '13

 
Kategori
İnançlar
 

Harut ve Marut kıyamet gününe kadar kuyuda baş aşağı asılı kalacak olan melekler

Harut ve Marut kıyamet gününe kadar kuyuda baş aşağı asılı kalacak olan melekler
 

Harut ve marut


Kıyamet gününe kadar kuyuda baş aşağı asılı kalacak olan melekler; Harut ve Marut

Harut ve Marut hakkında bilgi sahibimisiniz bilmiyorum. Ben duymuştum ama gerçekten sadece kulaktan dolma bir şeydi. Araştırınca öğrendim ki:

Bunlar iki melek. Fakat hikâyeleri bir hayli farklı ve bir çok değişik rivayetlerde var onlar hakkında…

Hıristiyanve Yahudikaynaklarında Babil'in düşmüş melekleriolarak adlandırılıyorlarmış.

Bir rivayete göre;

Hazreti Süleyman döneminde Babil’de yaşamışlar ve insanlara sihiri öğretmişler.

Kuran-ı Kerim’de:

“Ve onlar Şeytanların Süleyman’ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Hâlbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küf rettiler. Onlar insanlara sihri ve Babil’deki iki meleğe -Hârut ile Mârut indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise Biz ancak fitneyiz, sakın küfretme’ demedikçe kimseye sihir namına birşey öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısını ayıracak şeyler öğrendiler. Hâlbuki bunlar, Allah’ın izni olmadıkça o sihirle kimseye zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun onlar sihri satın alan kimse için âhirette hiçbir nasip olmayacağını biliyorlardı. Ne fena bir şey karşılığında nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı" (el-Bakara, 2/102).

Bir yerde yazılan yazının özetinden şunu anlayabiliriz. Hazreti Süleyman’a Allah tarafından bir sürü özellikler verilmiş. Hayvanlarla konuşabildiği gibi bir çok doğa üstü olayları yapabiliyormuş. Rüzgâra bile emrediyormuş. Ona karşı olanlar onun bu üstün vasıflarını Allah’ın bir lutfu olarak değerlendirmeyip, Hazreti Süleyman’ın sihir yaptığını ve sihirbaz olduğunu söylemişler. Onun mucizelerine inanmamışlar. O dönemde bir çok sihirbaz türemiş. Gün geçtikçe yaptıkları sihirlerle kendilerini peygamber olarak lanse etmeye başlamışlar.   

Yüce Allah; sihirle mucizenin aynı olmadığını göstermek ve onlara sihiri öğretmek üzere Harut ve Marut’u görevlendirmiş.

Bir başka rivayet:

Ayette onlara ‘Melekeyn’ deniliyormuş. Arapça telefuzu iki melek’miş.

Fakat bazıları da buna inanmamışlar. Sihir aynı zamanda küfür olduğundan meleklerin bunu yapacaklarının da mümkün olmadığını düşünüyorlarmış.

Bir başkasında:

Onlar zaten Allah tarafından dünyaya sihir yapması için gönderilmiş. Üstelik insan suretinde gelmişler. Onlar insanlara sihiri öğreteceklerinden kendilerini insan gibi gösterdiklerinden kimse onların melek olduğunu bilmemiş…

Bir diğerinde:

Allah meleklere; insanlara verilmiş olan hırs ve nefis sizlerde de olsaydı günah işleyebileceklerini söylemiş. Melekler itiraz etmişler.

“Hâşâ Allahım, biz olsaydık günah işlemezdik. Devamlı ibadet ederdik.”

Yüce Allah iradelerine en çok güvendiği iki meleğini Harut ile Marut’u sınamak üzere Babil’e göndermiş. Melekler gündüzleri şehri geziyorlarmış, geceleri İslam-ı Azam duasını okuyarak gökyüzüne çıkıyorlarmış. Bunu kimse bilmiyormuş.

Bu iki melek hiç günah işlemiyorlarmış. Hiçbir yanlış yapmıyorlarmış.

Bir gün Zühre adında çok güzel bir kadınla karşılaşmışlar. İkiside kadına âşık olmuş ve onunla birlikte olmak istemişler. Kadına yalvarmışlar kadın kabul etmemiş. Bunlar israrda devam etmişler. Sonunda kadın ikna olmuş sadece bir şartı varmış. Şarap içip put-a tapmaları gerekiyormuş. Kabul etmişler ve bunu da yapmışlar. Kadın yine kabul etmemiş. Bu defada her gece hangi duayla gökyüzüne çıkıyorlarsa onu öğretmelerini istemiş. Onlar kadına duayı da öğretmişler.  İslam-ı Azam duasını kadın okumuş ve gökyüzüne çıkmış. Allah onu bir yıldız yapmış gökyüzüne asmış. Melekleri aldatan güzeller güzeli bu kadın gökyüzündeki Zühre yıldızıymış.

Kadın kaybolunca melekler ne yaptıklarını anlamışlar. Pişman olmuşlar. İdris Peygamberden yardım istemişler. Allah’tan kendilerini affetmeleri için aralıksız yalvarmışlar. Yüce Allah onları affetmiş ama ya bu dünyada ya da öte dünyada azap çekmeleri gerektiğini söylemiş tercihini onlara bırakmış. Onlar bu dünyayı seçmişler. Yüce Allah onları Babil’de bir kuyuya baş aşağı asılıp, kıyamet gününe kadar azap çekmelerini buyurmuş.

Ençok kabul gören:

Hazreti Süleyman döneminde insan şeklinde ortaya çıkmışlar.

İnsanların küfür-e düşmemeleri, kötülük için kullanmamaları şartı ile insanlara sihri öğretmişler.

İnsanların bu yolla imtihan olmalarına vesile olmuşlardır.

Harut ve Marut önce öğreteceklerinin şer için değil hayır için yapacaklarına dair söz alıyorlarmış, öyle öğretiyorlarmış.

Bu konuda bir hayli yazılmışlar var fakat genel bilgi bu yazılanların etrafında dönüyor.

Her konuda, her yazıda, her anlatıda kendimize alacağımız bazı dersler muhakkak ki vardır.

Harut ve Marut’da bence böyle bir konu…

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....