Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hasan Cemal’in Hayal Kırıklığı...

Hasan Cemal’in Hayal Kırıklığı...
 

Geçen hafta “milliyet.com.tr” de Hasan Cemal’ın “Gazeteci milleti, hayal kırıklıkları ve Nuray Mert” başlıklı yazısını okudum.

Yazar, yazısında izlediği bir TV kanalında Obama’nın şarkı söylediğini, eşi ve Beyaz Saray çalışanlarının da dans ederek, eşlik ettiklerini söylüyor.

Olaydan etkilenen Cemal; “Ne güzel, izlerken içim ısınıyor. Elbette bizimkileri anımsıyorum.” diyerek, sözü bizim siyasilere getiriyor.

Sonra “Kin sözcükleriyle, idam sehpası nutuklarıyla, ben olsam ipe çekerdim söylemleriyle siyaset yaptıklarını sanan liderlerimizi...” hatırlatıyor.

Derken 1950’li yıllardan, günümüze kadar, sırasıyla muhalefet ve iktidar partileri liderleri arasındaki çekişmelere değiniyor.

“Menderes-İnönü, Demirel-İnönü, Demirel-Ecevit, Özal- Demirel, Çiller-Yılmaz ve günümüzün liderleri”ni örnek veriyor.

Devamla yapılan yanlışlardan; kinden, nefretten, didişmelerden ve öç almalardan bahsederek, onca zamanın boşa geçirilmesine hayıflanıyor.

Daha sonra “her dönemde ülkede tek başına iktidar olanların, zamanla eleştirilere tahammülsüzlük gösterdikleri” saptamasında bulunuyor.

Son olarak sözü Milliyet yazarı Nuray Mert’e ve baskıyla gazetelerinden ayrılmak zorunda bırakılan diğer köşe yazarlarına getiriyor.

“Bu hayra alamet değil! Haber kanalları ve gazete köşelerindeki yerlerini kaybedenler git, gide çoğalıyor.” diyor.

Bu ruh hali içinde, ülke gidişatındaki yanlışlıklara, uzun süreli intikam saplantılarına ve bitmeyen kavgalara bir nevi isyan ediyor.

Doğrusu ona katılmamak mümkün değil.

Hele, hele son günlerde bu minvalde meclis kürsüsünden yapılan açıklamalar, uygulamalardaki tuhaflıklar ve yaşanan gerginlikler...

Tüm bunlar;  siyasetin ayrışmaya, güvensizliğe ve itibarsızlığa kurban verildiğine dair belirgin kanıtlar değil midir?

Bundan ne kadar uzak durursak, duralım! Olanlar (kötü gidişat) bir şekilde sıradan insanları da içine çekmeye çalışmıyor mu?.

Duruma bakılırsa, toplumsal hastalığa dönüşmüş bu “çatışma ve intikam alma” illeti; bir süre daha yakamızdan düşmeyecek gibi!

Ta ki hepimizin; demokrasinin, evrensel hukukun ve kardeşliğin“olmasa, olmaz” gerçeğine inanıp, gereklerini koşulsuz yerine getirene kadar. 

 
Toplam blog
: 251
: 447
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

Emekli; Öğretmen, Yönetici ..