Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '08

 
Kategori
Güncel
 

Hasan emmi sıtmadan ölecek koca devletin koca doktoru kızacak

Hasan emmi sıtmadan ölecek koca devletin koca doktoru kızacak
 

Milliyet


Gel de korkma.

Bu resimdekiler gerçekten eli öpülesi analarımız, bacılarımız mı?

Bu resmin bir şakadan ibaret olmasını tüm kalbimle temenni ediyorum.

Bu resimleri biz görüyor ve ürküyorken, koca devletin koca yetkilileri görmüyorlar mı?

Görüyorlarda kormuyorlar mı? Korkuyorlarda oy almak ve iktidarda kalmak duyguları ağır mı basıyor.

Bu ülke adım adım Atatürk'ün kurduğu çağdaş Türkiye olmaktan çıkıyor, çıkarılıyor. Oysa koca devletin koca yetkilileri'ne ya biz sesimizi duyuramıyoruz ya da duymamazlıktan geliyorlar.

Bu ülkede çağdaş düşünenlerle iktidar edenlerin ne dediklerini anlamamak gibi bir sorun yaşanıyor.

Koca devletin koca bakan'ı bu resme baka baka Atatürk'cülükten, çağdaş eğitimden, teknolojiden söz ediyor. Oysa karşısında Ortaçağ karanlığına götürülmek istenen analarımız bacılarımız duruyor.

Herkesin bildiği ama yinede anlatacağım bir hikayeye durumumuz ne kadar da benziyor.

Hasan emmi hastadır, ateşler içinde kıvranır.

Köylüler hocaya okuturlar olmaz.

Muska yazdırırlar olmaz.

Ne yapsalar Hasan emmi ateşler içinde yanmakta.

Muhtar bakar Hasan emmi ölecek, bunu koca devletin koca doktoruna götürmek gerek der.

Hasan emmiyi koca devletin koca doktoruna götürürler.

Doktor muayene eder ve bir fitil yazar. Muhtar'ada tembih eder. -Muhtar eczaneden bu ilecı alacaksın ve Hasan emmiye makat'tan vereceksin der.

Muhtar ilacı alır, eczacıda makattan sabah akşam birer tane diye yazar ve muhtara verir.

Köye dönerler. Köylüler merak içinde Hasan emmi ile muhtarı karşılarlar. Hasan emmi ateşler içinde kıvranmakta.

Muhtar bu ilaç nasıl verilecek diye kara kara düşünmekte.

Mıhtar bakar ki bu işin içinden çıkamayacak. İhtiyar heyetini toplar.

Arkadaşlar koca devletin koca doktoru Hasan emmi yi muayene etti ve şu ilacı verdi. Lakin makattan verin dedi. Acep mu makat ne ola ki diye heyete sorar.
Kimi makat oturduğumuz şu tahta karyolanın adı der, kimi farklı şeyler söylesede bir karara varamazlar. Muhtar bakarki Hasan emmi gidici. Valla arkadaşlar koca devletin koca doktorunu arayıp sormamız gerek diye noktayı kor. Kor koymasına da koca devletin koca doktoruna şimdi ayıp olacaktır ya kızarsa desede, Hasan emmi ölecek.

Muhtar bir cesaret e koca devletin koca doktorunu arar.

Doktor bey ilacı nasıl verecektik diye sorar.

Koca devletin koca doktoru gülümser ve muhtara

-Muhtarım Anüs ten koyun der. Muhtar her ne kadar anlamamış olsada peki doktorum der ve telefonu kapatır.

İhtiyar heyeti ve köylüler merak içinde sorar lar.

-Ne dedi, ne dedi diye.

Muhtar -Anüsten koyun dedi der.

Herkeste bir suskunluk, şaşkınlık. Acep anüs ne ola ki?

Köylüler bilmemekte. İhtiyar heyeti bilmemekte. Acep anüs ne?

Muhtar komşu köylerdeki ileri gelenlere sorması için bekci Murtaza enmmiye görev verir.

Bekci murtaza tüm civar köyün ileri gelenlerine sorar soruşturur. Anüs'ü bilen yok.
Yorgun argın köye döner.

Hasan emmi ateşler içinde ölecek.

Köylüler merak içinde acep anüs ne ola ki?

İhtiyar heyeti uzun tartışmalar sonunda bir karara varır.

Koca devletin koca doktorunu tekrar aramaktan başka care yok.

Muhtar ben aramam ayıp olur. Hem bana kızar der.

İhtiyar heyetinden kimse cesaret edemez, koca devletin koca doktor'unu aramaya.
Muhtar bekci murtaza ya sen arayacaksın diye emir verir.

Bekci Murtaza karşı da gelemez ama bilir ki koca devletin koca doktor'u çok kızacaktır.

Bekci Murtaza çok kızacak çok diyerek çaresiz koca devletin koca doktor'unu arar.
Köylüler pür dikkat koca devletin koca doktorunun ne diyeceğini beklemektedir.
Bekci Murtaza Telfonu kapatır ve kıp kırmızı kesilmiştir. Muhtar, ihtiyar heyeti merkla sorarlar.

-Ne dedi, ne dedi?

-Murtaza çok kızdı çokkk der.

Ne dedi ne dedi Diye üstelerler.

Bekci murtaza çok kızdı, çokkk, der ve ekler.

G.... ne sokun dedi der.

Köylüler bunuda anlamazlar. Kızdığı için öyle dediğini sanırlar.

Hasan emmi bu anlaşamamanın yüzünden hakkın rahmetine kavuşur.

Şimdi tüm bu olaylar karşısında hükümet edenlerle halk birbirini anlamakta zorlanırken.

İrticai faaliyetler artıyor dedik. Hükümet olur mu öyle şey dedi.

Türban gericilerin kullandığı bir simge haline getirildi dedik. İnanç özgürlüğüdür dediler.

Toplumda bir geriye gitme var arap örf adetleri din diye dayatılıyor dedik. Ne alaka dediler.

Atatür'k den dem vuran Milli eğitim bakanının gözü önündeki köylere taşmış görüntüleri görmeyen bir anlayışa ne desek boş.

Koca devletin koca koca bakanları çok kızıyor çok.

Olanlarsa Türkiye'nin çağdaşlıktan uzaklaşması. Hasan emminin ölmesi olsa gerek.
16.05.2008

 
Toplam blog
: 139
: 795
Kayıt tarihi
: 29.09.06
 
 

10.12.1949 yılında Nurhak'ta fakir bir ailenin yedinci cocuğu olarak dünyaya geldim. Ziraat okulunda..