Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hasat

Hasat
 

Çorak toprağın çatlamış damarlarına çiselemeye başlamıştı rahmet. Azdı özdü ama bereketti. Belki toprak doyardı. Doysunda yeşersin diye iç geçirdi köylü Rıza. Günler olmuştu yağmayalı. Tek bir tarlası vardı. Üç ağacı vardı meyve veren birazda sebze ekmişti. Ama en önemlisi pamuğuydu. Hasat zamanı toplar satar üç beş bir şeyler kazanırdı. Rıza çok sıkılıyordu artık burada. Her sene aynı şeyler ve sonuçta güç bela yaşıyordu. İki kızı vardı ama okula yollamak bile ağır geliyordu. Eve doğru giderken tezekleri kontrol etti. Kışa hazırlanmalıydı daha şimdiden. Ah dedi içinden emmioğlu gitti şehire ne büyük adam oldu. Bayramlarda ziyarete geliyordu. Altında da fiyakalı arabası vardı. Rıza başka bir şey düşünmez olmuştu. Nasılda parlıyordu güneşte, cayır cayır yanıyordu kırmızı Ford. Akşam herkes yattığında arabaya girip oturuyordu. Direksiyonu kurulduğunda benliğini yırtıyordu. O da istiyordu cayır cayır yanan bir araba. Ama o Ford almıyacaktı. Gazete de gördüğünde vurulmuştu o beyaz Şahin’e.

Kararını vermişti bir kere Rıza. Şehre gitmeliydi o da. Sabah kalktığında karısına toparlanmasını söyledi. Evi de tarlayı da sattım şehre gidiyoruz hazırlanın dediğinde horozlar yeni ötüyordu. Ama kalbi kuş gibi çırpınıyordu. Heyecanlı değildi. Korkmuyordu da. Beyaz şahin ona ilham veriyordu. Yola koyulduklarında güneş tam tepedeydi. Çok sıcaktı ama ilhamı vardı onun kendince. Yürüyüşü bile değişmişti. Bir endam, a z gurur biraz da mağrurdu ama yeterdi ona ilhamı.

Küçük bir bordum katında kapıcıydı artık Rıza. Karısı temizliğe gidiyordu her gün. Küçük kızı berberde çalışıyordu.Büyük kızı ise artist olmak için evden kaçmıştı. Aslına bakarsan köydekinden daha çok para kazanıyordu ama nedense yetmiyordu.Herkes hor davranıyordu. Her gün azar işitiyordu. Yürüyüşü de değişmişti. Dimdik değildi artık. Endamı kalmamıştı, gururu ayaklar altındaydı.

Yatağa yattığında büyük kızını düşündü. Çok özlemişti onu. Ya karısı kendisine hizmet ederken herkesin hizmetçisi olmuştu.Tarlasını düşündü. Meyveleri toplarken efendiydi. Domatesleri kendisinindi. O kendisinin efendisiydi. Hiç kimse onu azarlayamazdı. Eve geldiğinde herkes ona hizmet ederdi. Ne güzeldi o tarhana çorbası. Karısı elleriyle hazırlardı. Aslında evinin kiralıydı o belki de tüm evrenin. Farkedememişti bu özelliği ilhamı gelene kadar. İlham da kalmamıştı. Şahin de neydi ki. Özüme dönmek istiyorum diye haykırdığında kimse duymamıştı, kalbinin son çırpınışını da duymadıkları gibi.

 
Toplam blog
: 51
: 628
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Hayatı farklı gözle bakmayı seven, haksızlığa tahammül edemeyen, olaylara sessiz kalıp yerinde mü..