Hasbi Tembeler ve Doğa Sporları.

DOĞA SPORLARI VE TEMBELLİK.

Doğa sporları denince akla öncelikle, kampçılık, dağcılık, yürüyüş-trekking, tırmanış, bisiklet, deniz kayağı, kano, rafting, sörf, yüzme, dalış, balıkçılık, kayak gibi aktiviteler gelir. Doğa sporların ruhu diğer sporların ruhundan çok farklıdır.

İnsan ve doğanın içerisinde, dostluk, arkadaşlık, saygı, sevgi, yardımlaşma, paylaşma ve iletişim ön plana çıkar. Doğa Sporları İnsan kavramının değerini bulmasına yardımcı olur, onu yüceltir. Doğada düşünceler, duygular, hedefler ortak noktada buluşur. İnsani ilişkilerde olumsuzluğun yeri yoktur.

Doğa, onu sevenlerin evi gibidir. Doğa severler spor aktivitelerini yaparken doğaya zarar vermemek için azami gayret gösteriler. Doğa Sporlarının ruh sağlığı ile beraber beden sağlığına katkılarının önemini bilmeyenimiz yoktur. Doğa şartlarının durumu itibarı ile kullanılacak olan ekipmanlar çok önemlidir. Amatör ruh olsun profesyonel ruh olsun ekipmanları yapacağımız spor ve doğa koşullarına göre seçmeliyiz. Ülkemizde yeni yeni bu konuda ürün çeşitliği açısından gelişmeler olduğunu görmekteyiz.

Ülkemizde doğamız, tabiat hayatımız ve çevremiz gereken değeri göremediğinden, Doğa Sporlarıda gereken ilgiyi ve gelişmeyi gösterememektedir.

Dünyada Doğa Sporları açısında öne çıkmış ülkelerden Avustralya, Yeni Zellanda, İsviçre, Almanya, gibi ülkelerde Doğa Sporları bir yaşam tarzı olarak yerini almıştır. Devlet ve yerel yönetimler bu konuda hertürlü desteği çok düşük maliyetlerle doğa severlere vermektedir. Çocukların gelişim evrelerinde doğa sporları ve aktiviteleri çok önemli bir yer tutmaktadır, Yaz-Kış demeden devlet-okul ve dernek işbilikleri ile ilkokuldan- Üniversiteye kadar tüm gençlik doğa ile iç içe olmaya teşvik edilir. Gençlik yıllarında başlayan bu alışkanlık tüm ömür boyu sürer. Hafta sonlarında resmi tatillerde yıllık tatillerinde İlk tercihleri doğa sporlarıdır. Özellikle kampçılık, dağcılık, dalgıçlık, yürüyüş , bisiklet sporları en çok tercih edilenleridir.

Ülkemizde durum pek iç açı değil. Öncelikle "Spor tembeli " olduğumuz kabul etmemiz gerekiyor. Yürümek bile bizlere ağır bir külfet olmuş, yan gelip yatmaya miskinlik ve tembellik yapmaya alışık bir milletiz. diye düşünüyorum.

İşin biraz da  kamusal tarafında bakalım. Doğa Sporları ile ilgili federasyonlar yetersiz, bütçeleri yetersiz ve malesef bu işe gönül verenlerden çok uzak kişilerin himayesinde bulunmakta. Büyük kentlerde doğa sporlarına gönül vermiş insanlar tarafından dernekler kurulmakta ve Outdoor turizm şirketlerinin yaptığı amatör doga spor aktiviteleri ile desteklenmektedir. İz Tv, Nasuh Mahruki, Güven İslamoğlu, Bukla, AndOutdoor, CAYDOSK, İstanbul Dağcılk gibi doğa sporlarına ve doğaya gönül vermiş bazı kurum ve kişiler tarafından yaygınlaştırılmaya ve desteklenmeye çalışmaktadır. 

Malesef bizler doğa cenneti ülkemizde  doğa sporlarından çok uzağız. Gençlerimiz, çalışanlarımız yoğun okul ve iş hayatının stresini, alış veriş merkezleri, kafeler ve eğlence yerlerinde atıyorlar. Amatörce doğa sporları ile uğraşan, hafta sonu çadırını, bisikletini alıp doğa ile iç içe yürüyerek, tırmanarak geçiren kaç kişi var ki? İnsanları doğa sporlarına çekecek yayınlar basın bültenleri teşvikler gerekiyor. Burada Devlet ve yerel yönetimlere okullara büyük görev düşüyor.

Devlet ve yerel yönetimlerin kamp alanları oluşturması bu alanları geliştirmesi ve bakımını üstlenmesi ile İnsanların buralara çekilmesi sağlanabilir.

Doğa Sporlarının ruhu içerisinde bulunduğumuz stresli ve sıkıntılı günlerimizin etkileri azalacaktır. Zayıflayan ve yok olmaya yüz tutmuş insani ilişkleri pekişterecektir, gerçek yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlayacaktır, ön yargıyı ortadan kaldıracaktır diye düşünüyorum.

“Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. İnsan gibi yaşamak.. Martin Luther (Alman Keşiş)

Hayatınızı yaşayın.

Saygılarımla

Ali CANTAŞ