Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

19 Haziran '18

 
Kategori
Anılar
 

Haşhaşı Bilir misiniz?

Haşhaşı Bilir misiniz?
 

Çiçekleri ayrı şifadır, renklerinin güzelliği göze ve gönlü dinlendiricidir.


Bir adı da afyondur. Afyon ili asıl ismini bu bitkiden almıştır. Karahisar lakabı sonradan, (2005 senesinde TBMM'ce kabul edilen bir kararla) eklenerek “AFYONKARAHİSAR” denilmiştir. Malum Afyon karahisar kalesinin tarihimizdeki büyük zafer de, bölgeyi korumadaki önemi büyüktür. Fakat biz yaş grubundakiler alışkanlığından dolayı Afyon'dan bahsederken “Afyon” der. Misal: “Afyonkarahisara gideceğim” demez. “Afyon'a gideceğim. Afyon'da yaşayan ablamı göresim geldi” gibi...


Haşhaş bitkisi Afyon ve ilçelerinde neredeyse Hititler zamanından beri ekilip dikilmiştir. Buralarda yaşamış gelmiş geçmiş nice insanlar, haşhaş bitkisi sayesinde yurdunu yuvasını kurmuş, kalkındırmıştır.

Yakın geçmişe kadar “Afyon” denilince, haşhaş akla gelirdi. 1974 yılı öncesi ve daha sonrası Afyon ili; kaymağıyla,sucuğuyla, kaplıcalarıyla ve mermeriyle anılır oldu. Ankara güzergahı olduğundan da ünü hayli duyuldu. Büyüdü, gelişti.

Çocukluğumda Afyonu görmüşlüğümde kasaba görünümü vardı. Halkı da hayli çalışkandı. “Gayretliye Allah yürü ya kulum deyiveriyor, şükürler olsun.” Afyon'da bunun örneği çok görülüyor.

Konumuza dönersek; haşhaş bitkisi Afyonla özdeşmişti. Günümüzde neredeyse Afyonlular dışında kimsece bilinmez duruma geldi. Haşhaş bitkisinin detayının bilinmesi yaşlıların anılarında kaldı.

Bu mükemmel bitkinin her bir parçası ayrı bir nimettir. Örneğin; Haşhaşın yağı çıkarılır ve pek çok şifalıdır. Kalbe ve damarlara iyi gelir. Haşhaşın yani afyon bitkisinin kozalağı dahi ayrı bir amaçla kullanılır. Kışın yakacak olur. Küsmesi hayvanlara yem olarak verilir. Bitkinin tohumları havanda dövülerek ilaç olarak kullanılır. Sırt ağrılarına, soğuk algınlığına iyi gelir. Yapımı çok da kolaydır. Dövülmüş haşhaş tohumları içine bir kaç damla taze sıkılmış limon suyu damlatın ve sırtınıza bu karışımla ovdurun, ertesi gün, fabrikadan yeni çıkmış çivi gibi dimdik ayağa kalkarsınız maşallah. Bitkinin yağı alındıktan sonra kalan artığı hayvanlara küspe olarak yedirilir. Özünden kalan atık tarlalara gübre olarak verilir. Haşhaş küspesiyle beslenmiş mandanın kaymağı doyumsuz olur. Afyon kaymağı niçin namlıdır sanıyorsunuz. İşte bu sebepten... Çiçekleri ayrı şifadır, her bir renklerinin güzelliği göze ve gönlü dinlendiricidir.

Benim çocukluğumda teyzem Afyon ilinin Dinar ilçesinde ikamet ederdi. Kocası Dinar'ın yerlisiydi. Rahmetli eniştemiz o yörenin iyi insanlarındandı. Teyzem de, eniştem de misafiri çok severlerdi..Eniştem yolda gördüğü hiç tanımadığı garibanı bile evine getirir, teyzeme haşhaşlı çörekler, katmer ve börekler yaptırır. Açın karnını tıka basa doyurur ve de ayrıca yanına yolluk olarak haşhaşlı katmeri çıkın yaptırırdı.

Bizlerde o haşhaşlı çörekler, katmerler uğruna sıklıkla Isparta'dan Dinar'a giderdik. O devirde şimdinin münibüsü kadar olan otobüsler ağır aksak uzun kıvrımlı yollardan geçerek, iki saati aşkın sürede Dinar ilçesine varırdı. Ama o iki saat size “Ne çabuk geçti” suali sordururdu. Çünkü Isparta, Dinar yolu arasındaki ulaşım yolunun iki yanındaki tarlalarda, renk renk haşhaş çiçekleri açmış olurdu. Kırmızının, morun, pembenin, beyazın en güzel tonlarının, en parlak olanlarının doyumsuz seyirliği vakti size unuttururdu. Hele bir de havada hafif esinti varsa o güzelim renklerin birbirine sürtünmesiyle oluşan gökkuşağı misali görüntüsü ve haşhaş dallarının sürtüşmeden dolayı otobüsün camlarından içeri dolan armonisi haz alana otobüsten inme, tarlalara dalma arzusu duyururdu.

Burdur ili taraflarında da haşhaş ekimi yapılmaktadır. Lakin Afyon ili ve dolayları iki bini aşkın yıllardır haşhaşla anılmış. Afyon, yani haşhaş, geçmişte o yörede yaşamış olan tâ Hititler zamanından beri üretiliyormuş. O süreçten bu yana kimleri rahat geçindirmiş artık hesabını siz yapın.

İki bin yıl boyunca insanlık bu güzelim nimetten her türlü yararlanmış. Kozalağından çıkan sütten, içinden çıkan tohumdan, kurumuşunu yakacak olarak kullanmaktan, yağı çıkarılmış halini sıkarak küspe yapıp hayvanlarını beslenmesinden, daha nelere kadar...

Allah bu varlığı tüm hastalıklardan sıkıntılardan korunmak için yaratmış. Vücutta var olan pislikleri arındırmaktan ve karın doyurmakta, evini ısıtmakta, hayvanını beslemekte, tarlanı gübrelemekte yararlandırmak için var etmiş.

Dediğim gibi haşhaşın tohumu, ezilerek yağı çıkarılır. Doğal bitki yağı demek, enerji demektir. Sağlık açısından çok faydalıdır. Özellikle soğuk algınlığı ve sırta vuran ağrılı hastalıkların tedavisinde içine bir damla limon damlatılır vücuda sürülür. İki güün geçmeden şifası görülür.(Neyse sağlık konusu uzmanlık alanımız değil, araştırın doğruyu kendiniz öğrenin.)

Günümüzde haşhaş geleneksel tattan uzaklaşmış durumda... Zira 1974 yılında haşhaş ekimine ambargo konulmuş, üretimi kısıtlanmış.kabuğu sapı, küsmesi, her bir şeyi değerlendirilen bu bitki Toprak Mahsulleri Ofisi denetiminde kısıtlı alanlara izin verilerek denetimle ekiliyor. Nedeni haşhaş kapsülünden insanların uyuşturucu yapımını keşfetmesi.

Yurdumuza turist olarak gelen Amerikalılar, haşhaş kapsülünün çizilmesiyle ortaya çıkan süt rengi ve kıvamındaki bir sıvının kafayı sarhoş edici, uyku verip günün zorluklarını unutturucu özelliğini öğrenince, hemen paraya dönüştürmek uğruna seri üretimine geçiyorlar. Üç kuruşluk yatırımla, en büyük yaptırımlara ve servetlere sahip olmaya başlayınca, bu işi azgınlık boyutuna getiriyorlar. Dolayısıyla bizim devletimize de kısıtlama getirilmesi doğrultusunda bir şeyler söylüyorlar. (O sözlerin ne olduğunun doğrusunu devlet yöneticileri bilir.) Bu bilinenler bize yasak olarak yahut kısıtlamalı ekim dikim şeklinde yansıtılır.

Haşhaş dediğimiz gibi pek lezzetli, pek şifalı, doyumsuz tatlar oluşturan leziz, nefis hamur işlerinde kullanılan da bir bitkidir. Pekmezle, balla, kaymakla karıştırılır yenirse güç kuvvet oluşturur. Kimyasal ilaçlara gerek duyulmaz olunur.. Ah Amerika, haşhaşı da ülkemizde kısıtlattın ya, sen hiç şifa bulama...

Ayfer AYTAÇ – ayferaytac.com

 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..