Haşim Kılıç'ın konuşma metnindeki similarizm

Anayasa Mahkemesi Başkanı H. Kılıç'ın 22 Nisan 2010 tarihinde Mahkeme'nin 48. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle yaptığı konuşmasından bazı pasajlar:

Yargıdaki "sorunları konuşmadan üstünü örtmek, ötelemek ancak, hastalıklı bir hukuk devletinin böyle devam etmesinden çıkar sağlayanların bilinçli bir yöntemi olabilir. "

"Sorunlara çözüm önerileri getirmek yerine suçlamayı tercih eden önyargılı ve saplantılı ideolojik itiraz sahipleri, haklı ve isabetli çözümlerin hayata geçmesini engellemektedirler."

"Bağımsızlığa ve tarafsızlığa teslim olmayı reddedenler ayakta kalamayacaklardır."

"Yargıyı ideolojik vesayet altında tutmaya çalışanlar bağımsızlık ve tarafsızlıktan en çok rahatsız olanlardır."

"Yıllardır soruşturma ve kovuşturma hukukunun haksız ve ölçüsüz uygulamalarına konu olmuş olayları ve insanları görmezlikten gelenler, her ne olduysa bugün yargıdan en çok şikayet eden konuma gelmişlerdir."

"ülkemizdeki bu tablo kimseyi rahatsız etmez iken, itibarlı, rütbeli, makam sahibi insanlar bu sayıya dahil olduklarında yargıçların tarafsız olmadığı, usul yasalarının yanlış ve yanlış uygulandığı iddiaları söylenir hale geldi."

"Hukuk devleti, demokrasi ve laiklik gibi evrensel değerlerin genetik yapısı değiştirilerek “bize özgü modeller” yaratılması sorunlarımızı çoğaltmaktan başka sonuç doğurmamıştır."

"her türlü siyasi ve ideolojik etkiden arındırılmış, hızlı ve etkin bir yargı sisteminin kurulması için acil bir yargı reformunun yapılması zorunluluk haline gelmiştir."

Bu düşünceler, -kendi içlerinde gayet eleştirilebilir olmalarının dışında- siyasal arenada, yargı konusundaki tartışmalarda belli bir taraf olan belli bir siyasal söyleme ne kadar da benzemiyor mu? Bu sözleri o eğilimdeki bir politikacıdan duymak gayet normal, ama bir yargı mensubundan duymak o kadar kulak tırmalayıcı! Bir yargı mensubu, en sert şekilde eleştirebilir sistemi. Ama bunu, siyasal arenadaki her türlü görüşü, kendini ortaya koyduğu gibi alarak ve onların üzerinde bir bakışı geliştirerek yapması gerekir. Bunu, bir siyasal tarafa karşıt olan, karşı cephenin söylem dilini kullanarak yapıyorsanız ve uç ifadeler seçiyorsanız (hastalıklı gibi, ideolojik saplantı, vesayet gibi) bu, yan tutan belli bir siyasal angajman içinde olunduğunu gösterir. Sayın Başkan'a en son pasajdaki ilk tümceyi özümsemesini salık vermek gerekiyor.