Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '14

 
Kategori
Öykü
 

Hasret kokan günler

Hasret kokan günler
 

Yıllardır aynı heyecanla bekliyordu sevdiğini her zaman buluştukları sahildeki çay bahçesinde.

Gözleri mazinin izlerini ararken gözü sahilde sevdiğinin ayak izlerini arıyordu, dalgalar silmişti ayak izlerini ama hala kokusunu silememişti.

Daldı mazinin kalbinde atan hasret kokan günlerine…

Uzun süren bir dalgınlıktan sonra mazinin izlerinde gezinmekten uyandı. Saatine baktı saat 16 ‘ya gelmişti lakin sevdiği yoktu ortada.

Az ilerde salınarak gülüşü ile gelen sevgi dolu bakışı ile fark edilen sevgili koşarak geliyordu. Kalbi yerinden sökülürcesine atıyordu. Dalında yeni yetişmiş tap tazecik bir yaprak gibi taptaze yeni açmış bir gül gibi kokan kokusu ile buram buram gül kokarak Ceylan’ı geliyordu.

Kalktı ona doğru koşmaya başladı, koşmuyor adeta uçuyordu. Uçsuz bucaksız sahil ve deniz bir anda kan kırmızına büründü, yüreğinde bir şeyler parçalanırcasına dikenli bir el ile sökülüyordu adeta, yığıldı kaldı ayakları kendisin taşımıyor tüm dünya üstüne yıkılmıştı..

Sevgilisi sahilde kumların üstünde yığılmış yatıyor deniz dalgaları üstünü yalayarak gidip geliyordu ve deniz ve sahil kumlar kan rengine bürünmüştü.

Sevgilisi Ceylan’ı yerde cansız yatıyordu, yanına yürümeye mecali kalmamıştı kolu kanadı tüm bedeni parça parça kırılmış yürüyemiyordu. Gözlerinde akan yaşlar denize karışırken az ilerde elinde silah ile kendine bakan sevgilisinin katili ve kendisini her gün öldüren acılar ile ıstıraplar içinde bırakan katiline baktı.

Karşısında ölüm vardı sanki ölüm gözleri ile bakan yakından tanıdığı can arkadaşı güneydi. Defalarca sevdiğine askıntılık yapmış kendisini sevmediği halde kör bir inat uğruna aralarına girerek katilleri olan Güney’e kin nefret dolu gözlerle bakıyordu ve ağlıyordu.

Kaçarak giden Güney’e beddualar ederek haykırırken sevdiği ceylanın yanına sürünerek yaklaştı. Cansız buz gibi vücuduna dokundu kendisi ceylandan önce ölmüştü lakin yaşıyordu…

Biraz önce koşarak birbirlerine sarılacaklardı, şimdi sevdiği ceylanını ölüm sarmıştı sımsıkı, mutluluğun ilk adımları olarak nişanlanacaklar ve sonrada anlı şanlı bir düğün ile evleneceklerdi, ama olmadı..

Gökyüzünde martılara baktı onlarında kanatları kırılmış teker teker denize düşüyorlardı birer birer….


Sözlerimde kan kırmızısı feryat
Dilimde yüreğimi yakan ismin heyhat
Şimdi uzaklardasın sen beni duymayan
Kahır ile dolasın ey katil mutluluğuma kan ektin
Sende kanlar içinde boğulasın


Her geldiğinde bu mısraları okuyarak gözlerinde yaşlar ile her gün bu sahile gelerek ceylanını bekliyordu, dönmeyeceğini bile bile bekliyordu…


Mehmet Aluç

 __________________
 Mümin tövbe ile merhamet ister Rabbin'de affı için
 Selam ve dua ile

 
Toplam blog
: 959
: 197
Kayıt tarihi
: 04.06.13
 
 

Ben Mehmet Aluç 1962 Malatya Doğumlu. Ortaokul mezunuyum. Çocukluğumda okuma hevesim Tarkan çizgi..