Hasta olmak mı, sonunda iyileşememek de var.

Doktor hatasından veya Hastane şartlarından yakınını kaybetmemiş aile yoktur sanırım.

Bu aralar basında artan tıbbı hata ve hekimlere açılan dava haberleri bugünkü yazımın konusunu seçmem de yardımcı oldu. Hekimlerin hastalarının akibetinden sorumlu tutulması yeni değil. Hammurabi kanunlarında (M.Ö 2000) hekimlerin hastaya zarar vermeleri halinde cezalandırılmalarını öngören maddeler bulunuyor. Ancak son yıllarda bütün dünyada hem tıbbı hatalarda, hem de buna bağlı hekimlere açılan davalarda büyük artış var. Amerikan Tıp Enstitüsü'nün bir raporuna göre A.B.D de heryıl 44 bin ile 98 bin arasında hasta tıbbı uygulama hatalarına bağlı olarak ölüyor. Türkiye'de ise tıbbı uygulama hataları ile ilgili dava sayısında artış yaşandığı ve 2004 yılında 600 dava olduğunu, buna karşılık 2011 yılında bu sayının 12 bine yükseldiği adli tıp uzmanlarınca belirtiliyor. Yapılan şikayetlerin %35 i cerrahi alanda oluyor.Cerrahi alanda da daha çok kadın doğum uzmanları dava ediliyormuş.

Yine A.B.D de yapılan bir araştırmaya göre bu ülkede açılan her 5 davadan birinde hekimlerin suçlu bulunduğu ve tazminat ödedikleri, buna karşılık Türkiye'de açılan davalarda ise %25 tıbbı uygulama hatası tesbit edildiği gene raporlarla belirtiliyor.

Tıbbı davalardaki artışın nedenlerini inceleyen araştırmacılar tıbbı hataların insan ve sistem olmak üzere iki nedenden meydana geldiğini tesbit ediyorlar. Sistemden meydana gelen hataların, İnsanlardan kaynaklanan hatalara göre daha büyük sorun teşkil ettiği de gene tesbit edilen bir sonuç. Türkiye'de bu sebeplere tıp eğitimindeki eksikliklerin de ilave edilmesi gerektiği gene vurgulanan bir gerçek.

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Hasan Fevzi Batırel hasta sayısı artarken, hekim sayısının aynı oranda artmamasının, yani sağlık personeli yetersizliğinin tıbbı hatalarda artışın nedenlerinden biri olduğunu belirtiyor.

Ayrıca tıbbı davaların artışında hasta hakları konusunda çıkan kanunla birlikte hasta yakınlarında ve hastalarda doğan farkındalık artışının da dava artışında rol oynadığı göz ardı edilemez.

Olaya farklı bir açıdan yaklaşım da bu tıp davaların ve farkındalığın artışının doktorların rıskli vakalara eğilmesini engelyeceği, bunun da uzun vadede hasta aleyhine olacağı görüşü.

Bütün bunların sonunda hepimize sağlıklı ve sorunsuz bir yaşam dileyelim. Eğer hasta olursak sağlığımıza  kavuşmada bir engelle karşılaşmamayı umalım.