Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '10

 
Kategori
Deneme
 

Hastalık

Hastalık
 

Oturup düşünüyorum sensizliğin nasıl bir şey olduğunu anladığım hiç bir şey yok. Çünkü yaşamımda sensizlik diye bir şey yok… Her şey seni hatırlatıyor diyemeceğim yada baktığım her yerde sen varsın gibi arabesk cümleler kuramam… Ama yutkunduğum zaman boğazıma bir şey takılmış gibi oluyor, ya da bir komedi dizisi seyrederken bir anda ağlamaya başlıyorum millet alık gibi bakıyor yüzüme. Sürekli sana telefon açıp küfür etme istediği doğruyor içimde ve birde yanına gelip yumruk atmak için çırpınıyorum…

Herkes seni soruyor anlatıyorum, anlatıyorum kendimi acındırıyorum kötü ol istiyorum herkes inanıyor kötü olduğuna bir ben inanmıyorum. Halbuki bütün anlatmalarım seni içimde kirletmek için ve ne olursa olsun kirletemiyorum seni, hala aynı masum adamsın içimde… O seni ilk tanıdığım halin var gözlerimin önünde masum çocuksu surat…

Gel de bana sor o masum suratı birde… Biliyorum aslında için hep o masum çocuk biliyorum aslında herkese iyisin ve biliyorum bir bana iyi olamadın bu dünyada… Senden vazgeçtiğim zamanlarda geldin bana hep. Seni istedim sana yalvardım kaçtın... Ne zamanki senden vazgeçtim geri geldin bana. Acımı seviyordun beklide sana acı çektirmem di sana haz veren seni reddetmemle doğru orantıdaydı beni istemen… Seni severken, sana bağlıyken, körü körüne aşık ken bütün hayatın sıkıntısını görmezken istemiyordun beni. Alıp gidiyordun bedeninin kokusunu benden… Bense sana olan özlemimle kala kalıyordum bok tan dünyanın ortasında. Sonra yine seni kötülemeye başlıyordum gördüğüm herkese vah vahlar içinde… Ne zamanki vazgeçiyordum seni kötülemekten çıkıp dikiliyordun karşıma… Bağırışlar, çırpınışlar, kavgalar ve ihanetler içinde geçen bir zamandan sonra kendimi yine senin kollarında buluyordum. Sonra herkese seni temizlemek için dert anlatıyordum… Aslında yaralarımın kaynağı sendin, yaralarımı en çabuk iyileştirende sendin.

Bir “ Ur” gibiydin içimde gelip yerleşiyordun benim bedenimle besleniyor büyüyordun. Sonra kendi kendine iyileşiyor yok oluyordun hastalığımı unuttuğum anda da tekrar büyüyordun… Yani senden sen istemedikçe kurtuluş yoktu. Ne kalıcıydın ne de gidiciydin bedenimde… Şimdi zor bir kararın içindeyim bana soruyorsun “Kalayımmı? Gideyimmi?” diye… İlk defa benim karar vermem gerekiyor. “Kal” desem ömür boyu hastalıklı yaşayacağım tedavisi sadece seninle mümkün. Ve sen yine geçici iyileşmeler yaşatacaksın bana… Peki ya “Git” desem bedenim bir kere alışmış sana bağımlıyım… İçimdeki boşluğu hiçbir tedavi yöntemi dolduramayacaktı senden başka… Yani ne hastalıklı nede sağlıklı oluyordum sen varken nefes aldığım bu dünyada…


C.K.Aze… 01.05.2010 Kumburgaz…

 
Toplam blog
: 8
: 582
Kayıt tarihi
: 02.01.10
 
 

1981 İstanbul doğumluyum. İktisat mezunuyum... Bir ev tekstili firmasında tasarım bölümündeyim.....