Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hastane günlüğümden

Hastane günlüğümden
 

yok


Hep hastaneleri yazar dururum, bu günde o hastane izlenimlerden kesitler var. Bir kaç gün önce geçirmiş olduğum rahatsızlıktan dolayı gittiğimiz ilk yardımdan başlamak istiyorum.

Olağanüstü bir ilgiyle ilk müdahaleden sonra, beni bir başka hastaneye naklettiler.Gerek orada, gerekse ilk gittiğim yerdeki hekimler ve yardımcı hemşireler insan üstü bir çabayla ilgilendiler bu nedenle kendilerine çok teşekkür ediyorum.

Hastanelerimizde hep kötü şeyleri yazmak ve eleştirmek huyumuz oldu. Ben de defalarca yazdığım olumsuzlukları sanki daha iyiye gitmiş gibi gördüm. Uzunca bir süredir gitmediğim ve yurt dışıyla mukayase imkanı bulduğum hastanelerde güzel şeylerin olduğuna şahit oldum. Bu bana yapılan işlemle alakalı değil, bakın önceleri benim maruz kaldığım ilgisizlikleri de yazmıştım. Yanlış ilaç verilmesinden, yanlış tahlile kadar ama bu düzelmeleri ve ilgiyi bu boyutta görmek beni çok mutlu etti. Bu süreçte detaylı tahlillerim için yaklaşık on gündür gittiğim bir diğer hastanede ise rastladığım olumsuzluklarda var. Örnek, gittiğim doktor kapıda bekleyen beni içeri davet ettikten sonra, kendisini masasının başında oturur değil de, adeta yatar şekilde buldum. Biz Türk milleti olarak, örf ve adet deriz ya hep, ben belki annesinden yaşca büyüğüm, lütfen şöyle bir doğrulmasını beklerdim doğrusu, bakıp neyiniz var demesini. Hiç ilgi göstermeden aynen şöyle dedi " eee " ne demek " eee " dediğimde neden geldiniz dedi ve şikayetimi ayakta anlatırken, adeta beni hazırol vazyette bekletti. Sonrasında ayağımın şiş olan yerini, kaldırıp gösterin dedi. Hala yatar şeklide oturuyordu, zorlanarak ayağımı kaldırdım, başını çevirdi ve lütfen hemen bir nefes kadar mesafede tamam tamam dedi. Bir şeyler yazıp tahliller istedi, bunları yaptır, getir dedi. Ne kadar sürede olacak, benim ağrım fazla dedim ve hiç cevap bile vermedi. Hemşire gün alın, yaptırın dedi ve oradan ayrıldım.

Her tahlil için kapları çalmaya başladım, en hayati damar dopleri için üç ay sonrasına gün alabilmiştim, diğerleri içinse bir kaç hafta. Geldik ilk tahlile, şekerim yüksek çıkmıştı, şeker yüklemesi yapılacaktı ve uğradığım bölümdeki uzman hanımefendi muhteşem bir ilgiyle, sanki bir kız kardeş, sanki bir anne şefkatiyle beni aydınlatarak, iki gün sonra sabah sekizde bu mataryellerle burada bulunun lütfen şeklinde bir hitapla, ricada bulundu. İlgisi beni o kadar mutlu etmişti ki, aman iki gün sonra ben oraya sabaha karşı gidip bekletmemeliyim diye düşünürken ne yazık ki randevuma geç kalmıştım, gittiğimde sordum, yok dediler. Allah Allah oysa beni bekliyecekti ama bana lütfen geç kalmayın, randevuyla çalışıyorum demişti. Kabahat benimdi ve bir süre sonra geldi, nerde kaldınız o kadarda rica etmiştim dedi. Haklısınız dedim ve çok üzgünüm diyince, o nazik ve güler yüzüyle tamam dedi. Hemen işlemimi yaptı. İşte aynı hastanedeki değişik kişiler, o da görev yapmakta ve bir diğeri de. Ben insanları çok seviyorum, mesleğimi de diyordu. Buradan seslenmek istiyorum sevgili Suna hanımefendiye, ömür boyu gülmeniz dileğimle size minnettarım. Oradan ayrılırken hep sizi düşündüm, ne kadar pozıtıf bir insan diye. Dilerim hayatınız boyunca huzurlu yaşayın. ( Ayrıca SUNA adını çok sevdiğimi belirtmek istiyorum )


Sevgi ve saygılarımla

Gurbet meleği

SUNA

Gördüğüm bir rüyamıydı,

Geç kalmıştım üzgünüm Suna,

Hakkım yoktu bekletmeye seni,

Sanki seraptı gördüğüm,

Oysa bu güzel yürek sunaydı,

Geç kalan bendim,

Şimdi pişman oldum buna,

Elimde değildi Suna inan buna,

Minnet sunuyorum o gülen yüzüne,

Sevgilerimle sevgili Suna


Hafize KILIÇ

 
Toplam blog
: 39
: 659
Kayıt tarihi
: 19.11.06
 
 

Okul hayatımın tümü İstanbul'da geçti . Turizmciyim, kendi şirketim olan turizm sektöründe çalışmakt..