Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '08

 
Kategori
Anılar
 

Hastayım...kurtarın beni.

Hastayım...kurtarın beni.
 

Bana damdan düşeni getirin... Ben değil, Hoca Nasreddin demiş, ama iyi de demiş.

Benim derdimi doktorlar anlayamaz. Ancak yaşayan bilir. O yüzden sizden tavsiye almaya karar verdim efendim.

Benim eskitme hastalığım var. Şimdi o da ne diyeceksiniz?

Açıklayayım. Bazı şeyleri o kadar yoğun yaşıyorum ki ( ya da ben öyle sanıyorum) tekrarına tahammül edemiyorum. Farzı misal büyük bir heyecanla aile eşrafını iftara davet ettim diyelim. O kadar şevkle hazırlanıyorum ki daha o gün gelmeden o anı defalarca yaşıyorum.Kafamda olayı eskitiyorum.O gün gelince ne oluyor biliyor musunuz? O anı kafamda o kadar çok tekrar etmişim ki, sanki adamlar her gün iftara geliyorlar da bıktırmışlar gibi, utanmasam aha tencere, aha da tabak uzatmayın da oturun yiyin diyeceğim.

Mesela güzel bir müzik parçasını o kadar çok dinliyorum ki, bir daha duyduğumda kulaklarımı kapatacak yada kanal değiştirecek kadar bıkıyorum. Kitap ve filmde de bu böyle. Bir kere izlediğimi, bir kere okuduğumu imkanı yok bir daha okuyamam. (Allahtan balık hafızalıyım da oradan kotarıyorum işi.)


Sinema Filmi Titanık'i izlemeye gittiğimiz zaman filmden o kadar etkilenmiştim ki (sinema ve ev arası 15 km) tam 15km'lik yol boyunca sürekli ağladım. Eve geldik, eşim anahtarı kapının kilidinde döndürüyordu ki dayanamadı yeter artık diye kükredi.Yemin ederim tırstım da sustum. Yoksa ben kimbilir daha ne kadar devam ederdim. Kız kardeşim bu filmi 3 defa izledi. Son gidişinde beni de çağırdı. Bir kere izleyince anlayabiliyorum tekrarına gerek yok dedim ve gitmedim. Ne bilsin kızcağız onu beynimde defalarca izlediğimi. Yazık...Alındı sanırım.

Şimdi bana Fulsac al, yok prozac al falan demeyin. Dedim ya, benim işim doktorluk değil. Hem benim o tarz ilaçlara yeminim var. Mümkün değil alamam..

Neden mi? Onu da anlatayım.

Kadınları bilirsiniz hani bazen depresif bir ruh haline bürünürler. İşte öyle bir günümdeydim. Buğulu gözlerle bakıyordum çevreme biri höt dese zırıl zırıl ağlayacağım. Sebebini sorsanız söyleyemem çünkü ben de bilmiyordum.Öyle işte...ağlayasım vardı sadece.

Fabrikadan bir arkadaşımda el yıkama hastalığı vardı, ama ne hastalık Ne zaman arasak lavabo başında buluyorduk kendisini. Yakın zamanda tedavi görmeye başlamıştı. Sohbetimiz sırasında kendi durumumdan, iç sıkıntımdan bahsettim. İlaçlarını gösterdi ‘Abla bir tane vereyim mi sana?’ dedi. Baktım ilaçlar çok küçük ‘Anacım bu mercimek kadar hap benim gibi kadına ne etsin, sen iki tane ver’ dedim.

Yüzündeki sinsi gülüşten anlamalıydım bir terslik olduğunu... Anlayamadım.

Beklediğim biraz gevşemek, neşelenmek hatta çakırkeyif havasına bürünmekti .Malesef ki olamadı. Kısa sürede elim kolum tutmaz oldu. Bir at gibi ayakta uyumaya başladım. Kendimi zorladıkça daha çok yoruluyor, daha çok uykum geliyordu. Bir ara gözümü açar gibi oldum. Karşımda daha önce görüşmek için kendisine randevu verdiğim rulmancıyı gördüm. Ağzı açık hayretle bana bakıyordu, belli ki bu bir kamera şakası olmalı diye düşünüyordu. Bir şey söylemek yerine tekrar gözlerimi kapadım. Zaten bir süre sonra komple iptal oldum.
Gözümü açtığımda yatağımdaydım ve sabah olmuştu. Eşim kızkardeşimin beni ziyarete geldiğini söyledi.Bu benim için bir felaketti. Biliyorum ki bizim kız koşarak anneme yetiştirecekti. Becerdiğim haltı bizimkilerden birine anlatsam kızılca kıyamet kopardı. Mümkün değil anlatamazdım.
Korktuğum başıma geldi. Annem aradı.
-Kızım hiç hoşuma gitmeyen şeyler duydum. Kardeşin dedi ki, şu eniştem iyi ablamı tutuyor, valla ben olsam çoktan boşamıştım. Adam işten geldi, yemeğini yedi, televizyon izledi. Bizim kız uyuyor. Kızım hiç öyle şey olur mu? Genç kadınsın topla biraz kendini
(la havle vela kuvvete işte başladı yine)
-Tamam anne
-Kocan geldimi kapıda karşıla, güler yüz göster, hal hatır sor.
(ya sabır, ya sabır, ya sabır)
-Olur anne
-Sen ondan erken geliyorsun eve, azıcık ortalığı toparla, hafif bir makyaj yap
(ahh kızzz seni bir yakalarsam...bir yakalarsam... yedim seni)
-Kızım dinliyormusun beni
-Kim? haa, tabi tabi yaparım anne.
(Allahım hak ettim ben hepsini... Hak ettim vallahi)


 
Toplam blog
: 92
: 830
Kayıt tarihi
: 28.02.08
 
 

Biraz kül, biraz duman o benim işte... Öyle dedim diye olayı arabeske bağladığımı sanmayın çabuk sön..