Hatay'ı "fetheden" Atatürk de emperyalist miydi?

Türkiye haritasına bakan bir yabancı, Hatay bölgesinin bir yarım ada gibi Suriye topraklarına girdiğini farkedecektir. İlk bakışta, dümdüz görülen ortadoğu coğrafyalarına göre, Türkiye sınırının Suriye içine doğru meme yapmış bölümü dikkat çekecektir.

İyi hatırlıyorum; bir zamanlar Arap ülkelerinden gelen Arapça lügatlerde Türkiye haritası Hatay bölgesi olmadan çizilmiş olduğu için kıyametler kopardı... Derhal milli(artık ulusal) refleks uyanır ve mutlaka o lugatler toplatılırdı.

Hoş, bu sadece ulusal refleks'ten değil, Arap'a ve Arapça'ya olan gıcıktan da oluyordu... Yani, İngilizce bir sözlükte aynı durum söz konusu olsa asla bu kadar mesele olmazdı.

Sınırlarının yeni çizmiş ve bu sınırları çizerken, yapay olarak da olsa, ulus homejenliğini ön plana almış bir devlet'in sınır hassasiyeti bir yere kadar anlaşılabilir. O zamanlar, okullarda ezberden çizdirilen Türkiye haritası Cumhuriyet'in kutsallarından biri sayılıyordu...Ne eksiği, ne fazlası istenirdi...

Amma ve lakin Hatay'ın "futuhatı" bu çerçevenin dışında kalıyordu. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti Hükumetinin Suriye politikalarını emperyalistçe gören "milliyetçi-ulusalcı-Atatürkçü" zihniyetler Atatürk'ün Hatay sorununu nasıl hallettiğini, dahası neden Türkiye için bir "Hatay sorunu" oluşturulduğunu düşünmek istemiyorlar.

Türkiye neden Hatay'ı sonradan kendi sınırları içine aldı?... Bu da bir tür "futuhat" yani sizin deyişinizle "emperyalist"  bir yaklaşım değil miydi?

Son zamanlarda Türkiye'nin Hatay'ı sınırlarına katmak  için Fransızlara (7 milyon Frank) para ödediği iddiaları da dile getirildi. Hangi yolla olursa olsun, Türkiye Hatay'ı kendi sınırları içine katarken hangi amaçla, hangi niyetle ve hangi siyasetle hareket etti?... Bunu biri açıklasın bir zahmet!

Bu niyet, bu siyaset ve bu amaç aynen bugünün devlet adamları tarafından da güdülüyorsa, o zaman nasıl oluyorda Atatürk'ün yaptığı kahramanlık, Tayyip Erdoğan'ın yapmaya çalıştığı "ihanet" oluyor!!

Bunu, önyargılarından arınmış olarak, tarihe ve siyasete objektif bakabilen samimi tarihçiler ya da tarih bilgisi ve bilinci taşıyanlar bir cevaplasın...

Aynı iş, ayrı insanlar tarafından yapılıyorsa, nasıl biri buyük kahramanlık, öteki büyük ihanet oluyor!!!

Ben kendi fikrimi söyleyerek bitireyim: Hatay/Suriye konusunda dün Atatürk'ün yaptığı da büyük devlet adamlığı idi; bugün Tayyip Erdoğan'ın, "Atatürkçü" CHP'ye rağmen, yapmaya çalıştığı da büyük devlet adamlığıdır.

Burada tek fark; Atatürk yaparken "dahili muhalefet" yoktu; şimdi ise "harici muhalefet"ten daha keskin bir dahili muhalefet var... Hem de "Atatürkçü" bir muhlafet!!...

Suriyedeki zalimin elini güçlendiren de işte bu muhalefetin ta kendisidir; ne Amerika, ne Rusya, ne Çin ve ne İran!...