Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hatırlamak için "hafızamız" var, "unutmak" için neyimiz var?

Hatırlamak için "hafızamız" var, "unutmak" için neyimiz var?
 

Aynen öyle...


HATIRLAMAK İÇİN "HAFIZAMIZ" VAR ; AMA "UNUTMAK" İÇİN ELİMİZDE BİR ŞEY YOK...

Bloğumun başına attığım bu başlık, "Kara Ekmek" dizisinin erkek kahramanlarından Taylan ile kadın kahramanlarında Mine arasında duygusal bir ilişki başlamıştır...Bu ilişki yaşanırken, Mine'nin , araları bozuk eski bir sevgilisi; Taylan'ın da, araları açılmış bir karısı vardır...

NOT : Bundan sonra dizi mi anlatsam acaba?:))

Neyse...Taylan ile Mine, "aşk ve unutmak" konusunda konuşuyorlar...Konuşmanın bir yerinde Taylan, okuduğu bir kitaptan  aklına gelen ve bloğumun da alt başlığındaki cümleyi söyler :

"Hatırlamak için hafızamız var; ama unutmak için elimizde bir şey yok"

NOT : Bu ifadeler, aslında tam olarak şöyledir : "Hatırlamak için bir hafızamız varken, unutmak için elimizde hiçbir şeyin olmaması; hayatın bize attığı en büyük kazıktır".(Murathan Mungan)

x       x        x

Geçmişimizde yaşanmış her şeyi, hafızamızın kapasitesi nispetinde hatırlamakta  hiç zorluk çekmiyoruz. Unuttuğumuzu sandıklarımızı bile, kendimizi biraz zorladığımız zaman hatırlıyoruz.

Örneğin ben, unutmuş olduğum bir isimi, alfabemizdeki harfleri peş peşe seslendirerek hatırlamaya çalışıyorum. Bunda başarılı olamazsam, bu kez de, harflerin yanına sesli(ünlü) harfleri ekleyip seslendirerek  ikinci aşamaya geçiyorum...Örneğin, "da, de, dı, di, do, dö, du, dü" şeklinde...Hatırlamak istediğim isim, "Deniz"...Bu yeterli olmazsa ve zamanım varsa ve biraz da "inadım" tutarsa, bu iki harfli seslendirmeye, alfabemizin bütün sessiz(ünsüz) harflerini de ekleyerek üçüncü aşamayı denerim...Örneğin, "dan, den, din, dın..." gibi...

Bu sistem, unutulmuş bir şeyi hatırlamak için bir yöntem olabilir...Bazen de, hafızamı ne kadar zorlarsam  zorlayayım hatırlayamadığım bir şey, hiç ummadığımı bir zamanda, birde  hatırıma gelir...Belki, sizlerde yaşamışsınızdır böyle bir durumu...

Hafızamız, en gelişmiş bir "arama motoru" gibidir...Yaşanmışlıklarımızın her anı orada kayıtlıdır. Uğraşırsak hepsini hatırlarız; orada kayıtlı olan tek bir şeyi bile kendi isteğimiz ya da irademiz ile silemeyiz.

Unutmak için bazı yollara başvururuz; ama bunların hepsi geçici ve kısa süreli unutmalardır...Hele hele unutmak istediğimiz "yaşadığımız bir aşk" ise...

Örneğin, içki içmek ve sarhoş olmak, bazılarınca, "unutmak" için bir yöntem olarak kabul edilir. Ama bu yöntem, unutmak isteyeni sarhoş etmekten ve daha ileri bir aşamada da "içki bağımlısı" yapmaktan öte bir işe yaramaz.

Unutmak isteyenin, kendisi fazlasıyla meşgul edecek bir uğraşıya kaptırması da, -- örneğin resim yapmak ya da müzikle uğraşmak gibi -- bir yöntem olarak düşünülebilir ama, bu da,  "içki içmek" gibi etkisiz bir yöntemdir...

Hatta, bu yönteme başvuran kişinin, resim yaparken, hiç farkında olmadan "unutmak istedi aşkını" hatırlatan resimler yapması ve müzik yaparken ve  şarkı söylerken de, yine aşkının sevdiği şarkıları söyleyip çalması da olasıdır...

Unutmanın bir yolu yok mudur? Elbette vardır...Ama bu "elbette" bizim isteğimiz ve irademiz dışındadır...

Herhangi bir kaza ve yaşlılıktan dolayı oluşan  "hafıza kaybı" ya da "unutkanlık" gibi...Unutmanın başka bir geçerli yolu yoktur...

Bu arada, unutkanlığınızı  azaltmak ya da hatırlamanızı sağlamak için tıbbi yardım da  alabilirsiniz. Doktorunuz size bunun için bir ilaç verebilir; ama özellikle "unutmak" için bildiğim kadarı ile, bir ilaç yoktur...

Murathan Mungan  gibi, unutamamak, "hayatın bize attığı en büyük bir kazık" demeyeceğim ama, "unutamamak" belki de "iyi bir şeydir"...

Bloğumu, Müzeyyen Senar'ın çok sevdiğim bir şarkısı ile bitireyim: Hem yazarak hem de söyleyerek:))

"Ben seni unutmak için sevmedim,

Gülmem, ayrılık demekmiş bilmedim,

Bekledim sabah akşam yollarını,

Ölmek istedim, bir türlü ölmedim".

 

SONUÇ :

Hayat, geçmişi ve anı ile bir bütündür; hatırladıklarımızla ve unutmak istediklerimizle, acısıyla ve tatlısıyla...Bu bütünlüğü niye bozalım ki ?

 

cdenizkent

 

NOT : Blog yönetiminden ricam, bloğumda koyu ve italik harflerle vurguladığım yerlerin aynen çıkmasıdır...Teşekkürler

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..