Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '09

 
Kategori
Kitap
 

Hatırlıyorum

Hatırlıyorum
 

google görsel


Ölenin ardından nasıl konuşulur? Nasıl konuşulmaz?

Marcello Mastroianni, bir oyuncuydu, hem de en başarılısından… Yaşadı ve öldü… Oynadı ve şaşırtıcı biçimde yazdırdı da… Sonuç: Elimizdeki kitap…

Yalnızca oyuncular değil, çoğu insan da, içinde bırakıldığı statünün repliklerini yineleye yineleye, onları çıkaramamacasına giyinir. Artık onlarsız bir hiçtir. Bradbury’nin ‘Yüzsüz Adam’ı gibi, masklarının ardında hiç bir karakter yoktur, kalmaz, barınamaz… Mastroianni de, yıllarca ‘yakışıklı ama zeki değil’ı oynaya oynaya öyleleşmiş. Yüzündeki o düz ifade, ruhuna da sinmiş: Ben bir hoşboşum…

Mastroianni, sinemanın ‘katarsis için katarsis’ (eğlendiren kaçış hayalleri) bölümünde yer aldı. Onun yarattığı hoşboşluktan hakiki varlığına yer kalmamış. O zamanki filmlerin bu niteliğini gözönüne almaksızın, televizyonu aptal kutusu olarak nitelendirmiş.

Oyuncular, bir tuhaf insanlar… Hem sabun köpüğü parlaklığının hafifliğini seviyorlar, hem de varlık ağırlığı istiyorlar.

Mussolini de oynadı, Mastroianni de; Mussolini de yalan söyledi, Mastroianni de…

Hep diyor ki: Para veriyorlar, para veriyorlar… Yaşam kadınına da, olmadığı bir şeyi oynaması için para veriyorlar. Ne farkı var ki?

Sonuç: Kendi adını kendi koymuş: Çadır tiyatrosu maskarası… (sayfa: 70)

Muşmulayı düşünürsünüz, genziniz kekrer; muşmulayı yersiniz, damağınız kekrer. Marcello’nun otobiyografisini 5 yıl önce düşünmüştüm, aklım kekremişti; şimdi okudum, duygularım kekredi.
 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..