Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '13

 
Kategori
Siyaset
 

Hatta ve Hatta Ateistinde Hukukunu Koruyacağız

Hatta ve Hatta Ateistinde Hukukunu Koruyacağız
 

Ülke siyasetinde “pot kırma” söz konusu olduğunda sanırım ilk akla gelenin Tansu Çiller olduğu muhakkaktır. Mikrofonu eline aldığında hangi çamı devireceğini kestirmek güç olsa da çamı devireceği malumdu. Nitekim çok zaman ettiği kelamlarla mizah dünyasına epey bir malzeme sunmuştu Tansu Çiller. Hayat işte… Bu hayat Tansu Çiller’i bu ülkeye başbakan yaptı ya… Tansu Çiller’in bakanlık ve başbakanlık dönemlerini gördükten sonra şu fani dünyada hiçbir şey bana sürpriz gelmemeye başladı.

Tansu Çiller’in pot mevzuularından girizgâh yaptım ama şu yukarıdaki başlıkta hemen belirteyim Tansu Çiller’e ait değildir. Yazının başlığı bizatihi mevcut başbakanın ta kendisine aittir, bilesiniz. Başlıktaki cümleye az biaz dikkat buyurunuz ve “Pot” kavramı ile nasıl örtüştüğüne bir zahmet kafa yorunuz… “Kafa yormak” gerekir mi onu da tam bilemiyorum. Gayet açık, gayet net, gayet anlaşılabilir bir pot. Aşağılama, ötekileştirme, hedef gösterme… Şu kısacık cümlede ne ararsanız var. Bundan daha da feci bir pot hikâyesinden bahsedebilir miyiz?

Malumunuz üzere mevcut başbakan bu gibi hususlarda hayli maharetli. Haftanın her gününe yayılan incilerinden keramet bulanlara hayret etmemek ne mümkün…  Hele ki soldan gelen dalkavuk ahalisi bir kez dönüp de mevcut başbakanın şu düşmüş olduğu vaziyete iki satırlık kelam etmiyorlar. Diğerlerini zaten biliyoruz da şu soldan gelenlere, şimdilerde bilinen muhafazakâr gazetelerde kadılığa soyunmuşlara edecek laf çok, lakin ahlâk pek müsait değil.

Mevcut başbakanın hangi potlarını ele alalım bilmiyorum ki… Daha yakın zaman da “Biz kimsenin içkisine karıştık mı? Aksırına tıksırana kadar içsinler.” Nokta! Daha ötesi yok. Her türlü ötekileştirmeyi yapmaktan imtina etmemiş, ama kimsenin de yaşamına müdahalede bulunmamış!!!!!! Vay vay vay…

Kemalizme ilişkin yapılan eleştirilerin amentüsünün başında Kemalizmin bir mühendislik projesi olduğuna ilişkin eleştirilerdi. Haksız da değildi bu eleştiriler. Toplumun her bireyini kendi yaşam tahayyülüne doğru yoğurma çabası, beraberinde otoriter bir rejimin ortaya çıkmasına neden olmuştu. Kemalizm toplumu olduğu gibi kabul etmemiş, hamur gibi yoğuracağı bir nesne olarak düşünmüştü. Doksan yıla yayılan deneyim sonrasında başarılı olamadığı ortada. Benzer davranışların eksik değil ama belki daha fazlasını bu günkü mevcut siyasal iktidarın yaptığını düşünürsek, mevcut siyasal iktidarı eleştirmekten daha doğal bir şey olamaz. Her iki çizgide birer mühendislik heveslisi halleriyle bu toplumun tepesine çullandılar. Kemalizm kaybetti…  Siyasal İslamcılarında Kemalizm örneğinden yola çıkarak kaybedecekleri muhakkak. Ama bu kaybediş sürecinde topluma çok da şey kaybettirecekleri malumunuzdur. Tıpkı Kemalistler gibi…

Başbakan’ın kırdığı potları hafife almamak gerekiyor. Bilinçli kırılan potlar… Yerel seçim sonrası başbakan, istediği oyu sandıktan çıkartabilirse bu potların üzerine koyarak gideceğine dair epey bir emare elimizde mevcut… Daha fazla dini referans, daha fazla baskı ve otoriterleşme… Daha fazla ötekileştirme, yok sayma, hafife alma ve alaycılık… Tabi ilaveten inşaat sektöründe daha bir büyüme ve doğanın talanı, kentsel dönüşüm kisvesiyle vurulacak vurgunlar…

Tanrı doğayı, ateistleri, alevileri Başbakan’ın şerrinden korusun.

 

 

 

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..