Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '14

 
Kategori
Gönüllülük
 

Haute Couture Modacılarımızdan Eğitime destek

Haute Couture Modacılarımızdan Eğitime destek
 

Singer'in Türkiye'deki 110. yılını kutlamak üzere organize edilen gecenin özel davetlisiydim. Yağmurlu ve soğuk bir günde gerçekleştirilecek olmasına ve daha önce bahsettiğim gibi, aslında geçirdiğim talihsiz kaza sonucu ayağımın oldukça rahatsız olmasına rağmen, bu anlamlı geceyi kaçırmak istemedim. Çünkü dikiş makinesi denilince akla ilk gelen bu köklü marka, güzel bir sosyal sorumluluk projesine imza atarken, Türkiye'nin en ünlü 11 Moda tasarımcısını da buna dahil etmişti. 
 


Bu sayede modacıların yeniden yorumladığı Anadolu'nun geleneksel uzun yastıkları, bu özel gecede sergilenecek ve sonrasında açık artırma usulu ile satışlarından elde edilecek gelir, eğitime destek vermek üzere "Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği"ne bağışlanacaktı.

İstanbul Kongre Merkezi'ne gelip, davet salonuna adım attığım anda, her daim yüzünde güller açan dünya tatlısı insan İlknur Eşiz'le karşılaşmak, güzel bir gecenin başlayacağının ilk sinyali gibiydi.
 


Singer'in Eğitim Koordinatörü olan bu hanım hakkında, daha önce yazdığım yazımı okuyanlar hatırlayacaklardır ki, ben kendisini Singer'in kuracağı bir TV kanalında, artık milyonlarca insana dikiş diktirmeyi öğretirken ve sevdirirken görmeyi çok istiyorum. Bu önerimi Singer'in Genel Müdürü Sinem Kınrak Parlak'a da bizzat ilettim ve yakın gelecekte böyle bir internet televizyonu projesine olumlu baktıklarını öğrendim. İşte bu, dikiş dikme arzusuyla yanıp tutuşanlar için iyi bir haber:)

Henüz ortam iyice kalabalıklaşmadan, ilk iş olarak, sergi alanını gezip, yastıkları tek tek incelemeye karar verdim. Aynı zamanda da yanlarındaki panolardan modacıların, yastıklarını tasarlarken esinlendikleri hikayelerini okuma ve tek tek fotoğraflama fırsatı buldum.

"Bir Yastığa Baş Koymak" isimli bu projeyle, Türk Moda tarihinin en önemli modacılarından olan ve "haute couture" alanında yüksek dikiş tekniğini yaşatan Zuhal Yorgancıoğlu, Cemil İpekçi, Vural Gökçaylı, Yıldırım Mayruk, Faruk Saraç, Muzaffer Çaha, Hakan Elyaban, Ahmet Eraslan, Dilek Hanif, Sadık Kızılağaç ve Barbaros Şansal'ın tüm yaratıcılıklarını ortaya koydukları yastık tasarımları, aynı zamanda aşka bakış açılarını da yansıtıyordu adeta...
 


Yıldırım Mayruk, "kadın vücudu" şeklinde tasarladığı yastıkla, gerçek bir tasarımcının düşünce şeklinin sınır tanımadığını bir kez daha ispatlıyordu adeta...
 


Üniversite yıllarımda Yıldırım Mayruk tasarımlarıyla da defileye çıkmış birisi olarak, yıllar sonra karşılaşmak ve kendisinden, "herhalde o zaman çocuktunuz, çünkü şimdi karşımda bir genç kız görüyorum" sözlerini işitmek gerçekten ilaç gibi geldi. Ayağımdaki ağrı bile bir müddet geçti ve ben aniden ufaktan bi' havaya girerek kendimi "catwalk" yürürken buldum diyebilirim. Keşke, nerde yahu şaka valla:)
 


Yıldırım Bey gibi, her hal ve tavrından beyefendilik akan bir şahsiyetten sonra, sıra geldi onun yamağı olmaktan büyük gurur duyan, ama aynı zamanda renkli kişiliği, bilgi birikimi ve sivri diliyle modanın haşarı ve eğlenceli çocuğu, kendi deyimiyle Terzi Yamağı Barbaros Şansal'ın yastığına...
 


Farklı bakış açısını, bu tasarımında da ortaya koymasına şaşırmadım ama bu kadarını da beklemiyordum doğrusu:)

Barbaros Şansal, dikenli tellere takılan kuş tüylerine yer verdiği tasarımını "Etrafımıza örülü dikenli tellerden ve kafeslerden kurtularak, tüm değer sistemlerini aşmanın ilk durağı aşk vadisine girmek ve oradan geçerek tüm vadileri aşabilmekten geçiyor" sözleriyle anlattı.
 

 

İşte şimdi o eşsiz aurasıyla, ışıl ışıl parlayan gözleriyle, candan insan Cemil İpekçi'ye geldi sıra... Yakın aile dostlarımın sahibi olduğu Kapalıçarşı'da yer alan kumaş dükkanına çocukluğundan beri gidip, kumaşlar arasında kendini kaybettiği ve "benim dükkanım" dediğini keyifle anlattı. Orası aynı zamanda benim de "dükkanım" olduğu için, bir çeşit ortak olmuştuk kendisiyle bu sayede:) Hatta hatırlarsanız, 2002 yılında düzenlenen Dünya Güzellik Yarışması'nda Azra Akın'a birincilik getiren ve jüri tarafından da gecenin kostümü seçilen pazen bir elbise vardı. İşte Cemil İpekçi'nin tasarladığı o elbisenin kumaşı da Kapalıçarşı'daki bu dükkandan alınmıştı. Zamanın parasıyla 50 milyona mal edilen bu kostüm, yarışmadaki milyarlık kostümleri geride bırakarak, hafızalara kazınmıştı.

 


Bu akşam için hazırladığı yastık tasarımında kullandığı "lotus" motifli çalışması için ise Cemil İpekçi, "Kayıp bir uygarlıkta su yüzüne çıkıp insanlık tarihinin önemli bir simgesi halini alan, içsel arınmanın ve saflığın temsili lotus, değişen değerlere rağmen, kendini korumayı başarmıştır. Binlerce yıllık geleneksel, kültürel ve ezoterik anlamların dinginliğinde, yeni sabahlara uyanmanın ve lotusun düşsel zenginliğine günaydın diyebilmenin hazzını tasarımıma taşıdım" dedi.
 


Muzaffer Çaha, Uzakdoğu'nun kadim öğretilerinin kalbini temsil eden ve Konfüçyus'un deyimiyle "birbirine zıt olan, farklılıklarını zaman içinde birbirinde eriten ve bütünleyen evrensel ilke" olan "Yin ve Yang"motifi ile tasarlamıştı yastığını... 
 


Vural Gökçaylı, aşkın ve ölümsüzlüğün adı olarak tanımladığı "lale" motiflerini kullanmıştı.
 


Türkiye'nin markalaşmış ilk moda tasarımcısı kabul edilen, güzel gözlü güzel insan Zuhal Yorgancıoğlu, nam-ı diğer "Madame Z" ise aşkı; sarmaşık motifleri ile yastığa işlediği, isminin baş harfiyle tasarladığı bir geleneksel yastık ile yorumlamıştı.
 

 


Sadık Kızılağaç ise "bir yastığa baş koymak" projesine, gelin ve damat figürlü yastığıyla katılmıştı.
 


Faruk Saraç da galaksi ve yıldızlarla dolu yastığıyla, bir nevi "Kozmoz"u tasarımına taşımıştı.
 


Ahmet Eraslan ise "Yastığımda Gül Diken" temasına yer verdiği yastığını şöyle anlatıyor:

"Gülsüz bahçede, keşfedilecek hiçbir şey yoktur, acıdan başka...Aşk ile sulanan gül bahçesinde her batan diken, her can acısı, egolardan kurtulmanın rotasını belirler. Aşk ırmağına salıverince insan kendini, dikenler ve gül aynı yolun yolcusu olur. Can acısı, acı olmaktan çıkar, can yeniden cananı bulur...
 

 
 


Eğitime katkı sağlamak amacıyla kurulan ve binlerce öğrenciye burs ve eğitim malzemesi desteği veren, yurtlar ve okullar açan ÇDYY Başkanı, değerli Hukukçu Prof. Dr. Aysel Çelikel, bu özel gecede derneğe destek verenlere teşekkür ederken, katılan tasarımcılara plaket verdi.

 

Yıldırım Mayruk ve Barbaros Şansal ile...

Davetin devamında Demet Tuncer ve Trio, güzel bir konser verdiler. Açık artırma yapmak yerine Singer markası, tüm yastıkları kendileri satın aldı. Bir sonraki adımda, bu projeyi daha büyük kitlelere tanıtmak için, farklı dönemlerde farklı Alışveriş Merkezlerinde sergiler açacaklarını öğrendim.

Ayrıca modacıların bu işe nasıl başladıklarına dair çocukluk anılarına da yer verilen ve proje ile aynı adı taşıyan “Bir Yastığa Baş Koymak – Bir Yastık Hikayesi” isimli ve Singer'in sponsorluğunu üstlendiği bir kitap da aynı gecede satışa sunuldu ve tüm gelir, yine derneğe bağışladı.



Bu proje ile hem Anadolu’ya özgü uzun yastık geleneğine sahip çıkan, hem de çağdaş Türkiye'nin gelecek güvencesi ÇYDD'ye ve dolayısıyla eğitime destek vererek, önemli bir sosyal sorumluluk projesine imza atan bu markayı, değerli modacılarımızı ve tüm emeği geçenleri kutluyorum.
 
Toplam blog
: 230
: 5958
Kayıt tarihi
: 03.04.13
 
 

Öncelikle "Üşengeç Şef"e olan ilginiz için sizlere teşekkür ederim. "Şef" denilince aklınıza heme..