Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Havai Fişek Görgüsüzlüğü

Havai Fişek Görgüsüzlüğü
 

Dedik ya, bir şeylerin cılkını çıkarmakta, sulandırıp sulandırıp sallandırmakta üstümüze yok diye. İşte bu “havai fişek” atarak, sözümona kutlama yaptığını, eğlendiğini sanma eblehliği de tam bu kategorinin enfes bir kalemi. Aslında mesele eğlenmek de değil, aşağılık komplekslerinin en tipik dışavurumu olan “<ı>yapalım da şanımız olsun, namımız yürüsün” salaklığı.


İki gün önce, İstanbul-Davutpaşa ‘da yaşanan üzücü olay, bana çok farklı çağrışımlar yaptırdı. Malumunuz, kaçak olarak çalışmakta olan bir, havai fişek imalathanesinde, öncesinde çıkan yangın ve ardından gelen patlamalarla onlarca insanımız canından, kat be kat fazlası da sağlığından oldu.


İşin çalışma ve sosyal güvenlik yasalarını ilgilendiren kısmına girmeden -ki oradaki durum da acınacak ve çok daha fazlaca utanılacak haldedir- bu havai fişek meselesine kısaca değinmek istiyorum.


Kutlama aracı olarak uzun sürelerdir kullanılan havai fişek malzemesi, özünde; potasyum nitrat, kükürt ve meşe odunu kömürünün karışımından imal edilir. Gökyüzünde yaydığı ışıkların renklendirilmesinde ise; bakır, çinko, sodyum gibi maddelerden faydalanılır.


İlk kez Çinliler tarafından kullanılmış ve icat edilmiş, topraklarımızdaki ilk kullanımı ise Osmanlı İmparatorluğu dönemine rastlamıştır.


Normal şartlarda; depolanması, taşınması ve kullanılması yasal izinlere tabidir. Maalesef ki her önünüze gelen yerde satılsa dahi ehliyetli olmayan kişilerce satın alınması, saklanması veya kullanılması; tıpkı dinamit ile aynı yasaya tabi olduğundan suç sayılır. Atış öncesinde, ilgili kamu kurumlarından, ruhsatlar ibra edilerek gerekli izinlerin alınmış olması lazım gelir. Hatta ve hatta, atış esnasında mutlaka bir polis ekibi bulunması zorunluluğu da vardır.


Hayatımda, ilk kez havai fişek gösterisine şahit olduğumda ortaokul ya da lise çağlarımdaydım. Daha sonra bakanlık yapmış, hatta kısa bir süre de olsa bir siyasal partinin genel başkanlığında dahi bulunmuş olan, ilçemizin, reklam sever genç belediye başkanı, kentimizde ilk kez düzenlenen bir festivale imza atmış, bu eğlenceler çerçevesinde de bir gece havai fişek gösterisi düzenlenmişti. On binlerce insan, ağzı açık ayran delileri gibi, simsiyah geceyi renk cümbüşüne çeviren, patlayan, ışıldayan, açılan, saçılan görsel sunumu izlemiştik. Müthişti. Hakikaten eğlenceli ve etkileyiciydi.


Son yıllara kadar, özellikle büyük kentlerde ve senede birkaç defa, önemli günlerin gecelerinde düzenlenirdi bu gösteriler. Ve gerçekten tat verir, heyecan yaratırdı. Pahalı da bir eğlenceydi.


Şimdilerde ise tam anlamıyla kabak tadı verir oldu. Sanırım fiyatları ucuzladı. Merdiven altı atölyelerde, ucuza üretilmeye başladı. Ucuz etin yahnisi de kaçınılmaz neticeyi verdi.


Davulcunun üzerine atılan bir dolarlık banknotlar, maç ya da düğün akşamlarında havaya sıkılan kurşunlar, acayip lüks ve pahalı arabaların arkasına yazılan “<ı>magandayım ama para bende” yazılarıyla özetlenebilecek gökgörmedikliğin her türlü sosyal gösterisinden sadece bir teki olma niteliğini kazandı; bu havai fişek atma merak ve kompleksi.


Evlenecek olan, oğlunu sünnet ettirecek, kızına kına gecesi yapacak hatta ve hatta erkek evladını askere uğurlayacak olan vatandaş, soluğu havai fişekçide alıyor:


“<ı>Ver bakalım oradan iki kilo havai fişek, birader. Atalım da şanımız yürüsün. Topal Ömer’in oğlu, fişek atmadan evlendi derler sonra alim Allah.”


Allah size akıl-fikir versin. Ne diyeyim? Devlet ve kent yönettiklerini zannedenlere de iz’an ve vicdan.




@Geçen sene bugün “Karaburun ve Mordoğan’ı Keşfetmek”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=24187


@Geçen sene bugün “İzmir’in Gevrek Enflasyonu: Yüzde 25”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=24209


@Geçen sene bugün “Üçüncü Çorap Yazım”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=24247

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..