Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Havalar ısınmaya başladı ve bir tespit

Havalar ısınmaya  başladı ve bir tespit
 

Baharın gelmesiyle beraber, havalar da ısınmaya başladı.

Isınan havalarla beraber, tabiri caizse ağaçlar giyinmeye başladı.

Yeterince yağmur yağmamış olsa da otlar bitiyor, çiçekler açıyor.(Kuraklık kapımızda gibi, sularımızın kıymetini bilelim)

Börtü-böcek ortaya çıkmaya, canlılar biraz daha canlanmaya başladı.

Yenilenen kanla beraber, hareketlenme de başladı, insanın kendi dışarıya atma hevesi oluştu.

Kışın, yoğun tempoda geçen o yorgunluğu atmak için en güzeli,  şehir dışında, kırsalda bir yerlere gitmektir.

Özellikle Cumartesi-Pazar günleri, insanlar bir şekilde fırsatını buldu mu şehir dışına çıkıyorlar.

Trafikten, kalabalıktan ve stresten uzaklaşmak isteyenler, hemen her ağacın altına, her ormana, her suyu olan bir çeşmenin başına gitmeye çalışıyor.

Bu hareketlenmeden nasiplenmek ve farklı zaman geçirmek amacıyla, pikniğe niyetlendik.

Çoğu zaman yaptığımız gibi, 5 arkadaş piknikte tavuk ızgara-mangal keyfi yapmak amacıyla dağlara yol aldık. Nihayet Adıyaman’ı kuşbakışı görebilecek bir pınarın başındaydık artık.

Dağlarda, orman içinde, uygun olan o kadar çok yer var ki…

Şarıl şarıl akan, buz gibi suların olduğu pınarların başında piknik yapmanın zevki başka oluyor.

Hele bu piknikte, ailecek ya da kafa dengi olan arkadaşlarla, dostlarla birlikte olmak da daha farklı bir mutluluk…

Sessiz, sakin, kimsenin pek fazla uğramadığı böylesi yerlere gitmek, insanı dinlendiriyor ve huzur veriyor.

Ormanın o mis gibi tertemiz, enfes havası, ormandaki muhtelif ağaçların kokusu…

Henüz açmakta olan ve etrafı renklendiren o çiçeklerin hafif esintiyle, salına salına sesler çıkarması…

Doğal ortamında yaşam süren hayvanların özgür olarak dolaşmaları, keyifli zaman geçirmeye yetiyor da artıyor bile.

Su kaynaklarının başında, koyu sohbetler eşliğinde, bir parça et yemenin…

Semaverde yapılan çaydan, ince belli bardaklarda içilen bir bardak çayın insana verdiği keyfin…

Doyasıya içe çekilen, ağaçların, çiçeklerin, envayi çeşit otların o muhteşem temizlikte olan kokularının verdiği hazzı…

Kimi zaman kekliklerin, kimi zaman muhtelif kuşların çıkardıkları o insana huzur veren sesleri…

Doyasıya yenilen etlerden ve içilen çaylardan sonra, taştan taşa sekerek, kayalık alanda yapılan gezintiyle yenilenlerin sindirilmesi, bol bol oksijen alıp, doğa yürüyüşü yapmak, uzun zamandır yapmayı isteyip de yapamadığımız en güzel hasletlerimizdendi.

Gerçekten dostlar kıymetli, etler lezzetli, çaylar da demli olunca, değmeyin keyfine!

Memleketimizin birçok yerinde henüz keşfedilmemiş, keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok saf, temiz ve bakir yerlerimiz mevcut ki.

Yapacağımız tek şey, fırsat bulduğumuz anlarda bu yerlere giderek, muhteşem doğanın, temiz havanın, egzotik ortamın tadına, hazzına varmak, mutlu ve huzurlu olmaktır.

Doğa cennetinde olmak için, yeter ki biraz şehir dışına çıkma niyetinde ve gayretinde olalım.

 

***

Bütün bu güzelliklerin içerisinde, bir ayrıntıyı da söylemeden geçemeyeceğim!

Gittiğimiz birçok yerde, ekolojik dengeyi alt üst eden, âdeta doğayı, doğal bitki örtüsünü katleden birçok mermer ocağına rastlamak, doğrusu beni çok üzdü.

Üzgünlüğümün sebebi, mermerin çıkarılması değil elbette, çalışmaların çok dengesiz ve düzensiz yapıldığı, mermer kesimi esnasında kullanılan kimyasalların sonucunda, ortaya çıkan çukurlarda biriken sudan içen evcil olan ve olmayan hayvanların su içmesi neticesinde, zehirlenmelerin olabileceği ve birçok canlının telef olacağı kanaatindeyim. Bu işle kimler ilgileniyor, bilemiyorum; ama bu işle iştigal edenlerin buna bir çare bulmaları gerektiği düşüncesindeyim.

Merak edenler, muhtelif mermer ocaklarına gittiklerinde, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır.

 Not:Resim netten alınmıştır

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..