Havalı korna

İlk bakışta çok abuk bir konu seçmiş olabilirim. Ancak yazmazsam gözüm açık gideceğim. Türkiye’nin kamyon ve otobüs sayısında dünyada önemli bir konumda olduğunu biliyoruz. Buna sözüm yok. Ticarettir. Şudur, budur. Trafiğini de çekeriz, katlanırız, elimiz mahkum. Ama bu araçların kullandıkları havalı kornaları anlayabilmiş değilim. Ha tren düdüğü, ha havalı korna fark göremiyorum. Çeşit çeşit, derece derece, her türden var.

Şehir içinde havalı korna yasağı olduğunu ve Kanun koyucunun bunu düşündüğünü biliyorum. Ancak uygulamada neden bu kadar duyarsız insanlarımız olduğunu anlamıyorum. Okul bahçesinde, hastane yakınlarında, otobüs duraklarında, kısacası şehrin göbeğinde, gece gündüz bu kornaları dinliyoruz. Bazı şoför arkadaşlarda bu kornalara basarken büyük bir zevk almaya devam ediyorlar.

Kanunu araştırmadım, mutlaka belirlenen bir ceza tutar vardır. Konum bu değil, konum vicdani, mağdur olan insanların bakışını anlatabilmek.

Bir çok insanın kulaklarında zaman içinde sorun yaşadığını biliyorum. Özellikle çocukların bu tür problemler yaşadığı, hatta kulaklarında tüple dolaştığını biliyorum. Bazı çocuk ve yetişkinler ise iyi duyma amacıyla teknolojik cihazlar kullanıyorlar. İyileşmek pahasına ya da daha iyi duyabilmek pahasına. Dün bir olay yaşadım. Bunu paylaşmak istedim sizlerle aslında.

Yürüyorum akşam, soğuk, ayaz ve puslu bir hava, trafikte araçların içinde yürüyoruz. Kaldırımlar park etmiş araçlarla dolu. Önümde çocuklar ve gençler yürüyorlar. Onlarda araçların arasında bir o yana bir bu yana karşıdan karşıya geçiyorlar. Bilirsiniz bir tür cambazlık, büyük şehirlerde artık yaşamayan yok gibi. Bu sırada bir kamyondan bir korna sesi. Aman yarabbim. Yer gök inledi. Ayaklarımın bağı çözüldü. Korkmak ne kelime. Herkes şaşkın şakın bakıyor. Önümde bir gence gözüm ilişti, ani bir reflaksle kulağındaki cihazı çıkardı ve yere attı. O zaman daha iyi anladım, bu konuda yazmam gerektiğini. Yardım etmek istedim ama yapacak birşey yok. Çektiği acı yüzünden gözlerinden belli oluyordu. Kamyon çekti gitti. Umrunda mı ? Değil...

İşte can sıkan bir durum. Yaşayan bilir cinsinden. Bunun gibi hergün neler görüyorsunuz kimbilir bu konularda. Kurallar, yasaklar tabiki belli bir amaç için konuluyor. Uyulur ya da uyulmaz ama... Sonuçları birazda vicdani deği mi?