Havanda Su Dövme Siyaseti!

Cumhuriyet Halk Partisi ve onun üzerinden cumhurbaşkanı adayı Sayın Muharrem İnceyi eleştirenlerin eleştiri argümanlarına bakınca, hep o bildik taktikler ile karşılaşıyoruz:

Türkiye eski günlerine dönecek(miş)!

Vesayet hortlayacakmış...

AK Parti iktidarının hayata geçirdiği birçok proje, eğer Sayın İnce cumhurbaşkanı seçilirse iptal edilecekmiş...

Esasında bir “algı operasyonu” bunlar...

Tamam, kabul edelim ki askeri vesayetle yargı vesayeti, AK Parti döneminde geriletildi; hatta artık insanların akıllarına bile gelmiyor olsun...

Çevre-merkez siyaset konumlanışında, çevreden gelerek bir “gökkuşağı” ittifakı sayesinde merkeze rakipsiz ve alternatifsiz yerleşen AK Parti, şuan siyasal güç olarak “tekerk” değil midir?

Bu da bir nevi “vesayet”tir! İster kabul edelim ister etmeyelim, siyasal iktidar, tüm devlet kurumlarının üstünde güç konsolidasyonuna gitmiştir.

Bugün ne “Askeri Vesayet” geçerli olmayabilir; ne de “Yargı vesayeti”! Ama şunu kabul edelim, temel hak ve özgürlük alanında, fevkalade denilebilecek bir durumda da değiliz.

Bir kere, şu seçimlerde bile “eşit” ve “adil” bir seçim koşullarından dem vurabilmek, olanaklı değil.

Daha şimdiden... Cumhurbaşkanı adayları üzerinden polemikler yaratmak; hatta kişileri tahkir ve tezyifle toplum indinde küçük düşürmek, bence bir algı politikasıdır.

İnsanların psikolojileriyle oynayarak “AK” olan bir nesneyi, “KARA” şeklinde algılatabilirsiniz.

Bu seçim, artık söz polemiklerinin veya birbirine karaçalmanın yarıştırılacağı bir seçim olmasın.

Gerçekten de muhalefet partileri nasıl sırf Recep Tayyip Erdoğan alerjisi üzerinden seçim propagandası yapacaklar ise de, iktidar partisi de CHP’yi yerme alışkanlığından vazgeçmeli.