Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

21 Temmuz '08

 
Kategori
Dünya
 

Havayı Naylon Gömlekle Karşılaştırırsak...

Havayı Naylon Gömlekle Karşılaştırırsak...
 


Dünyamızı çevreleyen, bizleri içerisinde yaşatan, istediği zaman bize güzel havayı, rüzgârı, yağmuru, sıcağı, soğuğu veren bu atmosfer, gerçekten karmaşık bir düzene sahiptir. Atmosferin, yerin üzerindeki ağırlığı, yâni basıncı devamlı aynı kalmaz. İçerisinde değişik hava akımları görülür, sıcaklık farkları yerine göre değişir. Nem oranı da hayli değişkendir. Üstelik ısıyla nem karşılıklı olarak birbirlerini etkiledikleri gibi, rüzgârlar da onları etkiler ve basınç da rüzgârları etkiler... Atmosferin içerisindeki çeşitli etkenlerin arasına elektrik gücünü de katmayı unutmamak gerekir tabii.


"Elektrik" sözcüğü, eski Yunanca'da "kehribar" demek olan "elektron" sözünden gelir. Doğal olarak, "Kehribarla elektriğin ne alâkası var" diyeceksiniz... Aslında bunların arasında yakın bir ilgi vardır. Çünkü, yün kumaşa sürtülen bir kehribar parçası kendine özgü bir özellik kazanmaktadır ve bilginlere gözlem konusu olan ilk elektriklenme olayı bu şekilde elde edilmiştir.


Evet yün kumaşa sürttüğümüz bir kehribar, küçük kâğıt parçalarını, tel parçalarını mıknatıs gibi kendine çeker. Eskiden, kehribarla aynı özelliklere sahip olan bir madde olan "ebonit"ten yapılmış dolmakalemi bulunan öğrenciler, bunu bir çeşit oyun vesilesi yaparlardı.


Lâkin günümüzde, bu tür elektriklenme konusunda naylon, en başta gelmektedir... Sıcak ve kuru bir havada naylon gömleğin vücuda sürtünmesi sonucu elektriklenen kumaş, derinin üzerindeki en küçük kılları dahi kendine çeker. Eğer karanlıkta naylon gömleğinizi hızla çıkartırsanız, minik kıvılcımların çıktığını görür, hattâ hafif çıtırtılar bile duyabilirsiniz.


Bu hadisenin nasıl meydana geldiğini anlamak için maddeyi en iyi mikroskopların elverdiğinden daha derinliğine araştırmak gereklidir. Bütün maddeler, "elektron" denilen elektrik zerreciklerine sahip olup, sürtünmelerle de bu elektronları kolayca koparırlar. Ne var ki maddeler yitirdikleri bu elektrik güçlerini yeniden elde etmek isterler ve serbest elektronlara rastladıklarında, onları kendilerine çekerler. Bizleri şaşırtan kıvılcımlar işte bu çekim esnasında meydana gelmektedir.


Atmosferdeki bir sürtünme de, tanecikleri elektriklendirebilir... O kadar ki, bunun için mekanik bir sürtünmeye dahi gerek yoktur. Bilhassa, ışınımların çok güçlü olduğu atmosferin üst tabakalarında, ışınımların madde üzerindeki etkileri de elektriklendirmeye yol açar.


Bu şekilde elektriklenen havadaki tanecikler ara sıra birbirlerini çeker ya da iterler. Bulutlar da, su damlacıkları da elektriklenebilir ve bu şekilde gerçek mıknatıs olabilir.


Yün kumaşa sürtülen bir dolmakalem, kâğıt parçacıklarını kendine çekebilir. Naylon gömleğin deriye azıcık sürtünmesi bile çıtırtı çıkaran küçük kıvılcımların oluşmasına sebep olabilir. Şimdi durumu böylece kavrayınca, aynı olayların atmosferde çok büyük ölçülerde meydana gelebileceği de kolayca anlaşılmaktadır.


Atmosferden söz ederken bu konuda yalnız görkemli fırtınalar akla gelmesin; hava tabakasının içerisinde her yerde yinelenen, sessizce çoğalan ve hava şartlarını kesinlikle etkileyen, farkedilmeyecek kadar küçük etkimeleri de düşünmek gerekir. Fakat bu konuda pek bilgili olmadığımızı da kabul etmeliyiz. Atmosferdeki elektrik olayları bizler için bir ölçüde, sır olarak kalmakta devam etmektedir.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..