Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hay evliliğine senin!

http://icube.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2013/09/06/facia-9-cocuk-oldu-4-cocuk-hasta-3585054.Jpeg

İzninizle biraz ağzımı bozacağım; “Facia” diye manşet atılmış bir haber sonrasında “Evet! Facia! Resmen facia!” derken haber başlığını yazanla aynı dili konuşmadığımız için bana göre iki kere “Facia”!...

Efendim, haber linki şöyle: http://gundem.milliyet.com.tr/facia-9-cocuk-oldu-4-cocuk-hasta/gundem/detay/1759806/default.htm

Fazla detay vermeye benim yüreğim el vermedi, bir zahmet siz okuyun lütfen…

Muş’un Malazgirt ilçesinde yaşayan bir çiftin 15 yıl içinde dokuz çocuğu ölmüş, hayatta olan beş çocuklarından dördü de aynı hastalığın pençesinde; geriye kalan sağlam çocuk da, muhtemelen, bir süre sonra aynı akıbete uğrayacak!

Hastalığın adı: Wilson; beyinde ve karaciğerde fazla miktar bakır birikimiyle ortaya çıkan ve kalıtsal bir hastalık.

Dediğim gibi, fazla detay veremeyeceğim, zira çocuklar öyle üç-beş aylık, bir-kaç yaşında falan ölmüyorlar; 14, 15, 22 gibi yaşlarda ölüyorlar!

Evet bu bir facia; ama inanın bu haberi yapan ben olsaydım “Eğitimsizlik Faciası” diye başlık atardım!

Şimdi diyeceksiniz ki “Hiç mi acımanız yok?”

İnsanlar kendi evlatlarına acımıyorlar; ne olur haberi bir okuyun!

Amca çocuklarını evlendirmişler! Teyze değil, dayı değil, hala değil… Amca çocukları bunlar!

Neden amca çocukları evlendirilir?

Kız ya da delikanlı evde kalacak diye değil elbet!

Mal bölünmesin!

Başka bir amacı varsa, hani aklıma gelemeyen, söyleyiverin, bir zahmet!

******

İki erkek kardeş, yani babaları, kafa-kafaya vermişler, everek bizimkileri demişler. Gönlün var mı diye sormamışlar, muhtemelen!

Yoksa amca çocukları arası aşk-meşk, neredeyse “ensest ilişki” demek! (Bu arada, bu tarz evliliklere onay verenler de ensest ilişkileri kabullenmişler demektir; hani “Ayyy, hangi baba, hangi amca, hangi dayı yapar böyle şeyleri?” diye çemkirmenin de anlamı yoktur!

Buyurun size “Ensest” bir evlilik!

******

Yıllardır bilinen bir gerçek: Akraba evliliklerinden doğan çocuklar sakat doğarlar!

Teyze, hala çocukları gibi araya farklı kan bağı girenlerin evliliklerinden doğan, genellikle, ilk çocuklar sağlıklı doğar, belki ikincisi de, lakin sonrasında sakat doğumlar başlar.

İlkokula başladığım yıldan beri bildiğim bir gerçektir; 43 yıldır şekerim!

Kırk üç yıldır Muş’un Malazgirt ilçesine hiç mi doktor gitmedi? Ebe, hemşire? Öğretmen?

Hiç mi, en azından, uyarmadı bu aileyi dokuz çocuğu öldükçe birileri? Dokuz çocuk, dokuz! Sırada dört var, yedekte bir!

İlk çocukları 1980’de doğmuş, toplam 14 çocuk!

Yazıktır, günahtır yaa!

Hiç mi düşünmediniz bu çocukları yaparken?

******

Şimdi; bu insanlara acımak da işin içinde, cahilliklerine, ölen çocuklarının acılarını hissedişlerine ve en çok da ölen çocuklarına desem de, pardon, tedavisi mümkün müdür, bilemem, ancak tedavi bekleyen dört çocuk var, önce onlara hedeflenmek gerek!

Umarım tedavi olurlar ve sağlıklarına en kısa zamanda kavuşurlar!

Onlar masum, suçsuz ve biçare…

******

Peki; oraya gidip de görevini yapmak isteyen doktorların, ebelerin, hemşire ve öğretmenlerin emeklerini ne yapacağız?

Lütfen fotoğrafa bir bakın; bir doktor “Çocuk yapmayın artık” dese, bir ebe doğum kontrol yöntemleri önerse, bir öğretmen “Yakın akraba evlilikleri tehlikelidir” dese; hangi birini dinlerler sizce?

Hangi birini dinlemişlerdir ki, yani?

Birinden birini dinlemiş olsalar bunca çocuk dünyaya gelir ve gider miydi?

******

Şimdi ben size tahminimi söyleyeyim: Adam habire, çok affedersiniz, tam gaz ilerlemiş. Kendi hazzı önemli ya!

Kadıncağız sesini çıkartamamış; çıkartsa ne olacak?

Akıl-fikir verenleri adam alaya almış: Allah ne isterse o olur!

******

Babaları çocuklarını göz kırpmadan harcıyor; çocuklar babalarının izinde gidiyorlar ve torunlarına ağlıyorlar mıdır acaba iki kardeş baş başa verip?

Yoksa, “tarlalar kaça bölünecek şimdi” diye hesabını mı yapıyorlardır?

******

Şimdi: Cahil insana üzülürüm ama ille de cahil kalacağım diyene değil!

Müslümanım diyerek övünenlerin cahilliğe çanak tutuşlarını hiç anlamıyorsam da pek revaçta olduklarını gözlemliyorum!

Bu ülkenin eğitim görmüş genç doktorlarını, hemşirelerini, öğretmenlerini gönderiyorsunuz uçsuz-bucaksız yerlere de, o yerlerin imamlarına, hocalarına, şeyhlerine “bilimden-ilimden yararlanın, ahaliyi doktorlara, öğretmenlere yönlendirin, onların bilgilerini, tavsiyelerine ahaliye iletin” gibi bir destek sağlanıyor mu?

Yoksa, aynen örnekte gördüğümüz gibi, aynı tas aynı hamam devam mı ediyor?

******

Yani, bu aile ve gibileri var oldukça “Hizmet gelmedi!”, “Devlet el atsın!” gibi çığlıkların, kusuruma bakmayın ama, “Bildiğimi okurum!”, “Böyle gelmiş böyle gider”, “Sen kimsin ki bilader?” tarzında çıkışların kimsenin kendi üstüne düşen görevi üstlenmeyip de kaçması olarak nitelendiriyorum!

Bile bile on dört çocuk doğurt, el insaf adam, el insaf!

Kadına fazla bir şey diyemeyeceğim; “Dur” dese ne yazar; “Yapma!” dese… “Ebe Hanım dedi ki…” diye söze başlasa…

Fotoğrafa tekrar bakın isterseniz…

Hay inancına senin!

Dokuz can aldın, yetmedi, dördü pençede, biri yedekte!

Uçkuruna, malına;… (Vallaha ne isteseniz ekleyin ardına, “Helal olsun!” demeyin, yeter ki! (Deseniz de deyin canım, internet başında kaçınız varsınız anlayalım!)

******

Konuyu buraya getirmek istemezdim ama geliyor işte! Sorsak babaları namazında niyazındadır, aile de öyledir ve ne olur söyleyin: Allah katında bunun ölçümü nedir?

Hani, güncel ölçütümüz bu oldu diye, yoksa laik yönetimde bunun hesabı adliyede sorulurdu da…

Bugün ne dedi baş yetkililerden biri: “Eski Türkiye’yi bulamayacaksınız artık!”

ODTÜ’deki cemaat yapılanmasına karşı çıkan duyarlı öğrencileri “Başörtüsüne tepki gösterdiler” diye lanse edip de, “Polisi de üniversitelerde işte bu yüzden istedik” diyerek kaymağı yaladılar ya; o arada da “Eski Türkiye’yi bulamayacaksınız!” diye pıtırdattılar!

Valla, aslında, ısrarla savaşa girmek isteyenlerin zaten ne eski ne de yeni Türkiye Cumhuriyeti gibi bir derdi yok!

“Türkiye” gibi bir dertleri var ki sınırları onlarda saklı ve yönetim biçimi de Türk usulü başkanlık!

Kürtlere nereleri vereceklerse, “Türk” demek incitmeyecek bazılarını, artık, demek ki!

******

Nerden nereye geldin be kadın diye çemkirebilirsiniz, nereden nereye geldiğimi aynı dili konuştuklarım anlar; anlamayanlar için minik bir açıklama: Cehalet bazılarının pek işine geliyor; cahil insanlara bir imam yetiyor!

Bedelini çocuklar mı ödüyor, gençler mi?

Savaşa sürüklenen ülkenin askerleri mi?

Vallaha önemli değil: Maksat ekonominin çökmesine bahane olsun!

"Savaş çıkmasa Türkiye dünyanın üçüncü ekonomik gücüne sahip ülkeydi", falan…

 

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..