Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '13

 
Kategori
Deneme
 

Hayâlbaz'ın Şiir Serüveni

Hayâlbaz'ın Şiir Serüveni
 

HAYÂLBAZ ŞİİR KİTABIM


Yazmak insanın, doğruya ve güzele olan inancını, zengin iç dünyasını, düşüncelerini ve bildiklerini, yaşama dair izlenimlerini paylaşma ihtiyacıdır. Bu ihtiyacı kendinde şiddetle hisseden herkes bir şekilde dost olur kalemle... Kelimeler vardır artık, bazen devrik bazen düz, uzunlu kısalı cümleler. Meramınızı anlatmak için tepişir dururlar zihninizde, sırası yoktur artık, seçtiğiniz ne varsa düşer kağıda...

Yazmak vazgeçilmez olduğu zaman tutkudur artık adı. Yazamadığın günlerde hastalıklı bir ruh halidir yaşadığın. Birikirsin, dolarsın, agresif ve çekilmez olursun ve taşacak bir başlangıç beklersin. Bir başladın mı çorap söküğü gibi gelir gerisi, durmak imkansızdır artık, bitene kadar bitirene kadar mürekkebi yazarsın.

Roman ,şiir, hikaye, makale, masal, deneme, günlük vs. Ne ile ifade edebiliyorsa kişi kendini birini seçer ya da biri daha ağır gelir diğerlerinden.

Şiir de ben de ağır gelenlerden. Geçmişe döndüğümde yazmaya dair ilk hatırladığım, ilkokul sıralarında yazdığım bir şarkı sözüdür. Bir arkadaşımla bestelemiştik de üstelik, birlikte seslendirdiğimiz de olmuştu.

Ortaokul yıllarında günlük, hikaye yazma ve şiir yarışmalarıyla yavaş yavaş geliştirdiğim yeteneğim lise yıllarında bir kenarda yalnız ve ilgisiz gelişmeye devam etti. Edebiyat derslerinde arkadaşlarım ünlü şairlerden şiirler okurken ben kendi yazdıklarımı okurdum. Tanınmış şairlerin çoğunun hayatında iz bırakan kendisi de yazar ya da şair olan bir hocaları vardır genelde. Bizim nesil pek o kadar şanslı olamadı.

Lise boyunca edebiyat hocalarımdan emeklisi yaklaşmış olan, ders boyunca kafasını masaya dayar uyurdu(mübalağa yok). Genç olansa, şiir yazdığımı öğrenince, romantik noktasından yakalarım düşüncesiyle inceden inceye asılırdı. Üstelik teknik lisede bilgisayar okuyordum ve teknolojinin içinde edebiyat çirkin ördek yavrusu gibi peşim sıra gelirdi. Hızla günlük tutuyordum, yazmadan geçen her gün ziyandandı. Bilgisayar kitapları üzerine yazdığım şiirlerle ve sayısını unuttuğum kitap okumalarımla beslendim, büyüdüm.

Yaşamın getirdiği değişik sıkıntılara katlanmanın en etkili silahıydı yazmak. Anlaşılmadığını ve yalnız olduğunu hissettiğin zamanlarda bir arkadaş, yoldaş, sırdaş, sığınak, arınaktır.  Öyle ki dualarım bile sözle değil yazıyla ulaşırdı Yaradan'a.

Sistem bizleri, fark ettirmeden şekillendirirken içimde bir yandan o kalıplara ve biçimlere isyan ve yıkım yaşanırdı. Üniversite de bilgisayar bölümü okudum. Sonuçta öğretmenlik yanını çok sevsem de teknolojik yanına pek de ısınamadığım bir işim oldu. belki de bu nedenle rengarenk resimler çizdirdim çocuklara, klavyeyi öğretirken şiirler yazdırdım, onların hayallerinden bir kitap yaptım. Teknolojinin hızla sağırlaştırdığı insan yanımızı sanatla kurtarmaya çalıştım.

Ve bu kadar özlemin ardından 2009' da Artshop yayınevinden, "Denizin Üvey Kızı" adlı şiir kitabım yayımlandı. Türk Dili ve Edebiyatı okudum sonra. Severek, özümseyerek, ruhuma sindire sindire, okşaya okşaya kitapları... Ve 2013 Temmuz'da Siyah Beyaz yayınevinden "Hayâlbaz" adlı  şiir kitabım şiir severlerle buluştu. Üretmek mutluluktur, üretmek çoğalmaktır, var olmaktır. Şiir dizelerle var olduğunuzu haykırmaktır, şiir naif gözlüğüdür hayatın...

Her daim sevgide, dizelerde, sanatta, güzelde, insanda buluşmak dileğimle.

FATMA KOŞUBAŞI 

 
Toplam blog
: 70
: 863
Kayıt tarihi
: 18.01.08
 
 

Eğitimci, yazar... Denizin Üvey Kızı ve Hayalbaz şiir kitaplarının şairi... Bilgisayar öğretm..