Hayal dünyası

Ütopik ülkenin Anatomisi;

Üzerinde yaşadığımız dünya modaya uyaraktan, gökyüzünden sonra delinme eylemi göstererek, yer yer mayınlar döşenip, yer yer de çukurlar kazılarak hızla bir değişim gelişim sürecini atlatıp geçirimden de geçerek artık evrenle bütünleşmiş ve bunun neticesinde kendine bir de nikâhını kıyacak hâkim bulmuştur. Bu hâkimlik sınavında göklerin hâkimiyle yer tanrıçası artık biz yaşlandık bırakalım bu işi bizi de birleştiren bilgisayar yapsın. Hem camın ardından daha iyi sayılıyor diyerek Bilgisayarı artık kâinatın efendisi ilan etmişler. Böyle olunca yer demir gök bakır takılarla bezenmiş. Altına bakan olmamış.

Böyle bir medeniyette her şey artık bilgisayarla yönetilir olmuş. Ve kader anında tespitler de bu yolla yapılır olmuş. Artık kim kimle nerde nasıl çocuk yapabilecek ya da yapamayacak, çocukların cinsiyeti vb hepsi buradan tayin ediliyormuş. Ama her ne kadar ısmarlama ve otokritik rejimden sıkılan birkaç insanca yaşamak isteyen tür de çıksa da arada onu da beyin yıkama metoduyla robot of kokteyli ile tedavi edip topluma kazandırılma ve ıslahat yoluna gönderiliyormuş. Ama yine de bu insancıklar aralarında gizlicene teşkilatlanarak. Bu kendilerini hayati ünite makinesine bağlayan otoriteyi yıkmak için gizliden faaliyet göstermeye başlamışlar.

İlk iş olarak özgür düşünce nasıl yapılır adlı bir imalathane açmışlar. Bu imalathanede ithal mallar revaçta olunca, ihracatta yapamayınca yine bir kısır döngüye girmişler. İşte bu kişiler gizliden başkaldırınca artık kapsama alanından çıkmaları gerektiğini anlayarak deniz aşırı kıtalara gitmek üzere bir bir birilerine sormadan kaçak yolcu pasaportu ile diyarı terk eylemişler.

Bu diyarları terk etmek her ne kadar zor olsada bilgisayarın resetlenme dönemine geldiğinden ve güncellemelerin ayarı bozulduğundan kolayca sıyrılabilmişler bu ortam kılavuzundan. Bir zamanlar kendilerini en medeni sandıkları için gelişe gelişe artık kalacak yer bulamayanlar da rezervlerini diğer âlemler için yaptırmaya başlamışlar.

Aşırı özgür olmak hevesiyle kâh çıkıp gökyüzüne seyreyleyip âlemi kâh indiklerinde âleme seyrettirmişler. Bu seyirler bir kameraman tarafından kayda alınınca onu da kendileriyle birlikte özgürlükler ülkesine götürmüşler. Elindeki kamerayı da kırıp atmışlar. Orada görüntü yok sadece ses varmış çünkü. İşte böyle başlamış Ütopik ülkeye seyahat kılavuzu basımı. Diğer bölümlerde seçme saçmalarla ütopik ülkemde olmayana ergi metoduyla birilerini tutup bu ülkede kahraman yapacağım. Ve merak etmeyin uzaktan sevmenin aşkların en güzeli olduğunu burada anlayacaksınız.

Bu yazıyı yazmamda bana görünmez ve ıssız adanın sakinleri adlı yapımıyla ilham veren Değerli blok kardeşim Sn. OKAN TINMAZ a Enderunlu saygılarımı bildirirken, Issız adanın sakinlerinden olmak için orayı ziyaret etmenizi öneririm…