Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Hayal kırıklığı

Dilinize takılmış bir melodiyle, bir şarkı yada türküyle uyandığınız olur mu hiç? Benim olur; bu sabah da oldu. Uyandığımda aklımda şu türkü vardı:

“Böyle mi olacaktı sonu, hiç ummazdım bunu...”

İnsana dair en hazin duygulardan biri olarak düşünmüşümdür hep hayalkırıklığını. Derin bir acıdır çünkü; umduğun gibi gelmemesi bir işin sonunun... Oysa beklenti; insanı güdüleyen, motive eden bir duygu, beklemekse zor iş... Sonunu umutla beklediğin bir şeyin, umduğun gibi gelmemesi/ bitmemesi ise yıkım...

En çok da kendini suçlar insan bu durumda. Hayalkırıklığı ile başetmek zordur çünkü. Onca emeğinize mi yanacaksınız, yitirdiğiniz zamana mı, harcanan ve yiten ekonomik/ bedensel gücünüze mi, sizi hayata bağlayan hayallerin/ umutların artık olmadığına mı; olsalar bile artık eski anlamlarını taşımadıklarına mı...?

“Bu işin böyle sonuçlanacağını hiç tahmin etmezdim”, “Onun böyle bir insan olduğunu hiç bilmezdim”... Bilmezdim, ummazdım, tahmin etmezdim... Ne acı ki faydasız yakınmalardır artık. Nerde hata yapıldığının, hatanın kimde olduğunun, hesabın neresinin eksik kaldığının da bir önemi olmaz o noktada...

Aslında, kelime tek başına bile, o kadar güzel anlatmaktadır ki herşeyi: “Hayalkırıklığı...” Ortada; bir kırık, parçalanmış birşeyler, parçalar vardır darmadağın...

Kırılan şeyler tamir edilebilir ama hiç bir zaman, en iyi tamir bile, kırılan şeyi eski haline getiremez. Hele de kırılan şey hayalleriniz ise...

D. Dara KILINÇ

ddarakilinc@hotmail.com

 
Toplam blog
: 160
: 2717
Kayıt tarihi
: 16.04.09
 
 

Öykü Şiir Deneme ..