Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '21

 
Kategori
Sosyoloji
 

Hayal Kırıklıklarından Sonra

Tüm Hayal Kırıklıklarından Sonra...

 

    Binlerce yıldır insanoğlu olarak gelişmekteyiz. Bilim, teknoloji, sanat, kültür ve eğitim alanlarında olduğu gibi her alanda ilerleme katettik. Hatta o kadar hızlandık ki son yüzyılda binlerce yıllık gelişimden daha fazlasını yaptık. “Sonuçta ne elde ettik?”

 

          Hayatımıza baktığımız zaman geçmiş zamanlara kıyasla 21. yüzyılda her şeyimizin var olduğunu görürüz. Ama mutsuzluğumuz da o denli artmıştır!

 

          Ancak nasıl olur? Her şey var. Hatta bolluk da var. Ama mutsuzluk çok daha fazla! İntiharlar, yalnızlıktan kaynaklanan hastalıklar, depresyon, şiddet, genel olarak hazsızlık ve tatminsizlik maalesef had safhada...

 

          Binlerce yıldır her şeyi denedik. Aile hayatı, kabile hayatı, toplumsal hayatımızdaki krallar, sultanlar, dini hayat, faşizm, komünizm, kapitalizm, demokrasiler ve bunların çeşitleri... İnsanoğlu için hiçbiri çözüm olmadı. Hepsi bizi sonunda tahammül edilemez bir duruma getirdi. Yeni neslin umutlarıyla yeni bir sisteme girdik. Ama sonuç değişmedi. Elbette değişemezdi. Çünkü biz dünyayı ve başkalarını doğru sandığımız değerler uğruna değiştirmek istedik. Bir türlü anlayamadık değişmesi gereken noktanın kendimiz olduğunu!

 

          Egoist doğamız aracılığı ile gerçekleştirdiğimiz değerlerin sonsuz mutluluğu getiremeyeceğini kavrayamadık. O sistemin çökeceğini bir türlü göremedik.

 

          (Neyse ben kaleme alayım da bu yazdıklarım aklınızda bulunsun.)

 

          İnsan doğası egoist işleyişiyle asla başarılı olamayacaktır! İstediğiniz sistemi oluşturabilirsiniz. İstediğiniz düzeni kurabilirsiniz. Ama egoist bakış açımızla kurduğumuz hiçbir sistem kalıcı olamaz. Bu şekilde kurulan sistemler her zaman yıkılmak zorunda kalacaktır.

 

          Bizim neslimizde toplumsal, kitlesel ve küresel çaresizlikler doruk noktada olacaktır. Maalesef umursamamayı ve cep telefonlarımızın içinde hayatımızı yaşamayı kaçış olarak göreceğiz. Eğitimde, ekonomide, bilimde, teknolojide, sanatta ve kültürde haz veren hiçbir şey bulamayacağız. Başkalarıyla vakit geçirmek bile insana gereksiz gelecek. Henüz tahammül edilemeyecek bir duruma gelmedik. Ancak görünen köy kılavuz istemez! İnsanoğlu yeni nesil ile bambaşka bir hâl alacaktır! Çaresizliğin döngüsü ve neden mutlu bir şekilde yaşayamadığımız düşüncesi kafamızı yoğun olarak kurcalamaya başladığında arayışa tekrar geçeceğiz.

 

          Arayışın sonundaki cevap ne olabilir? Bu cevabı nasıl bulacağız?

 

          Şimdiye kadar bu cevabı bulamadığımıza göre insanoğlu olarak farklı bir çözüm aramalıyız. Cevabı içimizde bulmak zorundayız. Aslında cevap bizlerde... Zira birinci ve ikinci dünya savaşını yaşadık. Hâlâ tüm ülkeler silah yarışında... Üstelik bu durumdan da gurur duyuyorlar. Oysa ki kibrin, kitlesel katliamlar getirdiğini tarihteki örneklerinden de görebilirsiniz.

 

          Doğamızı egoist çıkarlarımız uğruna kullandığımız sürece kendimize zarar verdiğimizi anlamalıyız. İnsanlarla olan ilişkilerimizde kendi arzularımızı egositçe tatmin etmeyi bırakmalıyız. İyi bir toplumsal hayat istiyorsak ortak değerlerimizi geliştirmek için çabalamalıyız. Eğer bunu yapmazsak kişisel ızdıraplardan doğal afetlere kadar hayatın her alanından tokat yiyeceğiz. Böylece değişime hayat tarafından getirileceğiz! Hayat herkesi terbiye etmekte başarılıdır!

 

 
Kayıt tarihi
: 04.02.17
 
 

Ashburton High School (Londra), John Ruskin College (Londra), ODTÜ İşletme (Ankara), Macquarie Univ..