Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayal kurmak

Hayal kurmak
 

Şunu söylemek mümkün: İnsanlar en azından başlarına gelecek belâyı, kuracakları hayal ile geçiştirebilme durumuna gelebilir diyorum.


İnsanın doğasında var olan bir duygu hayal kurma. İstese de istemese de belirli süreçlerde devreye girer, kendisini esir alır.

Ancak Balık veYengeç burcuna sahip olanlar, diğerlerine nispetle daha fazla hayal kurar. Çünkü hayaller yıldızı Neptün’ün ve Ay’ın etkileri de söz konusudur.

Ayrıca Neptün’ün ve Ay’ın başucunda oluşu veya 12. evinde yine Neptün’ün bulunuşu bu duyguyu alevlendirir.

İlginç ve şaşırtıcı olanı; bazı bilge kişilerin, felsefecilerin ve bilim Adamlarının, Balık ve Yengeç burcu mensubu olmaları.

Ancak Nebi ve Rasul konumunda bulunanların kurdukları hayaller, beşerinkine benzemez.

Çok farklıdırlar.

İşin astrolojik yönü böyledir.

Hayal; bireyin, klişeleşmiş geleneksel yaşam tarzının dışına taşmasının, ağır müeyyidelerden, baskılardan bunalmanın ve bunlardan kurtulmanın bir ürünüdür.

Birey kendisine gösterilen tepkilerin heyecanından sıyrılabilmeyi ancak hayal ile gerçekleştirir.

Bu konudaki önemli bir dengesizliğe dikkat etmek gerekiyor; aşırı düzeyde hayal kuranlar, sonuçta madun durumuna düşüyorlar. Çünkü makul oluşların dışında, hayallere sarılmak, pek çok insanı karamsarlığa kapılmaktan kurtaramıyor.

Hayal kurma ile ilgili ilginç düşünceler var: Örneğin bireyin kurduğu hayallerin gerçekleşmemesi meselesi. Öylesine hayaller kuruluyor ki, "yok artık!" diyorsunuz. Sonuç psikolojik vakalara uzanıyor

Diğer yandan ise bu kavramın, özellikle insanların ortak dünyası olması ve bu yöndeki girişimlerin ne kadar evrensel olduğu da tartışma konusu.

Bu hususlar dikkate alındığında hayal kurmanın önemi bir kat daha artıyor.

Şunu söylemek mümkün: İnsanlar en azından başlarına gelecek belâyı, kuracakları hayal ile geçiştirebilme durumuna gelebilir diyorum.

Araştırmalar, bireylerin zaman içinde “kalıpsal bir yaşantıdan kurtulabilme” amacına matuf bir şekilde, dünyalarını hayallerle süslemesini öngörüyor.

Bazen bir insanın kurduğu tek bir cümleden veya yaygın olarak seçtiği sözcükten yola çıkarak, ileriki safhalarda nelerin kendisini beklemekte olduğunu hissetmesi hiç de mantıksız görünmüyor.

Tabi bahsettiğim şey onların hayalleri ile ilgili.

Bir kere, mutluluk açısından sağladığı somut sonuçları görülüyor.

Bu olumlu yaklaşımlar sadece kişisel değil; toplumu hareketlendirme, hayırseverliğe yönlendirme, güçsüzlüğe karşı çıkmaya ve daha güçlü olmaya sevk ediyor.

Hayallere ulaşabilme, eğitim, yaş, ailevî durum, ekonomi ve mistik inanç itibarîyle orantılı şekilde artıyor. Böyle olunca cahil bir bireyin hayalleri fazlaca yerlere uzanamıyor, güdük kalıyor demek mümkün.

Açık konuşmak gerekirse, makul seviyelerin üstündeki arzular beklendiği gibi gelişmiyor aksine hızla düşüyor.

Tecrübeler bunu ispatlıyor. Çok enteresandır, yaş ilerledikçe hayaller de iyice azalıyor, âdeta bitiyor.

Fazlaca hayal kuranlar, kurmayanlara nazaran daha fazla bilgi sahibi olmuyorlar, ama en azından daha aktif oluyorlar.

Çünkü hayalleşemeyenler, düşüncelerini olduğu gibi dışarı yansıtıyor. Bu eylemde, bir bakıma ürkütücü sonuçlara varabiliyor.

Hayal; birey ile olay arasında fark edilemeyecek bir perdenin oluşmasına neden olabiliyor.

Bireyi koruyor.

Beyin yeri geldiğinde bu etmeni kolaylıkla devreye sokuveriyor.

Diğer yandan beklentiler ve mutluluklar göz önüne alındığında, hayal kuranların, toplumun en hayırsever insanları arasında yer aldığına ve bu tür insanların toplumun çoğunluğunu oluşturduğuna şaşmamak gerekir.

Bütün anlatılanların yanında âdeta bir muhasebe vazifesi gördüğü ve bazı şeylerin “sonuçların hayal edilmesi sayesinde” insanın, kendisini bir an önce toparlaması gerektiğini de bize bildiriyor.

Bu aşamada size;

Hayal gözüne mi, yoksa his gözüne mi sahip olmak ister idiniz şeklinde bir soru yönlendirilmiş olsaydı, acaba nasıl bir yanıt verirdiniz?

Ben şahsen his gözü derdim. Çünkü “His” dediğimiz duygu derinlere uzanabiliyor.

Hayal yetisi ise herkese, dogmatik olarak veriliyor.

Buna ilâveten çok az kişi de, faaliyette olabilen his gözü (epifizden açığa çıkış) ile apayrı bir değer olarak bu, yetilerini kullanıyorlar.

 Ahmed F. Yüksel

 
Toplam blog
: 636
: 9957
Kayıt tarihi
: 14.12.11
 
 

Araştırmacı Yazar.. ..