Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

30 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Hayal kurmak

Hayal kurmak
 

Hayal kurmak güzeldir ve insanın doğasında vardır. Hepimiz zaman zaman hayaller kurarız. Kimi zaman üstü açık bir ferraride yanınızda harikulade biriyle Maracaibo kıyılarında dolaşırsınız, bazen de romanları milyonlar satan bir yazar olursunuz hatta bazen ileri gidip Nobel edebiyat ödülü aldığınızıda düşlediğiniz olur. Kendinizi ordulara komuta eden çok başarılı bir general olarak görürsünüz, hatta daha da ileri gidip süperloto dan çıkan büyük ikramiyeyi hayatınızın kalanında nasıl harcayacağınızı da hesaplıyabilirsiniz. Bunların hepsi insan doğasındaki zararsız şeylerdir ve genelde çok kısa sürer.
 
Bir de siyasi hayaller vardır. Çoğu zaman hayal fazını geçip siyasi ihtirasa dönüşürler, uzun ömürlü olurlar ve  genelde hiç gerçekleşmezler sadece insan hırs yapıp kendine ve topluma hayatı zehir ettiği ile kalır. İşte size örnekler ;
 
Her siyasi parti ve onun kurucu lideri iktidar olmak için işe başlar. Ancak seçimlerde sadece biri başarılı olur . Bütün mesele , anlatacaklarınızla  ve dağıttıklarınızla öne fırlayıp yönetimi almaktır. Bu hayal kurmak gibi görünse de sadece basit bir aritmetik işlemidir. Genelde siyasi partiler halka yapacaklarını vadederler ancak, bunu mevcut düzen içerisinde, Cumhuriyetin Temel niteliklerini değiştirmeden yaparlar  . Bazı siyasi partiler böyle değildir. 1923 den beri, temel ilkelerle kavgaları vardır ve iyi geçinemeyip değiştirmek isterler. Türkiye çoğunluğu müslüman olan bir ülkedir ve inancını yaşamak isteyen insanlara göre, ülke yönetimi yeniden düzenlenmelidir. Biri hem laik hem müslüman olamaz, laiklik tanımı yeniden yapılmalıdır. Halkı ikna etmek için arkasına saklanılacak siyasi bir simge gereklidir,  bu kimi zaman  baş örtüsü olur kimi zaman da başka bir şey. Dinimiz emrediyor derken Türk kadınının Anadoluda başını kendi usulünce bin senedir örttüğünü göz ardı edilir. Önemli olan o değildir, baş örtüsü belirtilen şekilde kullanılacaktır. Başka parti mensupları buna itiraz ederler kendi açılarından haklıdırlarda, bir metrelik bez artık siyasi bir simgedir işte dayatma böyle başlar, tarihte kimi zaman örtünen kimi zamanda başını açan genelde bu kararı sadece kendisi veren Türk kadınını, artık tarif edilen biçimde başını örtmesi için mahalle zorlamaya başlarlar. Ancak yöneticilerinin hedefi şimdilik tüm kadınları kapanmaya zorlamak değildir. Bunun için zaman erkendir ve dönem, ne olur yani başını isteyen örtse isteyen örtmese, söyleminin göze ve kulağa hoş görünme dönemidir. Onun zamanı da gelecektir.
Bu şekilde temel değişiklikler yapmayı arzulayan siyasilerin içerisinden sivrilen biri lider olmaya karar verir. Ona göre tüm lider vasıflarını üzerinde toplamıştır. Hitabet kabiliyeti güçlüdür toplulukları kolaylıkla ikna edebilir. Ancak okuma alışkanlığı olmadığı için bir şeyi gözden kaçırır. Tarih kendini vaz geçilmez sanan liderlerle doludur ve şimdi hiç biri yoktur.
 
Kendine göre  başarısız olan düzeni değiştirip   yeni bir düzen kuracağını baştan beri açıklayan parti başkanı, biraz da çevresinin gazına gelip, darbe Anayasasıyla kendisine ayak bağı olacak erk leri düzenlemeye girişir.  Yaygın bir kadrolaşmayla bunu kısmen yapar . Yargı artık eskisi gibi değildir.  Sadece terör suçlarına bakacak özel mahkemeler( adları yasaya göre budur) yasal olarak kurulur. Şimdi sıra terörist bulmaya gelmiştir. Kolaylıkla bulunurda. Yaygın kanıya göre sık sık demokratik rejime müdahale eden askerin yönetici kadrosu artık yeni tanıma göre teröristtir ve yargılama başlar. Bu arada eğitim düzenide değiştirilmeye çalışılır. Parti lideri açıkça dindar bir nesil yetiştirme gereğinden bahseder. Bu arada milli bayramların kutlanmasına kısıtlamalar getirilir. El altından, bazen açıkça, Atatürkün anlatıldığı kadar başarılı olmadığı fısıldanır. dedim ya hayal kurmanın sınırları yoktur. Hatta bazıları, cumhuriyetin, ikinci bir cumhuriyetle değiştirilmesini de açıktan söylemeye başlar.
 
Derken ilk ve en büyük bayram, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gelir. Tüm yönetici kadro bir şekilde hasta olmanın yollarını arar ancak tepkilerden çekinerek vazgeçer. Sönük geçmesi gereken kutlamalar, tam tersi çoşkuyla kutlanır. Nasıl mı, hadi okumuyorsunuz bari televizyon seyretseydiniz...
 
Sonuç şu, gerçekten hayal kurmak güzeldir ancak hayallerinizle yaşayamazssınız. Cumhuriyet Bayramının çoşkulu kutlamaları, umarım size yapmaya çalıştığınızın mümkün olmadığını, bu milletin gönlünden Atatürk sevgisini kopartamıyacağınızı, toplumun Cumhuriyetin temel niteliklerini size değiştirtmeyeceğini, bütün cabalarınıza karşın bunlara gücünüzün yetmeyeceğini anlamışsınızdır. Anlayamadınızssa hayal kurmaya devam edin ...
 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..