Hayal kurmaya devam

Albert Einstein *Hayal gücü bilgiden daha önemlidir* demiş.

Onun bir dahi olduğunu kabul ediyorum ama yine de hayal gücünün bilginin önüne geçebileceği fikrini kabul etmek istemiyorum.

Şu an kullandığımız teknoloji hep hayal ürünü olarak başladı sonra gerçeğe dönüştü bu da tamam.

*Her şey hayal etmekle başlar* deseydi bunu kabul ederdim. Fatih Sultan Mehmet de İstanbul’un önce hayalini kurdu sonra fethetti.

Hayal etmek bilgi birikimi olmaksızın hayalden öteye gidemez.

Televizyonun ülkemize ilk geldiği yıllardı. Sadece TRT1 vardı ve o dönemlerde herkes Beşiktaş’lıydı.

İzlerken en çok çiçeklerde aklım kalırdı. Renkli olsalar ne hoş olurdu diye geçirirdim aklımdan.

Bugün adamlar aya seyahate gidiyor. Bizse bir semtten diğerine giderken bile zorlanıyoruz.

Yollarda çok zaman kaybediyoruz. Işınlanmayı hayal ediyorum. Bunu herkes hayal ediyor hatta zamanda yolculuk ne inanılmaz olurdu.

Belki hepsi gerçeğe dönüşecek bu da tamam. Ama bizler hayal ettik diye değil bilgi birikimi olan insanların çalışmaları sonucunda gerçekleşecek.

Savaş olmayan çocukların insanların ölmediği bir dünya hayal ediyorum. Gerçek olmuyor olmayacak da. Temenniden öteye gidemeyecek hayaller.

Afrika ülkelerinden birinde kadınlar 30 senedir dünyaya gelen erkek çocuklarını hemen öldürüyormuş.

Neden mi? Ülkede kadınlar savaştan çaresizlikten kafayı yemişler de ondan. Savaşı erkekler yaptığı için de erkek çocuklarını doğar doğmaz katlediyorlarmış.

Ne vahşet!

Hayalle olsa yeniyıl dilekleri gibi listeyi uzatırdık. Düşünsenize ; Savaş yok, açlık yok, işsizlik yok, enflasyon yok, taciz tecavüz yok, 10 yaşında kızlar evlenebilir zihniyeti yok. Hatta ölmek bile yok.

Başta da söylediğim gibi hepsi de sadece hayal. Yine de kısa süreli bile olsa hayali bile güzeldi.

Öyleyse hayal kurmaya devam. Kim bilir belki bir gün gerçeğe dönüşür.