Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '14

 
Kategori
Öykü
 

Hayal mi, gerçekmi ( Bölüm 1)

Hayal mi, gerçekmi ( Bölüm 1)
 

Delikanlı, ailesi ile şehrin uzağındaki eve taşındığı zaman Üniversite son sınıfa gidiyordu. O güne kadar tek vasıta ile ulaştığı okuluna tren, vapur ve otobüs olmak üzere üç vasıta ile gitmek zorundaydı bundan sonra. Bu da sabahları daha erken kalkmak ve daha erken evden çıkmak demekti. Oysa ki o uykuyu çok severdi.

Babası iş değiştirip şehrin Anadolu yakasında yeni bir işe başlayınca, bir de şehrin merkezi semtlerinden birinde yıllardır oturdukları ev satılınca ailece Anadolu yakasına taşınma kararı almışlardı. Evi yeni satın alan kişi boşaltmaları için bir ay sure tanımıştı. İşte o günlerde babasının bir arkadaşının tavsiye ettiği bu ev çıkmıştı karşılarına.

Yeni evleri daha geniş ve daha ferahtı. Hem daha önceki evleri gibi bitişik de değildi. Bahçeler içindeki bu apartmanda daha rahat edeceklerdi. Hem yazın da buraları çok güzel oluyordu duyduklarına gore. Denize gitmek için uzun seyahatler de yapmayacaklardı artık. Evlerine yürüyüş mesafesindeki sahil çok güzeldi.

Delikanlı o gün istasyona ilk geldiğinde yol gözünde büyüdü. Nerdeyse bir saatten fazla yolculuk yapacaktı, belki de iki saat. Derse girdiğimde çok yorulmuş olacağım diye düşündü.

Tam kafasında bu yolu nasıl gideceğim hergün diye düşünürken birden onu gördü. İstasyonun arkasındaki eski ahşap köşkün balkonunda duruyordu. Delikanlı gördüğü manzaraya once inanamadı bir hayal sandı. Eski ahşap köşkün balkonunda bir genç kız tahta parmaklıklara tutunmuş trene gidenleri seyrediyordu. Birden gözleri karşılaştı iki gencin. Arada bu kadar mesafe varken yıldırım çarpmış gibi oldum diye düşündü delikanlı.

Eski köşkün balkonunda tahta parmaklıklara tutunmuş duran genç kız siyah dalga dalga saçları, melekler kadar beyaz yüzü, yeşil bir elbisenin sardığı heykel gibi vücudu ile adeta bir güzellik ilahesi gibi idi.

Genç kız da gözlerinin bir an buluştuğu bu uzun boylu, gözlüklü, takım elbiseli, elinde çantası ile belli ki okula giden yakışıklı genci fark etmişti. Bir an balkonda durdu ve içeri kaçtı genç kız bir an görünen ve kaybolan bir hayal gibi.

Sanırım hayal gördüm diye düşündü genç adam. Tabii yeteri kadar uyumadım hayal görmem mümkün diye sessizce mırıldandı. Bir gece önce proje hazırlamış ve çok geç uyumuştu. Bu yıl derslerim çok ağır, Üniversiteyi bitirmek çok zor diye hayıflandı.

Delikanlı akşama kadar Sabah gördüğü hayalı düşündü. Dersler bir kulağından girip, diğerinden çıkıyordu. O ne güzel hayaldı öyle. Hele o saçlar. Acaba bir daha görebilecekmiyim diye düşündü.

Akşam evine dönerken eski köşke değdi bakışları. Balkon boştu. İçerde belli belirsiz bir ışık yanıyordu. Sanırım sabah ben hayal gördüm diye düşündü.

Ertesi sabah gözleri balkonda boşuna siyah saçlı peri kızını aradı. Kimse yoktu. Tamam dedi mutlaka hayal gördüm.

Bir kaç gün böyle geçti. Taa ki bir sabah gene aynı hayali görene kadar. Bu sefer üzerinde kırmızı bir kazak, siyah etek vardı. Siyah saçlarını at kuyruğu yapıp toplamıştı. Bu daha çok yakışmış diye düşündü. Gene bir hayal kadar güzeldi. Bir de bu sefer genç kız bakışları karşılaşınca kaçmadı geçen seferki gibi. Hatta gülümsedi gibi geldi genç adama.

Delikanlı o gün akşama kadar bu gülümsemenin mutluluğu ile dersleri dinledi. Çok mutlu idi. Genç melek ona gülümsemişti.

Öykümüz devam edecek.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..