Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '08

 
Kategori
Okullar
 

Hayalimdeki okul

Hayalimdeki okul
 

Bir yer düşlüyorum, bilmem neresin de yurdun
Bir ev günlük güneşlik çiçekler için dememnun
Daha varmadan bahçe kapısına başlar
Baygın kokusu ıhlamurun,
Gölgesinde bir sıra der gibi oturun
Mutlu olun yaşayın
Anne, baba, evlat, torun

Ünlü şairimiz Ziya Osman SABA'nın bu dizeleri bugünkü eğitim sistemimizin tartışıldığı bir arkadaşlık ortamında dilime dolandı. İşyerimin öğle paydosunda çaylarımızı yudumlarken herkes kendi mezun olduğu okulu, arkadaşlarını, öğretmenlerini, yöneticilerini anlatmaya başladı. Kimisi yapılan şakalardan bahsederken, kimisi de eğitim sistemin de her yıl büyüyen bir deliğe yapılmaya çalışılan küçük sistem değişikliklerinden konuşuyordu. Çoğuna göre eğitim sisteminde yapılan değişiklik adı altındakileri bir yap boz tahtasıydı. Kimisi yeni gelen nesilin aşırı hazırcı olduğundan hiçbir değere sahip çıkamadığını kendince anlatırken, kimisi de lise arkadaşlarının mezun olduktan sonra vefasızlığından yakınıyordu. Kimisi de okullardaki sosyal etkinliklerinazaldığını günümüz öğrencilerinin dershaneden okula, okuldan özel derslere koşan tabiri caizse robot bir nesil geldiğini belirtiyordu. ÖSS sınavın da okulbirincilerinin dahi üniversiteye yerleştirilemediğinden bahsederken, kimisi deokulların fiziksel yetersizliklerinden söz ediyordu. Çünkü işyerimizin hemen karşısında duran lisede bir ağaç dahi yoktu. Her yer betondu. Kimisi de bütüngüzellikler için maddiyat gerektiğinden söz ediyordu. Acaba her şey gerçekten böyle mi? Şeklinde birbirimize soru yönelttik. Herkes sustu ve birbirinin gözlerinin içine büyük meraklarla baktı.Herkes hayalindeki okuldan ve eğitimyuvasından bahsetmeye başladı.

Öyle bir okul olacak ki; öncelikle şehir merkezinde ya da yakınlarında olacak. Öğrenciler rahatlıkla ulaşabilecekler. Bahçesi daha girer girmez insanları rahatlatacak, yemyeşil olacak, renk renk güllerin, çiçeklerin hatta meyve ağaçlarının bulunduğu bir mekan olacak. Fakat öyle her yeri de otlar bürümeyecek. Bakımlı olacak, öğrenciler bazı şeyleri görerek öğrenebilecek. Aynı zamanda gençlerin spor yapabileceği genişlikte olacak ve spor salonu, futbol sahası, basketbol sahası ayrı ayrı olacak. Çam kokuları altında gençlerin neşeli naraları yankılanacak.

Öyle bir okul olacak ki; manevi değerlere sahip çıkacak. 10 Kasım haftasın daSınıflarını Atatürk için süsleyecek, şiir dinletileri, söyleşiler vetartışmalarla Atatürk'ün Gençliği olduğunu tekrar tekrar dile getirecek ve bunu okula başladıktan sonra mezun oluncaya kadar değil tüm hayatları boyunca sürdürecek.

Öyle bir okul olacak ki; oynanan bir tiyatro oyunu ve yıl sonunda yapılan şiir dinletileri, türkü geceleri sadece velilere ve öğrencilere değil, tüm halka açık olacak ve salon her oturumda dolup dolup taşacak. İzleyiciler oyunlarını ayakta izleyecek. Ve oyunların çoğunluğu okul öğretmenleri tarafından yazılacak fakat öğrencilerin katılımı ile de daha da zevkli hale gelecek. Paylaşımın kıymeti bilinecek.

Öyle bir okul olacak ki; ÖSS sınavlarında ilk üçe öğrenci sokacak. Onlarca öğrencisi ise ilk bine girecek. Okul, başarı sıralamasında daima Türkiye'deki ilk on okul içinde olacak ve ülkemizin seçkin üniversitelerinden okul adına rektörlerden teşekkür ve onur belgesi alacak.

Öyle bir okul olacak ki; sadece futbol veya basketbolda değil, sporun her alanında, masa tenisinde , yüzmede, badmingtonda, eskrimde , voleybolda il içi veil dışı çeşitli dereceler alacak. Satrançta dünya derecesi yapacak.

Öyle bir okul olacak ki; bilim olimpiyatlarında matematik, fizik, biyolojidalında ulusal ve uluslararası derece yapacak.

Öyle bir okul olacak ki; proje üretebilecek. Ürettiklerini hayata geçirebilecek. Olanakların azlığından yakındığımız fenbilimlerilaboratuarlarında hiç kimseden maddi destek almadan 3 yılda 80'e yakın proje üreterek ulusal ve uluslararası yarışmalarda ardı ardına Türkiye'ye ve dünyayaadını duyurabilecek.

Öyle bir okul olacak ki; öğretmenleri birlik olacak, öğrencileri içinçalışacak. Ekip çalışması ruhunu öğrencilerine yansıtacak. Hep güler yüzlearkadaş olacak. Öğrencileri önünde hep ışık olacak ve bununla da asla asla övünmedenattığı adımlara dikkat ederek çizdiği başarı çizgisinden asla ayrılmayacak. Hepkendini geliştirecek ve bunu da herkes ile paylaşacak. Yabancı dil bilmenin çokönemli olduğu günümüz dünyasında, öğretmenleri en az bir yabancı dil bilecekhatta 2., 3. yabancı dili konuşabilecek.

Öyle bir okul olacak ki; okuldan mezun olan öğrenciler birbirlerinden hiçkopmayacaklar. Dünyanın dört bir yanında dahi olsa haberleşebilecekler. Hattabir site kurup kendilerinden sonra okullarına gelen öğrencilere rehberlik dahiyapabilecekler. Hatta birbirleri ile çeşitli konularda tartışabilecekler.

Öyle bir okul olacak ki; birimiz hepimiz, hepimiz Türkiye için diyerekhaykırabilecek. Mezunları bir pilav gününde veya bir piknikte değil, her zamanbir araya gelebilecek.

Öyle bir okul olacak ki; bu okul devlete ait olacak, köklü bir geçmişe sahipolacak. Okulda oluşan başarı ve birlik ruhu daima yaşayacak. Eğitim sistemikötü, gençlik değer bilmiyor, bizim zamanımız da okullar daha iyiydi diyenleregüçlü bir tokat atacak.

İşte hayalimizdeki okul ve hayalin ta kendisi okul. Böyle bir okul Eskişehir'demevcut.

Adı ESKİŞEHİR ANADOLU LİSESİ.

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir orta öğretim müessesi olan Eskişehir Koleji, Türkçe ~ İngilizce öğretim yapan bir lisedir. Türkiye'de özel olmayan kaliteliokullar açılması fikriyle kurulan 6 maarif kolejinden biridir. 1955 ~ 1956 yılıbaşında 67 öğrenciden ibaret bulunan dört hazırlık sınıfı ile öğretimeaçılmıştır. Eskişehir Maarif Koleji, esasen Kız Enstitüsü olarak inşa edilmişbulunan binada eğitime başlamıştır. Bu nedenle yatılı okul olan Kolejin ilkyıllarda yer konusunda sıkıntı çektiği söylenebilir. Okulun Tepebaşı'ndabulunan arsasına proje ve planlar hazırlanarak yeni bina yapılmış ve 1967yılında 1967 - 1968 dönemi eğitimine bu binada başlamıştır. Okulun çeşitli işve uğraşlarında öğrencilere de vazife ve sorumluluklar verilmek suretiyleonların da kişiliklerinin gelişmesi ve bilinçlenmelerinin sağlanmasıamaçlanmıştır. Çocukları geleceğe hazırlarken öğretmen yönetici ve hizmetliolarak harcanan emeklerin, çekilen zahmetlerin denilebilir ki en büyükkarşılığı, öğrencilerin yarınki başarılarının görülmesidir. Sonradan okulun adıEskişehir Anadolu Lisesi olarak değiştirilir ve öğretimine bu şekilde devameder.

Evet, bir devlet okulu, sınavda OKS'de puanı yeten "Kolejli" olur, girdikten sonra başarabilen "Kolejli" olmanın artılarını kazanır, onun tadına varır.Okul muhteşem bir bahçe içindedir. Kendinizi bir botanikbahçesinde sanabilirsiniz.

ÖSS sınavlarında her yıl Anadolu liselerinde ilk on içine girer. Hatta ilk 3'teyer alır. En son 2005 yılında Türkiye 3. bu okuldan çıkmıştır.

Tiyatro oyunları öğretmenleri tarafından yazılır ve paylaşılır. 2 gün 2oturumda seyirciler oyunu ayakta izler.Salonda boş yer yoktur.

Bilim olimpiyatlarında matematik dalında 2 yıl üst üste , fizik dalında 1 kezuluslarası derece yapar. Ulusal derecelerin ise sayısı oldukça fazladır.

Proje yarışmalarında daha ilk yıl ödül ile dönerek ertesi yıl çeşitliyarışmalarda ulusal ve uluslar arası dereceler alır. En son 2007 yılındauluslar arası bir yarışmada 2 gümüş ve 3 bronz madalyayı ülkelerinekazandırırlar. Ve bunların hepsi olurken hiçbir şekilde bütçemiz yok denmez.Ellerindeki her türlü imkanı başarı ile değerlendirirler.

Yalnız bunu tek bir anahtar ile yaparlar. Saygı, sevgi ve paylaşımın açacağıanahtar ile. Yani birlikte olma ile.

Bu birliktelik mükemmel sonuçlar doğurur. Sporda il içi ve il dışı Türkiyedereceleri yaparlar. Bunu da sporun hemen hemen her dalında başarırlar.

Öyle bir okuldur ki burası, öğretmenleri birliktir. 60 kişilik bir aileyuvasıdır öğretmenler odası, öğrencileri için çalışırlar ve üretirler. Ekipçalışması ruhunu öğrencilerine yansıtırlar. Hep güler yüzle arkadaştırdırlar.Öğrencileri önünde hep ışık olacak ve bununla da asla asla övünmeden attığıadımlara dikkat ederek çizdiği başarı çizgisinden asla ayrılmayacaktır.

Öyle bir okuldur ki EAL, okuldan mezun olan öğrenciler birbirlerinden hiçkopmazlar 2007 yılında Temmuz ayında kurdukları http://www.ealliyiz.biz/ sitesine, dünyanın dört bir yanından girerek haberleşirler. İzlenim sayısı 7 aylık birperiyotta 1.5 milyona ulaşır. Hatta kendilerinden sonra okullarına gelenöğrencilere rehberlik dahi yaparlar. Ve birbirleri ile çeşitli konulardatartışabilecekleri forum konuları ortaya çıkarırlar.

Öyle bir okuldur ki EAL, eski adıyla Maarif Koleji, öğretmeni öğrencisiyle birbütün, Türk Milli Eğitimi için bir ışıktır.

Not:Buyazı gazeteci bir arkadaşım olan Fulya Tuna tarafından yazılmış ve bana e-mailyolu ile gönderilmiştir. Benim işyerimi ve öğrencilerimi seven can dostumdur.Bu yazıyı bende sizlerle paylaşmak istedim.Yazıyı ilk okuduğum da vay be amma okuldayım diye düşünce süzgecinden geçtim. ..Herkese sevdiği mesleğiyapabilmesi dileğiyle.....

 
Toplam blog
: 28
: 4265
Kayıt tarihi
: 06.12.07
 
 

74 Eskişehir doğumluyum, Eskişehir'de yaşıyorum. Eskişehir Anadolu Lisesinde kimya öğretmeni olarak ..