Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Süheyla Çalışkan

http://blog.milliyet.com.tr/haci

18 Temmuz '19

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Hayalimdeki Sen

Saatin bir önemi yok aynı anda uyanıyoruz, ayakların buluyor benimkileri, hiç ısıtamıyorum onları, terliksiz de gezmem oysaki bilirsin, kışın çetik çorap üstüne. Sen sıcacıksın, eksi 10 dereceye inse, buz tutsa caddeler sen hep sıcacıksın. Usulca sokuluyorum, tam boynunun altına göğsüne yaslıyorum başımı, en sevdiğim, arada kaldırıyorum içime çekiyorum kokunu. Öyle kalıyoruz uzunca süre, kollarının arasından sıyrılıyorum sonra, günaydın diyorum sana, başını kaldırıp yakalıyorsun beni dudaklarımdan, gülüyorum, gülüyoruz.

Kahvaltı en sevdiğimiz öğün, sen çay koyuyorsun ben melemen yapıyorum, börek atıyorum fırına, dünden hazırladım, seversin. Küçük bir balkonumuz var, iki tabure bir masa, kırmızı çiçekli bir örtü, mevsimin bir önemi yok biz hep orada, her sabah kahvaltıda sohbet ediyoruz, kızarmış ekmeğin üzerine tereyağı, bir de çilek reçeli ben yaptım, esmer şekerli, sağlığın benim için önemli. Bir plak koymuşsun oturmadan, 90’lardan, eşlik ediyoruz arada şarkılara.

El ele çıkıyoruz evden, arabalar dursun garajda, biz yürüyoruz. Yaşımız geçkin olabilir biz değiliz, gençlere taş çıkartıyoruz spor salonunda. Nefes molalarında biz yine sohbetteyiz, bunca yıl geçti aradan konuşacaklar hiç bitmiyor, hiç eksilmiyor sohbetin tadı.

Sen arkadaşlarınla buluşuyorsun ardından, ben sanat tarihi kursuna, hasrete fırsat tanıyoruz, hasret duyuyoruz. Şarap açıyorsun akşam, kırmızı, yemek eşliğinde ayrı geçirdiğimiz saatleri paylaşıyoruz. Ahmet’i anlatıyorsun, Amalfi’ye seyahatinden nasıl keyif aldığını, gidelim diyorsun, gidelim diyorum, İtalya’yı ne çok görmek istediğimi biliyorsun.

Çabuk çarpar şarap beni, seversin, sarılıyorsun belime şarkının ritmini umursamadan sallanmaya başlıyoruz, sıcacıksın, her zamanki gibi, kendimden geçiriyorsun beni.

Resim yapıyorum, tez canlıyım, çabuk bitsin istiyorum, sakinleştiriyorsun beni, iyi geldin sen ruhuma, telaşsız yaşamayı öğrettin. İlişki içinde rekabet etmemeyi, dinlemeyi, haklı olmak adına tüketilen enerjinin nasıl mutluluk için kullanılacağını öğrettin. Yorgun görünüyorsun demedin hiç mesela, kalabalıklarda kendimi kötü hissettirmedin, dilin de gözün de ellerin de hep güzel baktı bana.

Bir gün Denizli köye, bir gün Kutluca kanyonuna gidiyoruz, adını sığdıramadığım daha bir sürüsüne, koca bir liste çıkartmışım “trekking rotaları” diye,  uzun yürüyüşler yapıyoruz, molalarımız su kenarlarında, karışık sandviçlerimizle doyuruyoruz karnımızı, bir de sallama çay, demlemenin yerini tutmasa da avutuyor bizi.

İstanbul’u İstanbul yapan İstanbulluların İstanbul’da olduğu zaman aralıklarına yapıyoruz tatil planlarımızı, neredeyse canımızın istediği her zamanda yani. Yıldızları otel broşürlerinde değil göklerde arıyoruz, temiz olsun, toprak koksun, çekirgeler eşlik etsin, bir de deniz, olmazsa olmazımız.

Zamanı durdurmak isterdim hep, elimi uzatıp yelkovanı tutsam duracakmış gibi gelirdi, şimdi sen yanımdasın ya o saatin her vuruşu, gecenin sabaha karışı, haftaların ayların geçişi, her biri bir ömür.

Çok sık uyanıyorum geceleri, kalbim güm güm atıyor, yaşadıklarım, yaşayamadıklarım, yaşamak istediklerim, tedirgin, endişeli, soluma dönüyorum, hayalimdeki sen, yoksun...

 

 
Toplam blog
: 58
: 550
Kayıt tarihi
: 15.10.08
 
 

Yeni başlangıçlar üzerine sınadı beni Yaradan, altından kalkacak gücü de beceriyi de verdi şükür,..