Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '14

 
Kategori
Öykü
 

Hayallarimi yıkmaya kimsenin hakkı yok.

Hayallarimi yıkmaya kimsenin hakkı yok.
 

Genç kadın o gün kapkara bir sabaha uyandı. İçimin karanlığı mı acaba güne vurdu derken pencereden baktığında sokağın da, gökyüzünün de kapkara olduğunu gördü. Demek dedi, Bugün her yer, her şey kara.

Son günlerde içinde gittikçe artan karanlık sebepsiz değildi. Gene birileri hayallerini yıkmıştı. Hep böyle oluyordu. Mutlu olmak için bir hayal kuruyor, bir masal öyküsü geliştiriyor,birden birileri gelip onun masal sarayını yıkıp , herşeyi tarümar ediyordu.

Aslında hayalleri öyle çok absürd şeyler değildi. Herkesin kurduğu cinsten hayallerdi. Herkesin hayalleri gerçekleşip, hayallerinin içinde mutlu yaşamaya devam ederken neden onun hayalleri yıkılıyordu bir türlü anlayabilmiş değildi.

Acaba diye düşündü.Çok mu zamansız hayaller kuruyorum veye hayal kurarken iyi düşünmüyorum mu. Ama hayal kurarken de matematiksel düşünülmezdi ki. Hem o çok erişilmeyecek hayaller kurmuyordu ki. Sadece mutlu , sakin bir dünya yaratıp, içinde sakin sakin yaşamak istiyordu.

Bu son bir yıl içinde ikinci büyük hayal kırıklığı idi yaşadığı. İlki uzun yıllardır kurduğu, pirinçlerden bir duvar örer gibi uzun uzun çalışıp geliştirdiği bir hayaldi. Birden bir gün ani esen bir rüzgar o pirinçlerden duvarı yerle bir etmişti. Çevresindeki herkes ona bu duvarın yıkılacağını , boşuna uğraştığını söylemişti ama o büyük bir inatla ve sabırla örmeye devam etmişti. Sonunda yıkıldığında gene herkes biz sana demedik mi diye karşısında onu  kınamışlardı.

Genç kadın hayallerinin yıkılmasından çok karşısına geçip biz sana demedik mi diyen kişilerden nefret ediyordu.O hayallerini kurarken hiç yardım etmeyen, sürekli engelleyen kişiler, hayalleri yıkılınca birden onun öğretmeni kesiliyordu sanki. Hayallerimi kurarken nerelerdeydiniz diye soramıyordu bile.

Bu son yıkılan hayalinde de böyle olmuştu. Ne hayalini kurarken, ne masal öyküsünü yazarken ona destek olan , akıl veren olmamıştı. Şimdi biliyordu ki hayallerinin yıkıldığını duyduklarında gene onu kınayacaklardı.

Yıkılan hayalinin, kurduğu masal köşkünün yıkılmasını kara kara düşünürken birden zihninde bir şimşek çaktı. Bir olayı hatırladı birden.

Yıllar önce idi. Gene yıkılan bir hayalinin yasını tutar, gözyaşlarını silerken birden bir güneş doğmuştu yaşamına. Yıkılan hayalini, çevresindeki kişilerin kınamalarını unutturan, onu birden yıldızlara çıkartan bir güneş.Öyle bir güneş ki, uzun zaman hiç başka bir hayale ihtiyaç duymadan onu ısıtan, mutlu eden bir güneş.

O günleri, o güneşi düşünürken birden bir ferahlama hissetti kalbinde. Hissediyordu yakında gene büyük bir güneş doğacak ve bu kapkara günleri aydınlatacaktı.

O anda odanın pırıl pırıl bir güneş ışığı ile dolduğunu farketti. Sokakta da güneş doğmuştu.

Hiç kimsenin benim hayallerimi yıkmaya hakkı yok diye düşündü, yerinden kalktı, güneşli günlere doğru bir yürüyüşe çıktı. Biliyordu içinde de güneş çok yakında doğacaktı.

  

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..