Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '12

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Hayallerim, Emeğim, Yolum. (Tekirdağ'da geçen günler-24 Nisan2012)

Hayallerim, Emeğim, Yolum. (Tekirdağ'da geçen günler-24 Nisan2012)
 

Saat 7:30 da uyandım.  Bugün Devekuşu nun daha önce öngördüğüm tarihte suya atılsa idi sudaki ilk günü olacaktı. Bu anlamda zaman benim lehime diye düşünüyorum.  19 Mayısa kadar olan zamanımı  Devekuşunu nun yelken performansını denemek için seyir yaparak ve eksikleri tamamlama zamanı olarak kullanacağım.

Limandan çıktım. Rüzgâr az. Aslında yanımda Hakan hoca da olsun istiyorum ki bana tavsiyelerde bulunsun. Devekuşu nun yelken denemesini tek başıma yapmak istemiyorum. O kadar çok değişiklik yaptım ki teknede. Nasıl bir tepki verecek bilmiyorum. Flok olarak önceden yaptığım D5 in ana yelkenini almıştım yanıma. Olmazsa yeni bir flok dikerim. Hafif esen rüzgarla değirmenaltı tarafına doğru ilerledim. Devekuşu o kadar yavaş gidiyor ki, dalganın etkisiyle sallanıyor. Motoru çalıştırarak Barbaros istikametine döndüm. Yelkenlerim hiç verimli değil,  bende nasıl kullanacağımı bilmiyorum. Geçen sene pirat la yaptığımız eğitimlerde pirat böyle hantal değildi.

Yelken kulubüne kadar gittim. Karaya çıktım. İlk yelken denemesi hoşuma gitmemişti. Ben bu işi beceremedim diye düşünüyorum. Bir de bu tekneyle İzmir e kadar gideceğim. Bu haliyle zor.

Karaya çıktım. İstanbul dan beklediğim kargo var. Liman başkanlığına uğramam lazım. Bana iki üç gün sonra gel demişlerdi 5 gün den fazla geçti, eminim yeni ruhsatım hazırlanmış beni bekliyordur. Liman başkanlığına gittim. İşlemin tamamlanmadığını, boş bağlama kütüğü ruhsat kağıdının ellerinde kalmadığını Cuma günü tekrar uğramamı söylediler. İyi ki amatörüm ve acil denize çıkmam gerekmiyor. Liman başkanlığın karşında Gençlik Spor il müdürlüğüne, Devekuşu nda iki gün geçirdiğimiz Hasan beyi ziyarete gittim. Öğlen olmuştu.

Meydan da deniz malzemeleri satan bir dükkan var. Oraya uğrayarak ihtiyacım olan  malzemelerin fiyatlarını sordum. İstanbul a göre pahalıydı. İstanbul a gidince Karaköy den alırım. Fiyatları hakkında fikir edinmiştim. Tüpümü doldurmam ve yarım parmak pvc su borusundan yaptığım bayrak direğimi yerine bağlamak için malzeme almam gerekiyordu.

Boş tüpümü alarak Pazar yolundan çarşıya doğru yürüdüm. Tüpgaz dolduracağım yer çarşıda imiş. Eski sanayi deki elektirikçilerde  bayrak direğimi yerine daha sağlam bağlamak için aradığım kroşe yi bulamadım. Ara sokakta bir elektrikçi önerdiler. 9 luk kroşe ihtiyacım tamamdı. Biraz ilerisindeki dükkandan da lux camımı aldım. Çarşıya doğru tüp gaz için giderken, kahvenin önünde Atilla ya rastladım. Oturduk. Çayımızı içerken Atilla oradaki bir genci tüpümü doldurmaya gönderdi. Daha fazla yürümeme gerek kalmadan bugünkü ihtiyaçların temini bitmişti. Pazar yolunu takip ederek yelken kulubüne geri döndüm. Hakan hocayla beraber malzemeleri Devekuşu na taşıdık. Saltanat kayığını tonoza bağlayarak Devekuşunu denemeye çıktık. İlk iş ana yelken alt yakasını biraz gevşeterek yelkene tor kazandırmak oldu. Beraberce çarmıh döngerlerimizi sıktık. Arma ayarı da bir anlamda yapılmış oldu. Kısa bir tur attıktan sonra flok  için yeni bir yelken dikmeye karar verdik. Hakan hocayı tonozda bıraktığımız saltanat kayığına getirdikten sonra, limana yerime döndüm.

Limana girdiğimde iki kez motorum pervaneye takılan yabancı cisimler nedeniyle stop etti.  Biri liman içinde balık avlayanlardan kalan misine , diğeri de kopmuş bir tonozdan kalan salkım saçak bir halat parçası. Liman içi ( yöresel deyimle marina) leş gibi. Pislik olarak ne ararsan var. Ama  tuvalet yok,  su yok. Zorlanarak ta olsa yerime bağlandım.

Karaya çıktım ve rıhtimda dolaştım. Yarımekmek arası balık yedikten sonra çayımı içtim ve geri Devekuşu na döndüm.

 

 
Toplam blog
: 55
: 313
Kayıt tarihi
: 10.11.12
 
 

Yaşamımın büyük bir bölümünde , kafam kuma gömülü KARADAN DENİZE bakmıştım. Bundan böyle kafamı k..