Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '12

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Hayallerim, emeğim, yolum. (yola çıkma hazırlıkları- 10/ 12 Mayıs 2012)

Hayallerim, emeğim, yolum. (yola çıkma hazırlıkları-  10/ 12  Mayıs 2012)
 

10 Mayıs Perşembe
 
Bugün tekrar yelkenle seyir denemesi yaptım. Olmuyor. Rüzgarı nereden aldığım ve nereye gittiğim hususunda sıkıntılarım var. B E C E R E M İ Y O R U M !!!!
 
Kah değirmanaltı na , kah limana doğru gidip gelmeye çalışıyorum. Tromala atamıyorum. Yelkenleri bir türlü rüzgarla dolduramıyorum. Denizin ortasına sallanıp durmak dışında  pek bir şey becerdiğim yok. Halbuki eğitimlerde anlatıldığı gibi yapıyorum. Biraz apazdan rüzgarı aldığımda ilerliyorum ama planladığım hedefe ulaşamıyorum. Öğlende rüzgar kesildi . Bende limana yerime dönüp Devekuşu nu bağladım.
 
Yelken kulubüne gittim. Kulup bu süre içinde benim adeta evim gibi oldu. Beceremediğimi Berk hocaya bahsettim. Nasıl yaptığımı sordu? Rüzgar gülüne bakıyorum. Orsa dan geliyorsa ıskotayı kasıyorum. Yok apaz veya geniş apaz geliyorsa, bumbayı baş omuzluğa kadar boşluyorum dedim.
 
Beni Kulubün dershanesine aldı. Tahtayı sildi. Otur abi dedi. Birincisi; rüzgarın tekneye nereden geldiğini boşver. Dedi. Sen nereye gitmek istediğine odaklan. Yelkenin yapraklanana kadar ıskotayı sal veya kas. Arada yapraklanmanın  olmadığı alan senin hareket alanın. Bu alanda duruma göre istediğin gibi oynayabilirsin.
 
Rüzgar tekneye apaz gelmiş orsa gelmiş boşver. Bunu tahtada çizerekte nasıl yapacağımı anlattı. Benim için en önemli ders oldu desem yalan olmaz. Belki biraz da araba kullanmada olduğu gibi , acemilikte vites değiştirirken ayaklarına bakıyor olması gibi bir şey.
 
11 Mayıs Cuma
 
Büyük bir istekle limandan çıktım. Bugün Berk hocanın anlattıklarını deneyeceğim. Önce değirmen altı yönüne doğru gittim motorla. Rüzgâr az. Saat 10:00 gibi rüzgar esmeye başladı. Açığa rota tutarak yelkenle ilerlemeye başladım.  Daha sonra kavança atarak yönümü Barbaros istikametine çevirdim. Limanda açıkta demirlemiş gemilerin arasından Barbaros yönüne ilerliyorum. Rüzgarın nereden estiğiyle çok ilgilenmiyorum. Tüm dikkatim yelkenin yapraklanmaması üzerine. Demek ki işin sırrı Berk hocanın anlattıklarındaymış. İlk defa Devekuşuyla yelken yapmaktan zevk alıyorum. Barbaros , oradan açık, tekrar Tekirdağ limaniçi derken Saat 15 .00 te rüzgar kaldı. Motoru çalıştırıp limana yerime gelip bağlandım.Çok mutluydum.
 
Bu mutluluk bana bugun dişlerimin  takılacağını unutturmuştu. Randevum saat 11 deydi. Ben o kadar ısrar etmiştim illa Cuma takalım diye , ama yelkenin verdiği haz dişlerimi ve randevumu unutturmuştu bana. Ecz. Caneri aradım. Diş hekimini arayarak adıma özür dilemesini rica ettim. Bir özür dilemeden gitmeye yüzüm yoktu.
 
Yarın Tekirdağ yelken kulubünün kendi içinde yapacağı yarışlar var. Devekuşu nu hakem teknesi olarak kullanacağız. Ben de bu sayede yelken yarışlarının kuralları hakkında bir şeyler daha öğrenmiş olacağağım.
 
12 Mayıs Cumartesi
 
Yarışta Devekuşu finish teknesi olarak görev yapacak. Şamandıra atma işini Hakan hoca üstlendi. Ben sadece gösterilen yere demirliyor ve bekliyorum. Hava döndüğü için bazen demirimin taradığı izlenimine kapılıyorum. Biraz sonra tekrar aynı yere geldiğimi görünce taramıyor diyorum. 6 kg lık yeni demirim var artık.
 
Başa gitmeden havuzluktan demir atmanın da yolunu buldum. Demiri havuzluktan bırakıyor ve  baştaki kurtağzından geçirerek demir atma işini hallediyorum. Kolayını bulmuştum.
 
Bir ara bardaktan boşalırcasına yağmur yağdı , ardından da güneş. Saat 16:00 da yarışın ilk günü bitti , limana yerime bağlandım. Saçım yok ama sakallarım uzamıştı. Kendim traş olmaya üşendim , ayrıca aynam da yoktu.
 
Çarşıya giderek berber aramaya başladım. Ara sokaktaki  berberde sakalarımı kestirip başımı yıkattım. Rahatlamıştım. Berberden çıkıp deniz tarafına doğru yürümeye başladım. Yolda Birol Beye rasladım. Beraber kulube geldik. Yarın gene yarış var. Yürüyerek limana devekuşun a geldim.
 
10 Mayıs Perşembe
 
Bugün tekrar yelkenle seyir denemesi yaptım. Olmuyor. Rüzgarı nereden aldığım ve nereye gittiğim hususunda sıkıntılarım var. B E C E R E M İ Y O R U M !!!!
 
Kah değirmanaltı na , kah limana doğru gidip gelmeye çalışıyorum. Tromala atamıyorum. Yelkenleri bir türlü rüzgarla dolduramıyorum. Denizin ortasına sallanıp durmak dışında  pek bir şey becerdiğim yok. Halbuki eğitimlerde anlatıldığı gibi yapıyorum. Biraz apazdan rüzgarı aldığımda ilerliyorum ama planladığım hedefe ulaşamıyorum. Öğlende rüzgar kesildi . Bende limana yerime dönüp Devekuşu nu bağladım.
 
Yelken kulubüne gittim. Kulup bu süre içinde benim adeta evim gibi oldu. Beceremediğimi Berk hocaya bahsettim. Nasıl yaptığımı sordu? Rüzgar gülüne bakıyorum. Orsa dan geliyorsa ıskotayı kasıyorum. Yok apaz veya geniş apaz geliyorsa, bumbayı baş omuzluğa kadar boşluyorum dedim.
 
Beni Kulubün dershanesine aldı. Tahtayı sildi. Otur abi dedi. Birincisi; rüzgarın tekneye nereden geldiğini boşver. Dedi. Sen nereye gitmek istediğine odaklan. Yelkenin yapraklanana kadar ıskotayı sal veya kas. Arada yapraklanmanın  olmadığı alan senin hareket alanın. Bu alanda duruma göre istediğin gibi oynayabilirsin.
 
Rüzgar tekneye apaz gelmiş orsa gelmiş boşver. Bunu tahtada çizerekte nasıl yapacağımı anlattı. Benim için en önemli ders oldu desem yalan olmaz. Belki biraz da araba kullanmada olduğu gibi , acemilikte vites değiştirirken ayaklarına bakıyor olması gibi bir şey.
 
11 Mayıs Cuma
 
Büyük bir istekle limandan çıktım. Bugün Berk hocanın anlattıklarını deneyeceğim. Önce değirmen altı yönüne doğru gittim motorla. Rüzgâr az. Saat 10:00 gibi rüzgar esmeye başladı. Açığa rota tutarak yelkenle ilerlemeye başladım.  Daha sonra kavança atarak yönümü Barbaros istikametine çevirdim. Limanda açıkta demirlemiş gemilerin arasından Barbaros yönüne ilerliyorum. Rüzgarın nereden estiğiyle çok ilgilenmiyorum. Tüm dikkatim yelkenin yapraklanmaması üzerine. Demek ki işin sırrı Berk hocanın anlattıklarındaymış. İlk defa Devekuşuyla yelken yapmaktan zevk alıyorum. Barbaros , oradan açık, tekrar Tekirdağ limaniçi derken Saat 15 .00 te rüzgar kaldı. Motoru çalıştırıp limana yerime gelip bağlandım.Çok mutluydum.
 
Bu mutluluk bana bugun dişlerimin  takılacağını unutturmuştu. Randevum saat 11 deydi. Ben o kadar ısrar etmiştim illa Cuma takalım diye , ama yelkenin verdiği haz dişlerimi ve randevumu unutturmuştu bana. Ecz. Caneri aradım. Diş hekimini arayarak adıma özür dilemesini rica ettim. Bir özür dilemeden gitmeye yüzüm yoktu.
 
Yarın Tekirdağ yelken kulubünün kendi içinde yapacağı yarışlar var. Devekuşu nu hakem teknesi olarak kullanacağız. Ben de bu sayede yelken yarışlarının kuralları hakkında bir şeyler daha öğrenmiş olacağağım.
 
12 Mayıs Cumartesi
 
Yarışta Devekuşu finish teknesi olarak görev yapacak. Şamandıra atma işini Hakan hoca üstlendi. Ben sadece gösterilen yere demirliyor ve bekliyorum. Hava döndüğü için bazen demirimin taradığı izlenimine kapılıyorum. Biraz sonra tekrar aynı yere geldiğimi görünce taramıyor diyorum. 6 kg lık yeni demirim var artık.
 
Başa gitmeden havuzluktan demir atmanın da yolunu buldum. Demiri havuzluktan bırakıyor ve  baştaki kurtağzından geçirerek demir atma işini hallediyorum. Kolayını bulmuştum.
 
Bir ara bardaktan boşalırcasına yağmur yağdı , ardından da güneş. Saat 16:00 da yarışın ilk günü bitti , limana yerime bağlandım. Saçım yok ama sakallarım uzamıştı. Kendim traş olmaya üşendim , ayrıca aynam da yoktu.
 
Çarşıya giderek berber aramaya başladım. Ara sokaktaki  berberde sakalarımı kestirip başımı yıkattım. Rahatlamıştım. Berberden çıkıp deniz tarafına doğru yürümeye başladım. Yürüyerek limana devekuşun a geldim.
 
Toplam blog
: 55
: 313
Kayıt tarihi
: 10.11.12
 
 

Yaşamımın büyük bir bölümünde , kafam kuma gömülü KARADAN DENİZE bakmıştım. Bundan böyle kafamı k..